RAZİYE İÇİN GÖNÜLLÜ TAKIMA İHTİYAÇ VAR!
DilekveTunç 3.01.2011 19:23:00
Raziye, yani Estonya uyruklu Rasina uydu vericili bir turna olup şu anda kışı geçirmek üzere Bilecik te Sakarye Nehri boyunda takılıyor. Bizim ekip kuşu aramış ve bulmuştu...
Bilecik İstanbul a biraz uzak olduğu için buradan gitmek zor. Bilecik, Eskişehir veya Bursa dan gidecek var mı?
Neden mi soruyorum?Raziye tek kaldı...Estonya da halkalanan diğer iki turnada biri İtalya açıklarında
Akdeniz de boğuldu gitti...Diğeri de Sırbistan da yok oldu. Raziye hala ayakta... Sakarya dan kana kana suyunu içiyor, Üyük tarlalarındaki böcekleri ve bitki yumrularını afiyetle mideye indiriyor,
üzerine de yarı çürümüş karpuz tatlısı yiyor...
Raziye yi Ocak ayında bir kontrol edecek gönüllü takıma ihtiyaç var...
Kerem Ali BOYLA
RASİNA NIN (O ARTIK RAZİYE) NİN İZİNDE
“Estonyalı Turna Rasina nın(artık Raziye) Türkiye de olduğu haberi gelince Kerem Ali Boyla tarafından bir ekip kurularak aranması gündeme geldi. Ekip kuruldu ve Rasina bulundu. Bulunma ve gözlem sonuçları Nilüfer Araç arkadaşımızın anlatımıyla internette Yelkovan üzerinden paylaşıldı.”
Gecikmiş bir görevimi yerine getirmek adına herkese merhaba. Kerem in raporundan alıntılar yaparak sizlere Rasina nın (o artık Raziye) nin izinde belgeselimizden bahsetmek istiyorum.
Tarih: 16 Aralık 2010
Ekip: Can Catallar; fotoğrafçı
Nilüfer Araç; WWF
Sercan Bilgin; İKGT (İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu), uzman
Kerem Ali Boyla; İKGT (İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu), ornitolog
Saat 4:00 da düştük Vezirhan Bilecik yollarına. Kerem in aldığı malzemelerle yaptığımız sandviçleri midemize indirirken, sohbet muhabbet bir baktık ki saat yedi civarı bize verilen koordinatlarda kol geziyoruz. Üyük Köyü civarı şantiye arabalarının olduğu iş makineleri ile yerle bir yapılmış bozuk peyzajlı alana park ettik arabamızı. Kerem terminatör kıyafetleri giyip, hazırım der demez başladık yürümeye nehir kolu boyunca. Şahinler, gri balıkçıllar, karabataklar etrafta uçuşurken (doğan görmek bizi heyecanlandırsa da) bizim genç turna nın izine rastlayamayınca biraz endişelendik. Bu arada İstanbul da sağnak yağış varken arazimiz kupkuru, ayağımızı saran tarla çamurunu saymazsak tabii
Biz bile buraları beğenmedik, Rasina hiç beğenmez deyip karşı tarafa, karpuz, biber, buğday tarlalarının olduğu tarafa geçtik. Can Bey in düldülü (4x4 Nissan) bizi hiç üzmezken Kerem, Sercan ve Ben şöyle bir tarlaların oraya bakalım derken Can Bey i bir ara zorlamış. Neyse suyun diğer tarafını gören hakim bir tepeye çıkıp alanı tararken Sercan keskin gözleri ile Raziye mizi buldu. Umutsuz bir sessizliği ardından Kerem keyifle gülerken, bense
- Amanın bu tavuk gibi ortada, gençler ve tek dolaşan bireyler, dans eden büyükleri kadar zarif durmuyormuş, yorumunu yapmadan edemedim.
Sercan ve ben ona göz kulak olurken Kerem, Can Bey i karşıladı ve Raziye ye doğru yürümeye başladık. Amaç Can Bey in bazukası ile boy boy fotoğraflarını çekmek ve ayaklar