TR EN
TR EN
Belgeli Tür 505
Fotoğraflar 92806
Gözlemler 9860
Videolar 1348

FORUM

Kurutulan Sulak alanlar

wolfkenan wolfkenan 2.01.2010 21:31:00
Işıklı Gölü (Denizli)

http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=38572

Denizli nin Çivril ilçesinde yer alan Işıklı Gölü, Büyük Menderes i besleyen kaynaklar üzerinde Akdağ ın güneyinde yer alır. Maksimum derinliği 7 metredir. Işıklı Gölü, bir zamanlar binlerce hektarlık tatlısu bataklığı ile çevriliydi ve güneydeki Gök Göl Bataklığı ile birleşik tek bir göldü. Tüm sistemin alanı 10.000 hektara yaklaşmaktaydı. Çevredeki tarlaların sulanmasına 30 lu yıllarda başlanmış, 1960 larda ise 2000 hektara yakın bataklık kurutulmuş. Gölün bir baraj gölüne çevrilmesi işlemi 1949 da başlamış, 1968 de bugünkü regülatör ve seddeleme sistemi tamamlanmıştır. Göl artık Devlet Su İşleri tarafından Işıklı Barajı olarak adlandırılmaktadır. Günümüzde gölün en yüksek alanı 6580 hektar, en düşük alanı ise 1550 hektardır.

Işıklı Gölü kışlayan su kuşları için çok önemli bir yaşam alanıdır. 200 bini aşkın su kuşu bu gölde kışlamaktadır. 20 yi aşkın kuş türü bölgede kuluçkaya yatar. Ayrıca göl balık bakımından zengindir ve çevre köyler için balıkçılık açısından büyük önem taşır. Yılda 70 tona yakın balık tutulur.

Işıklı Gölü nün koruma statüsü yoktur. Kontrolsüz balıkçılık ve avcılık göldeki en büyük tehditlerden biridir.
Bir zamanlar Baraj değil 100km kareyi geçen çok büyük bir gölmüş.Şimdi 50-70 km kare arası gidip gelmekte yağışa göre ve fazla dolunca kapakları açıp salıyorlar.Bugün artık Gökgölle Işıklıyı ayrı bir gözlem olarak giriyorum.Yıllar önce tek bir gölmüş.
ERZURUM BATAKLIĞI
Sürmeli kızkuşu ve angıtın yurdu
1500 yıl önce Horenli Moses, bölgenin çok yeşil, verimli olduğunu yazmış. Ekşi meyveler yetişir, halk gölün leziz balıkları, kuşlarıyla beslenirmiş. Evliya Çelebi ise Erzurum Bataklığı’nı övmekle bitiremiyor. 19. yy’daki halini gezgin Robert Curzon’dan öğreniyoruz: “Görmeyenlerin inanması mümkün değil. Bu bataklıklarda o kadar çok kuş var ki, yerde toprak, gökte güneş görünmüyor. 172 tür kuş yaşıyor.”
Fırat’ın kollarından Karasu’yla sulanan bataklık 1960’larda sıtmayla mücadele için kurutuldu. Kuşları azaldı. Bugün 1200 hektarlık araziden petrol hattı geçiyor. Yine de çok canlı. Yakında koruma altına alınacak. Bu aylarda bataklık çevresinde nesli tehlikedeki sürmeli kızkuşunu, angıt, turna ve akkanatlı sumruyu, büyük korubeni kelebeğini görebilirsiniz.

Kuşların Yaşam Alanları Tehdit Altında

Doğadaki dengenin merkezinde olan su, Türkiye de ne yazık ki gerektiği gibi yönetilemiyor. DSİ su kaynaklarımızı sınırsızmışcasına kullanıma açıyor. Bu hatalı yönetimin gizli kurbanları kuşlar. ne yazık ki kuşların kuluçkaya yattığı, yavrularını beslediği, göçte konakladığı ve kışı geçirdiği sulak alanlarımızın onlarcası geçtiğimiz on yıl içinde DSi tarafından uygulanan projelerle yok edildi.

Önce Amik, Avlan, Kestel ve Gavur gibi göller drenaj kanalları açılarak doğrudan kurutuldu. Sonra Sultansazlığı, Kulu, Bolluk, Eşmekaya, Hotamış ve Ereğli Sazlıkları gibi birçok sulak alan kendilerini besleyen su kaynaklarının tarımsal projelere kaydırılması nedeniyle yok edildi. Baraj, sulama, yeraltı su çekimi, taşkından koruma için yapılan setler ve tahliye bu alanların yani kuşların yüzyıllardır kullandığı yerleşimlerin sonu oldu. Bunun sonucunda Türkiye de sukuşlarının neredeyse tamamının nesli tehlikeye girdi.

Ülkemizdeki 184 Önemli Kuş Alanı nın (ÖKA) 148 tanesi (yüzde 80 i) bir ya da daha çok tehdit ile karşı karşıya.
*Ramsar Sözleşmesi:
1971 yılında İran’ın Ramsar kentinde kabul edilen "Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslar arası Öneme Sahip Sulakalanlar Hakkında Sözleşme" veya kısaca RAMSAR Sözleşmesi olarak bilinen sözleşmedir. Türkiye, Ramsar Sözleşmesi’ni 17 Mayıs 1994’te resmen yürürlüğe sokmuştur.. Uzun vadede ulusal sulak alan politikalarının geliştirilmesini amaçlayan Sözleşmedeki en önemli düzenleme, Uluslar arası Öneme Sahip Sulak Alanlar Listesi veya kısa adı ile Ramsar Listesi’dir. Ülkemizde Ramsar Listesi’ne dahil 9 sulak alan bulunmaktadır. İlgili yasaya dayanarak çalışmalarını sürdüren Ulusal Sulak Alan Komisyonu tarafından belirlenen yeni alanların da onay beklediği listeye uzun süredir Uluabat Gölü de dahildir.

alinti:Dogal Hayati Koruma Vakfi
http://www.wwf.org.tr/tr/ekbilgi84.asp

Işıklı'da son yaptığım çalışmalar neticesinde Trakuşta ilk belgeleyen olarak Ankaranın sembollerinden bıyıklı baştankaranın burada büyük populasyonuyla devamlı yaşayıp üreyen olduğunu gördüm,ayrıca kındıra kamışçını,bıyıklı kamışçın,yelpazekuyruk kuşunun sayılarıda sevindirici,kuşlar daha çok gölün devamı gibi gözüken Gökgöl sazlıklarında üremektedir,çalışmalarımla ilginç türleri
araştırmam devam etmektedir,ilaveler yapma şansım olur inşallah...


wolfkenan wolfkenan 2.01.2010 21:32:00

DEVAMI -2



Ülkemizde soyu tükenme tehditi altındaki kuşlar:



1-Kelaynak, Birecik te doğa korumacıları tarafından korunuyor. Vahşi hayattan ve göç yollarından tamamen silindi.



2- 2004 yılında bir çift Balık Baykuşu nun fotoğraflanıncaya kadar nesli tükendiği düşünülüyordu. Güney Ege de bir kaç tanesinin kaldığı düşünülüyor.



3- Akkuyruklu Kızkuşu, Hindistan ve İran da pek çok gölün kıyısında ve sazlıklarda bulunuyor. 20 yıl öncesine kadar ülkemizde de vardı. Ancak artık Türkiye de yuva yapmıyorlar.



4- Telliturna, türkülerde simgeleşen harika bir kuş. Taşkın nehir ovalarında yaşar. Ancak yapılan barajlar ve setler bu taşkınları önleyince Telliturna da uçmaz oldu semalarımızda. Kuş gözlemcilerinin en çok aradığı tür olan telliturna yalnızca Murat nehrinin kıyısında tek bir noktada nadiren görülebiliyor.



5- Çayır ve otlakların Mezgeldek adlı ürkek kuşu, 1998 yılında yurdumuzda üremeye devam ettiği keşfedildi. Ancak beş yıl sonra son üreme alanı da tahrip edilince bugün Mezgeldek in ürediğini bildiğimiz herhangi bir yer yok.



6- Uludoğan bir zamanlar bozkırların efendisiydi. Birleşmiş Milletler Çevre Programı nca hazırlanan rapora göre 2030 a kadar nesli tamamen tükenecek.



7- Yaz Ördeği nin konakladığı alanlar karpuz tarlası olunca, ürediği son birkaç alanı da saymazsak yudumuzdan tamamen silindi.



8- Avrupa nın en büyük kartalı olan Akkuyruklu Kartal lardan ülkemiz sınırları içinde en fazla 15 çift kaldığı tahmin ediliyor.



9- Adına parklar yaptığımız Kuğu son 30 yılda yurdumuzdaki üreme nüfusunun neredeyse tamamını kaybetti. Halihazırda kuğunun ürediği bilinen hiçbir alan yok ve kış hariç bu zarif yaratığı görme şansımız yok.



10- Bir zamanlar koloniler halinde görülen Akpelikan lar Ereğli Sazlığı ve Seyfe Gölü nün tamamen kurumasıyla ülkemizden neredeyse tamamen silindi. Yalnızca Gürcistan sınırındaki Aktaş Gölü nde bulunuyorlar.



Bunlara ek olarak Küçük Karabatak, Flamingo, Büyük Akbalıkçıl, Dikkuyruk, Akdeniz Martısı ve Gülen Sungur popülasyonlarının %50 den fazlası, Turna, Kızılboyunlu Batağan, Kılıçgaga, Uzunbacak, Macar ördeği, Kaşıkçı, Çeltikçi gibi türlerinde en az %20 si son 10 yılda yok oldu.



Türkiye de 50 yılda üç Van gölü büyüklüğünde sulak alan geri dönüşsüz biçimde kaybedildi.

Ülkemizin yok olan sulak alanları:



Tuz Gölü: 1997 de 260 bin hektar alanı kaplarken, yedi yılda 160 bin hektara düştü. Konya nın kanalizasyon ve tarımdan dönen suların arıtılmadan göle verilmesi, en büyük tehdit. Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma Kurumu nca hazırlanacak Yönetim Planı nın soruna çözüm getirmesi bekleniyor.



Seyfe Gölü: Kırşehir deki göl, alanı besleyen suların içme ve sulama amacıyla başka yerlere yönlendirilmesiyle kurutuldu. 20 santimetre tuzla kaplı ve rüzgâr erozyonuna açık.



Eşmekaya Sazlıkları: DSİ, Aksaray ilçesi sınırındaki bu sazlığı baraj gölüne çevirme çalışmasına 1995 te başladı ama bitirilemedi. Aşırı yeraltı suyu çekimi nedeniyle bölgedeki su kaynakları kurumuş, dolayısıyla da barajda su tutulamamış durumda.



Kestel Gölü: Burdur Bucak ilçesindeki göl 1965 te tarım için kurutuldu. Çeltikçi çayının tamamı, sulamada kullanılıyor.



Hotamış Sazlıkları: Konya da bulunan, 1980 lere kadar on binlerce hektarlık alana yayılan sazlıklar, su rejimine yapılan müdahaleler sonucu kurutuldu. DSİ, Konya Ovası Projeleri kapsamında tarımdan dönen suların Hotamış ta depolanması için alanın baraja dönüştürülmesini planlıyor. Bu plan olmazsa sulak alan tümüyle kaybedilecek.



Sultan Sazlığı: Erciyes Dağı nın güneyindeki sulak alanın bir kısmı 1960 larda DSİ müdahalesiyle tarım alanı kazanma amacıyla kurutuldu. Kurutulan alan artık çorak. Biyolojik çeşitlilik de yok olma noktasında. Göçmen kuşların konaklama mekanı olan ve önemli flamingo popülasyonu barındıran sazlıklar, su takviyesi yapılmazsa çöl olacak.



Amik Gölü: Hatay daki 75 bin metrekarelik gölün suyu, 1968 de açılan dört drenaj kanalıyla Asi Nehri ne boşaltıldı. Ancak altı yılda kurutulan alan, çevreye göre altı metre aşağıda kaldı. Drenaj kanallarının tıkanması sonucu da en küçük yağmurda doluyor, her yıl ekili alanlar su altında kalıyor. Gölün kurutulmasıyla Hatay ikliminin de değiştiği kaydediliyor. Yağışlar düzensizleşti, seller arttı.



Gâvur Gölü: 1950 li yıllarda Kahramanmaraş ta sıtma mücadesi için dev kanallarla Aksu ve Ceyhan Nehri ne bağlanan gölde 7 bin 125 hektar kurutuldu. Taban suyu, kısa sürede istenilen düzeyin çok altına düşürüldü.



Suğla Gölü: Tarımsal amaçlı kurutuldu. Konya nın Seydişehir ilçesinde yapılan Suğla Barajı ile hem Konya Ovası sulanması, hem göl çevresinde 14 bin 600 hektarlık alüvyonlu arazinin tarıma açılması planlandı. Bugün göl, bir rezervuara dönüştürüldü.



Samsam Gölü: Konya da tarım için başlatılan kurutma çalışmasının ardından göl çevresindeki topraklar hâlâ büyük ölçüde tuzlu ve kesinlikle verim alınamıyor.



Eber Gölü: Göller Bölgesi ndeki Eber Gölü, Afyon un Bolvadin ilçesinde. 30-40 yıl öncesine kadar kuş ve balık cennetiydi. Yöre halkının önemli geçim kaynağı olan göl, kamış ve sazlıklarıyla da ünlü. Ancak göldeki kirlilik, kuş ve balık türlerinin yanında bölge halkını da tehdit eder seviyede. Yağışların az olması nedeniyle son yıllarda göl beslenemiyor. Buharlaşmanın yanında sulama, gölün su seviyesinin düşmesine neden oluyor.



Avlan Gölü: Antalya nın Elmalı sınırlarındaki göl, DSİ tarafından 1970 te tarım için kurutuldu. Toplam 26 bin dönüm alana sahip göl kuruyunca çevrede iklim değişti, elmalar kurumaya başladı, taban suları azaldı. 1997 de köylüler, 2 bin 500 imzalı bir dilekçeyi Başbakanlığa sundu. Bunun üzerine DSİ gölü yeniden oluşturma kararı aldı. Gölün 9 bin dönümünde su tutulmaya başlandı. Son iki yıldır kuraklık nedeniyle göl kuruyor. Bir de gölün ortasından Elmalı-Finike yolu geçiyor. Kışın karayolunu su basmasın diye gölün fazla suları DSİ tarafından tahliye ediliyor. Kuruyan bölgede tarım yapanlar, DSİ den gölün fazla sularının tahliyesini istiyor.



Meke Gölü: Konya nın Karapınar ilçesindeki Meke Krater Gölü nün suları, bölge yeterli yağış almadığı ve gölü besleyen yeraltı sularını çiftçiler kullandığı için çekildi. 5 milyon yıl önce volkanik patlama sonucu oluşan ve taban suyuyla beslenen Meke Gölü, 2000 de 100 ün üzerinde kuş türüne ev sahipliği yapıyordu, suyunun hızla kuruması nedeniyle hem güzelliğini kaybetti, hem birçok kuş türü bölgeden uzaklaştı. 12 metrelik gölün derinliği, bugün sadece bir metre. Bölgenin yeterli düzeyde yağış alması için Türk Silahlı Kuvvetleri ağaçlandırma çalışması başlattı ancak gölü kurtarmak mümkün görünmüyor.



Akşehir Gölü: Nasreddin Hoca nın maya çaldığı ünlü göle akan su, baraj ve göletlerle engelleniyor. Su seviyesinin azalması, göl kenarlarını bataklık haline getirdi. Ayrıca Akşehir ve çevresinin kanalizasyon atıkları da arıtılmadan göle bırakılıyor. 15 yıl önce 350 kilometrekarenin üzerinde alana sahip göl, toplam alanı 30 kilometrekareye, en derin yeri ise 1 metreye kadar düştü. Geçimini gölden sağlayan 5 bin aile göç etmek zorunda kaldı.



Beyşehir Gölü: Konya-Çumra Ovası ndaki tarım alanlarının sulanması amacıyla aşırı su çekiliyor. Göl kıyılarında kumullaşma, erozyon, sualtı bitkilerinde artış, balıkların yumurtlama alanlarında bozulma başladı. Balık türlerinde büyük azalma var. Atıklar ve tarımdan dönen sular gölü tehdit ediyor.



kaynaklar: Atlas, Yeşil Atlas, Radikal[/b]



wolfkenan wolfkenan 2.01.2010 21:34:00

Devamı-3

Zamaninda cesitli hukumetlerimizin -kendilerine gore dogru dusunerek- yaptiklari calismalarla Amik Golu ne , telli turnalara, kelaynaklara elveda dedik ve daha nicelerine elveda demek uzereyiz. Amik Golu nun kurutulmasi ile Dunya da cok ender bulunan bir karabatak turu olan "yilanboyun" un soyunu tukettik. Kendileri su an sadece Iran da yasamakta.



70li yillarda Suriye den col cekirgesi geliyor diye hukumetimiz Guneydoguyu tamamen ilaclamisti.Tamam belki col cekirgelerinden kurtulmustuk . Ayni zamanda o bolgede yasayan baska boceklerin de, bitkilerin de, ayni zamanda dunyada sadece Fas ta ve Turkiye de yasayan kelaynaklarinda yok olmasini sagladik.



Cesitli baraj calismalari ile de hani o meshur telli turnalarin soyunu tukettik . Su an sadece 11 tane kaldi . Dusunebiliyor musunuz 11 tane.YAZIK BIZE



Cesitli endustriyel calismalarla da ic anadolu bolgemizdeki bir cok sulakalani kuruttuk ve kurutmaya devam ediyoruz( orn. Sultansazligi , Tuz golu, ...vs)

Ayrica *RAMSAR bolgesi olan Uluabat Golu de M. Kemal pasa tarafindaki fabrikalarin atiklari ile her gun dolmakta. Yakinda bu guzel golude kurutup rahatlayacagiz

Yeni Türler, Belgeli Tür Adedi : 452  |  Kalan Tür Adedi:39
Copyright TRAKUS © 2008 - 2024 Türkiye'nin Anonim Kuşları: Sponsor ESİT