28 Temmuz tarihi, sevgili Barbarla Kızılcahamam sefası yaptığımız, Serkan Mutanın maalesef
katılamadığı önemli bir gün olarak geçti tarihe ! Sabahın köründe Ovaçayı üzerinden Kızılcahamama
varıldı. Ovaçayında (Kazan) bilinen Angıt, Yeşilbaş vs dışında pek bir şey gözlenemedi. K.hamamda
amaç mümkünse şu kara ağaçkakan kardeşimizi görmekti ancak bu türün sık görüldüğü ve mangalcılardan
uzak olan "çevreyolu" sürpriz bir şekilde orman yangınını engellemek için ulaşıma kapatılmıştı.
Kös kös dönerken aklımıza K.hamama 30 km uzaklıktaki Işıkdağı geldi. En azından 1600 m.de, kaynayan
yeryüzünden daha serin bir gölgede pinekleme şansımız olacaktı. Bu yörede yaklaşık 6 saatimizi
geçirdik çoğunlukla kılımızı kıpırdatmadan, kocaman sarıçamların gölgesinde. Parola şuydu: Kaykıl,
kuş gelip önüne konarsa gözle ! Buna rağmen orman tırmaşık, çaprazgaga, küçük iskete, kaya
kırlangıcı, kaya kartalı, yılan kartalı ve çıtkuşu gibi arkadaşlar endamlarını gösterdiler. Baharda
gördüğüm çütreler ortada yoktu niyeyse...Orman tırmaşıkları ilk kez aile boyu gözledim. Yanyana iki
ağaçta 3 ü velet tam 4 bireydiler. Bir ara ebeveynden biri, yanındaki velede enfes bir böcek sundu
(Bkz. Resim). 
Güzide insan Barbarın sayesinde ilgi çekici çiçekler de makinalarımızdan nasibini aldı. Öneri: Hava çok sıcaksa ve kıpırdayacak haliniz yoksa Işıkdağına gidin. Şansınıza kuş bile
görebilirsiniz:))