FORUM

Av dönemi kapanıyor.

2010-2011 AV DÖNEMİ MERKEZ AV KOMİSYONU KARARI



http://www.milliparklar.gov.tr/DKMP/Files/20102011mak.htm

Şimdi bir şey söyleyecem ama yine kötü olucam sanırım...



Lütfen kimse kişiselleştirmesin...



Bir hukukçu olarak ne yapmaya çalıştığınızı anlamış değilim...



1- fahri av müfettişi değilseniz

2- yasak tür avlandığından yada ava kapalı bir yerde avlanıldığından emin değilseniz



a- adamların ruhsatı varsa

b- av süresi devam ediyorsa

c- kotayı aşmamışlarsa

d- yapılan av yeri uygunsa



adamlar sizden şikayetçi olurlar...

Kendinize göre kurallar koyup denetleme organı olarak kendinizi atarsanız başınıza olmadık işler gelir... demedi demeyin...



DUYRULUR

Niye kötü olasın Onur dostum.Hepimiz fikirlerimizi paylaşıcaz tabiki.Yanlışımız varsa uyarıcaz birbirimizi.

Bulunacağım bölge ava yasak olmasına rağmen avcıların cirit attığı bir yer.Sağolsun jandarma bir telefonla bölgeye 10 dakika içinde gelebilmekte.Selamlarımla...

Tuğba güzel yazmışsında 155 ve 156 hoşuna gitmeyen biryer olursa gelmiyor,hatta nasihat ediyor,senin ne işin var kardeşim orda niye

sazlıklara giriyon diyor,baya karışık durumlar...birde bizim Denizlide

güme yaparak avcılık yapan bir köy var şikayet eder dururduk meğer

kendileride avlarmış,hatta buraya avlanmaya gelenlerin kimler olduğunu söylesem daha da üzülürüz,sözde korumacılar...baştan aşağıya kokmuş bir sistemimiz var,bu yargıdan tutunda heryere ulaşmış durumda...

2 numaradan da haberim var ama yazdıklarımı okumadan bir kez daha saldırdığın için seni tebrik ederim...



şunu demek istedem ki yazdığımı okuyanlarından anlayacağı şekilde ava açık bir yerse adam kotasına uygun avlanıyorsa av dönemi bitmemişse yaptığın ihbar suç niteliği taşır. asılsız ihbar yani oyalama ihbar dediğimiz şey kolluk kuvvetlerini görevlerinden alıkoyma suçunu doğurur...

Cins bir jandarmaya denk gelirsin adam 7 kuşaktır avcıdır ters işlem yapar 1-2 gün nezarette yatınca aklın başına gelir...



Ava kapalı yerlerde yapılan avlarda tabiki avcıların karşına geçip hopp napıyorsun sen burda diyecek yüreklilikte bu sitede en fazla 5 kişi çıkar...O yüzden kolluk kuvvetlerine ihbar etmeniz gerektiğini ayrıca uzun uzun yazma gereği duymadım Tuğba; unutuyorsun ki bende 8 yıldır kuşçuyum jandarma veya polise yada orman bakanlığına ihbar edildiğini biliyorum...



Sana mevzuatı inceledim falan demedim cümlelerimi saplantılı şekilde değiştirerek sadeliğini bozup başka bir forum başlığı altındaki başka bir konuyu burda dile getirmende senin benim anlaşılır yazdığım yazıyı nasıl olurda al aşşağı ederim şeklindeki düşüncelerinden kaynaklanıyor;



Okusaydın yada okuduğunu anlasaydın da sanırım bana ava yasak yerlerde nöbet tutucam kuleye çıkıcam jandarmayı arıycam demezdin...



Ben tüm yazımı ava açık olan yerlerde av süresi dahilinde müdahale ve ihbar etmekten kaçının anlamında yazdım...(ava yasak türleri vurduklarından eminseniz yine ihbar edin)



Ayrıca böyle konularda bana bir avcıymışım gibi tepkiler vermenizde beni son derece üzüyor... 20 sene sonra hayatta olursak benim dediklerim kadar bile ilerleme olmadığını göreceksin...



iyi geceler

Bu ve diğer konuyu dışarıdan takip ediyorum ve Onur beye fazla yüklenildiğini, haksızlık edildiğini düşünüyorum.



Duygusal değil de realist yazıyor. Yazık,günah, vicdan el vermiyor, iç sızlıyor, kökten kalsın gibi şeyler bana da mantıksız geliyor. Avın hepsi kalksın,kimse ölmesin, kanlar akmasın, balık da yemeyelim, kebap da yemeyelim, fotosentez ile hayatımızı idame edelim :)



Hayvanlara torpil geçip bitkilere kıymak da olmaz tabi. Doğada taraf olmamak gerek. Ben avın zevk değil de besin için olanına karşı olmam. Ne bileyim, balık avlanmasına karşı olamam mesela. Yeterki av dönemi avlanılsın, üremeler sağlansın, trol ile avlanılmasın. Yani bir sınır çerçevesinde ihtiyaç kadar olsun.



Balık kartalı nasıl balık ile besleniyorsa ben de balık ile beslenmek isterim. İnsanı doğanın dışında bir unsur olarak görmemek lazım. Doğa bizim de yaşam alanımız.



Ama dediğim gibi belli ölçü çerçevesinde. Hiçbir nesli tehlikeye sokmadan, belli sınırlar çerçevesinde.

Allah rızası için konuları çarptırmayın;



avlanmaya kapalı olan yerlerde tüm kuşçuları av nöbetinde görmek istiyorum bende moganda olucam..



bu forumdaki konu bu...



ava açık olan yerlerde ihbardan kaçının eğer yasak türlerin vurulduğundan emin değilseniz...



Tuğba nın da söylediği gibi ben de yeni öğrendim 155 -156 ya ihbar edebilirsiniz...:D



Herkese iyi nöbetler...

Avcılık; beslenme, ticaret ve eğlenme için yapılır. "Gördüğüm" , ayırt etmeksizin tüm avcılığa "kökten" karşı olunması. Burada cümlelerden alıntı yapmak istemiyorum ama balık da avlanmasın, canlı doğaya hiç dokunulmasın,avlanmanın her çeşiti yasak olsun gibi cümleleri okudum bu forumlarda. Python un yazdıkları ise genel anlamda doğru geldi bana. Bir çok konuda duygusal yazıldığını ve hayal dünyasında olduğumuzu düşünüyorum. Bu durum "Kolombiya" hariç dünyanın genelinde var. Bu sorunu duygusal yaklaşımlarla mı çözeceksiniz? Düşüncenin uygulanabilir olması lazım ki Python un yazdıkları gayet uygulanabilir şeyler. Bir şeyi kökten kaldırmak zaman alır, birden olmaz.



İnsanoğlu eğlenmek için de avlanacak, taaa kaç asır yaptığı gibi. Bunun azalması ise zamanla olur ama kökten kalkmaz. Birbirine acımayan insanın bir canlıya hiç acımasını beklemek... 1990-1999 yılları arası 5.5 milyon insan öldü savaşta. Hem cinsine acımayan bir canlıya hiç acımaz. İnsanlığın doğasında var öldürme güdüsü. Bunun kontrol altına alınması da Python un önerileriyle olur, diye düşünüyorum.



Bu konuda da çok fazla üstüne gelindi bence, Farklı düşündü diye günah keçisi ilan edildi.

bazı şeyleri karıştırdığını düşünüyorum..

bende balık yerim ..ama balığın kıyılarda üretilen çiftliklerde yetiştirilmesine karşıyım...

trolle avlanılmasına da karşı olduğum gibi..



ha senin söylediğin kebapta yemeyin balıkta yemeyin edebiyatını ben yapmadığım için cevap vermeye gerek görmüyorum..muhattabı kimse o cevap versin..



sizin duygusal gördüğünüz bu ava karşı olma durumu aslında bir bencilliktir bunu ifade edeyim...çünkü bu dünyada varlığımı sürdürebilme şansım..o canlıların varolma durumuna bağlıdır..

av beslenme amaçlı yapılıyormuş ..tümüyle palavra ..

dediğiniz bir şeye katılıyorum; av kesinlikle ticari ve eğlence amaçlı insanın öldürme güdüsünü açığa çıkartığı bir yöntem ..



bunun yanlış olduğunu bile bile..afferim nede güzel öldürüyolar dememi ,

amaaaann nasıl olsa sonuç alamayacağız neden uğraşalıım ki dememi de beklemeyin benden...son nefesimi verene kadar bu tür eylemleri nefretle anacağım...ve de karşısında olacağım...



biz neden kuş fotoğrafı çekiyoruz ki ozaman..arkadaşlarım bana bu yaptığımın çok saçma bişe olduğunu söyleyip duruyoo..alsan avlasan etini yesen anlıyacağımda bu fotoğrafını çekmekte ne oluyoo diyoolar..toplumda ki ÇOĞUNLUK böyle düşünüyor diye ben makinamı bırakayım elimden silaha sarılayım ozaman....Usludan yeğdir delimiz diyerek fotoğraf makinasına sarılmak neden ozaman???

sizin arkadaşlarınız böyle bir yaklaşımda bulunmuyor mu?? onlara ne cevap veriyorsunuz?





insan oğlu taa asırlar önce hayatta kalabilmek için avlanıyor ve toplayıcığığa başvuruyordu..tıpkı çitanın tavşanı avladığı gibi..

ama çita hiç bir zaman avı ticari bir olgu yada spor olarak görmemiştir herhalde...çita hangi avına spor amaçlı çıkıyor acaba??

bu konuda benzetme yapılması garip..

Ahu, bunun yanlış olduğunu ben de biliyorum. Ama olduğunu ve olacağını inkar etmiyorum. Bunun olmaması için ben de çabalıyorum ama kesin biteceğini düşünmüyorum. Azalacağını ümit ediyorum, sevdirmeye çalışıyorum. Zevk için öldürülmeyi doğru bulmuyorum, bunun olmaması için de çabalıyorum ama ne kadar çaba versem de bunun kökten kalkmayacağını düşünüyorum. Sadece azalabileceğini ve kontrol altına alınabileceğini düşünüyorum.

İnsanın avcılığından bahsettiğimi anlamış olmalısın. Tüccar çita tabiki olmayacaktır

Onur tartışmayı dallandırıp budaklandırarak çok farklı kulvarlara çekiyorsun... Ne bakanlık kaldı ne nüfus yapısı kaldı, elmalar, ayvalar, armutlar kirazlar hepsi bir sepete doldu. Bahsettiin konularla bizim savunduklarımızın kimi arasında bağ var kimisi hiç alakasız. Kuşlar konusunda uzman değilim. Ama memelilerin bu ülkede azalmasının tek nedeni avcılardır. Nokta. Yok şehirleşmeymiş yok nüfusmuş bunlarla alakası yok. Nüfus zaten doğal alanları terkedip şehirleri kuşattı. Doğal alanlar kırsal nüfus azaldıktan sonra nefes aldı. Ne terkedilmiş köyler keşfettim, kıyısından leoparlar geçiyor, sokaklarında dağ keçileri yatıyor, evlerini çizgili sırtlanlar in yapmış. Benim anlayamadığım neden sürekli bir savunma halindesin. Ve bir avuç insanı, ki bunlar etkisiz ve yetkisiz bizler oluyoruz, ikna etme çabası içindesin anlamış değilim. Sen bunları yazdın diye ülkenin şartları mı değişiyor. Zaten aynı ve değişeceği de yok. Sen de bizim gibi boşa kürek sallıyorsun o kadar. Ne biz yazıyoruz diye avcılık yasaklanıyor ne sen yazıyorsun diye özel avlaklarda eğitimli elitist avcılar avlanıyor. Biz zaten ulaşabildiğimiz her yerde bildiğimiz ve inandığımızı anlatıyoruz. Avcılarla da bol bol muhabbet ediyoruz. Onlara da davamızı anlatıyoruz. Eminim sen de anlatıyorsundur. E ne dir o zaman, neye ikna etmeye çalışıyorsun bizi? Ben doğada bir canlının nasıl can verdiğine, bir avcının bir türü vururken ki ruh haline, avı avladığındaki piskolojisine, ve o canın dünyadan silinişine çok şahit oldum. Benim görüşüm budur, hiç bir surette bir memeli türünün, bir kuşun avlanmasına razı değilim. Bunu yapanlarda gözümde bir insan öldürmüş gibidir. Başkası da başka türlü düşünür. Bırakın dünyada da bir kişi olsun böyle düşünsün.

Sarıkamış konusunda da sana katılmam mümkün değil. O olay çok farklı. Burası da yeri değil zaten. Ancak tespitlerin çok yanlış. Halkın ne söylediğini boşver. Çünkü işine geldiği gibi söyler. Halkın anlatmasıyla yaban hayatın gerçeklerine ulaşamazsın. Eğer benim orada yaptığım gözlemleri inanılır bulursan, o çöplüğün zararı değil yaban hayvanlarına çok faydası var. Hiç kurulmasaydı daha iyiydi ama kaldırılması felaket olur.

Hayata çok karamsar bakıyorsun. Öyle bir felaket senaryoları çizmişsin ki benim bile ruhum karardı. Sanırım yeryüzü belgeselindeydi, baştan insanın gözünden yaş getirdiler, sonra da gelişen ve düzelen değerler anlatılınca bir ooh demiştim. Eğer ruhuna biraz serinlik verecekse ben senin kadar karamsar değilim. Kırsal nüfus çok çok azalacak ileride. Ama tarımsal üretim daha verimli kullanılacak ve daha fazla üretim olacak. İşsiz kesim dediğin aslında kendini geliştirememiş, tembel nüfus da iş sahibi olacak. Bugün dışarıdan işçi getirtip çalışan firmalar bile var. Açlık sınırı siyasal bir argümandır. Bu ülkede gerçekten aç kalan kimseler varsa komşularının günahındandır. Yoksa ülkenin fakirliğinden değil. Toplum ileriki yıllarda daha da zenginleşecek ama hala kendini fakir zannedecektir. Bugünkü zenginliği anlayabilmen için 70 li y

Eğer ruhuna biraz serinlik verecekse ben senin kadar karamsar değilim. Kırsal nüfus çok çok azalacak ileride. Ama tarımsal üretim daha verimli kullanılacak ve daha fazla üretim olacak. İşsiz kesim dediğin aslında kendini geliştirememiş, tembel nüfus da iş sahibi olacak. Bugün dışarıdan işçi getirtip çalışan firmalar bile var. Açlık sınırı siyasal bir argümandır. Bu ülkede gerçekten aç kalan kimseler varsa komşularının günahındandır. Yoksa ülkenin fakirliğinden değil. Toplum ileriki yıllarda daha da zenginleşecek ama hala kendini fakir zannedecektir. Bugünkü zenginliği anlayabilmen için 70 li yıllarıda yaşaman gerekir. Eskişehir de bir kaç kaloriferli apartman vardı ve biz bunlarda oturana zengin derdik. İnsanlar zenginleştikçe daha fazla şeye ihtiyaç duyacak ve daha fazla para harcamak isteyecek ama yetmeyecek ve yine kendini aç ve fakir zannedecektir. Doğa ise çizdiğin karamsar tablodan çok daha farklı işleyecek, ziara o HES ler yakın bir zamanda gümleyecek. Çoğu zaten sızlanmaya başladı. İstediği verimi alamıyorlar, gerekli doğal şartları sağlayamıyorlar ve yaptırımlar da başlayacak. Ülkede orman miktarı giderek artıyor. Bizim bile dede mirası tarlalara el koydu devlet. Yıllardır işlenmediğinden kestane , sarıçam ve karaçamlar türemiş kuşlar sayesinde. Deniz gibi orman olmuş. Yıllardır ayı ve sırtlan görünmezdi şimdi köylüler sevinçle ayı ve sırtlan gördük diyorlar. Orman fidanlıkları kapandı. Ama dikilen fidan sayısı da arttı. Özel işletmeler bakıyor artık buna. Ağaçlandırma çalışmaları artık yaban hayatının ihtiyacı da gözetilerek yapılıyor. Halk gitgide yaban hayatına daha fazla duyarlı. Köye inen yaralı karacayı kesip yemiyor, yetkililere haber veriyor. Her şey pat diye düzelmez. Bir çok şey yavaş yavaş kendine gelecektir. Ve inşallah köyler boşaldıkça, doğanın yaşam alanı genişledikçe her şey çok daha güzel olacak.

Bak bir zamanlar İstanbul da çöp dağları vardı. Şimdi bunların üzeri yeşil saha. Artık çöplerden elektrik üretiliyor. Organik olmayanlar ayrıştırılıyor. Gazı alınan çöpler de organik gübre olarak park bahçelerde kullanılıyor. Biyolojik arıtmaya geçildi, Galata köprüsünü geçtim millet Haliç köprüsünden balık avlıyor, Galata da eşkine, levrek, palamut bile avlandığına şahit oldum.

Kapımıza ilkokul çocukları geliyor atık pilleri topluyorlar, atık yağ bidonları bırakıyorlar. Kimi okullarda çektiğimiz türlere ait dev posterler karşılıyor çocukları. Komposizyon yarışmaları düzenleniyor, tanıtımlar sunumlar yapılıyor. Bu arada davamızı da anlatmaktan geri durmuyor avcılardan ve avcılıktan nefret etmelerini sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz.

Biraz daha olumlu bakmanı dilerim hayata. Ben kısacık hayatımda bile bir çok olumsuz şeyin değiştiğine şahit oldum. İnanıyorum ki daha çok olumsuzluklar da değişecek. Selamlar..

Bende geçen sene sarıkamışta 1,5 ay kaldım abi..



İnsan eliyle hazırlanmış hazır gıdalarla beslenen ayılar; doğal olmayı yitirmiş bir yığın gen yada zeki olan ayılar doğası gereyi koşmayı karaca ve domuz avlanmayı bırakmış olanlar...



Çöplük kaldırılırsa 3 kuşaktır çöplükten beslenen ayıların hepsi ölür dimi abi...

karsta 3 kez domuz çektim üçündede sürülerde yaklaşık 35 domuz vardı ve çekim yeri tarla kenarıydı...hiç ayı görmedim ama çöplükte hep 6-7 tane oluyor:) belgeseli bile çöplükte çektik baksana ekosisteme :)



öyle bir içine girmişiz ki doğanın çıkmak isteyince bile çıkma diyorsun :)

Koraycım nöbetinde başarılar dilerim,artık gerçekten bizlerin gözlem anında caydırıcılığı olduğuna inanıyorum ama tehlikelerde yok değil.Biz

bunları göze almış insanlarız...avcılığın yarattığı sorunlarıda konuşarak bizler halledemeyiz...devletin adım atması gerek,nasıl oluyorda bir ülkede

100-200bin ruhsatlı avcı oluyorda 5milyon ruhsatsız avcı var deniliyor,çünkü o kadar silah var,kaçak olanlar hariç...öncelik her kafası estiğinde doğaya can almaya çıkan ama herşeye sıkan ruhsatsız bir zihniyeti engellemek...biz Kolombiya değiliz onlardan daha gelişmiş bir toplumuz,çok zor değil ama somut atan devletin olması gerekir,öncelik şu silah yasaları ve tüccarları,bu sanayide çalışan firmalar adına bu siyaset devam ediyor,yaşda 18e çekildi,şimdi ne olacak.Asıl en büyük sorun bu,birde ruhsatlı avcıların içindeki şeytani güçlerle doğadaki nadir hayvanlara ateş etmesi,zevk için nişangah talimi için insan cana nasıl kıyar,asıl sorunlarımız bunlar,şu üç senedir doğaya olan

katkımızın her geçen gün arttığına şahit oluyorum,kitap,internet ve reklam sayesinde toplumu bilinçlendirmeye devam...okulların en başlangıcına kadar eğitim vermeye devam,ne kadar yandaşımız olursa o kadar başarı...ben burdan Halim hocamında Onurunda diğer tüm dostlarımında bu işe ne kadar gönül verdiğine şahidim,bir amaç uğruna toplanmış bu güzel topluluğun bir üyesi olmaktanda gurur duyuyorum...

siteyi kuran Serhat Tigrel abimede her zaman teşekkür etmeye devam edeceğim,dostlarıma iyi çalışmalar,sevgi,saygı ve selamlar...sağlıcakla...

wolfkenan

Kenan abininde dediği gibi avcılığı ilk adımda kaldırmak yerine; sınırlandırmak gerek av ruhsatı yok ama silah ruhsatı var adamın..silahını alamıyorlar 1-2 bin tl ceza bile vermeden bırakıyorlar...



Öncelikle av tüfeği almak için av ruhsatı sahibi olmak şartını getirirsiniz...Sonra av ruhsatı olmayıpta silah ruhsatı olanların av sırasında yakalanması halinde çok ağır para cezalarına çarptırırsınız..böyle 200 kişiye 50 şer bin ceza gelirse çoğu ruhsatsız avcı bir daha doğaya bile çıkmaz...



Sonra tüm ruhsatları iptal edip ruhsat alınması için kurs şartını koyarsınız (kurs ücretlerini yüksek tutar avcı adaylarının eğitiminden de para kazanırsınız) yine burdaki yaptırımlarıda sıkı şekilde uygularsınız o zaman ülkemizdeki doğal hayata avcı müdahalesi minimize olur...



Sonra elinizde eğitimli bilinçli kanuna ve kurala göre avlanan bir avcı kitleniz olur...Ve en sonunda avcılığı özel avlaklara çekebilecek yapıya kavuşmuş olursunuz...

nersini anlamadınız diye 100 kere okudum yazdıklarımı ama hala sade ve anlaşılır olrak görüyorum...



ava açık bir yer mi var neresi ahmet ağa ile memhet ağanın tarlalasının arası ne avı serbest bıldırcın adamın kotası ne atıyorum 3, adam 3 tane vurmuş mu bu durumda siz şikayette bulunmayın dedim...



konuyu okursanız eğer ki okumadığınızdan eminim avda son iki gün iyi değerlendirmek isteyeceklerdir diye açılmış...



bende ava açık olan av alanlarında bu günlerde ihbarı yasak türden emin değilseniz yapmayın dedim...



bunun neresi yanlıştı onu anlayamadım....



konuları ordan burdan şurdan taşıma konusunda hep bir merak görüyorum sizlerde; zaten yazdıklarım sana karşı değildi tuğba en başında...



ben kimse kafasına göre iş yapmasın dedim hepsi bu...



forumfoto sana yazmış sanırım saptırma diye... hala bir avcılıktır gidiyor tamam itirafta ettim avcıyım diye; ben her arazide ateş ediyorum...:)



mevzuatla konunun ne alakası varki; fahri av müfettişi değilseniz yazdım fahri av müfettişi şöyle böyle olursunuz demedim ki ; şarkılardan örnek vererek tatlıya bağlayayım dedim ama sanırım sizler için ali topu tut koş ayşe koş gibi fiş tekerlemeleri daha uygun olur...



birlik olmaktan bahsetmenin yeri vaşak forumu burda avcılığın son iki günündeki önlemlerden bahsetmeye çalışıyoruz...eliniz klavyede benim yazdıklarımdan birşeyler çıkaracağınıza nöbet bekleseydiniz arazide çok daha faydalı olurdu...

hemen yok ederlerdi. Bence bu potansiyel korunmalı. Hatta sadece yemekhane ve mezbaha artıkları bırakılmalı daha güvenli bir yere ki yaban hayvanı gözlemi için mükemmel bir alan olur. Ayıların çok da fazla çoğalmasına sebep verdiğini pek düşünmüyorum. Benim en fazla aynı anda saptadığım sayı 9 idi. Ki bunların içinden bir kaçı haftada bir uğruyordu. Orada kalan 3 ayı vardı. Diğerleri 7-10 km öteden gelen ayılar. Türkiye de ayı ve kurt gözlemleyebileceğiniz nadir alanlardan birisidir Sarıkamış çöplüğü.

Bunun gibi bildiğim 3 çöplük daha var. Farklı bölgelerde. Etrafında yaban hayvanı izi eksik olmuyor. Bir tanesinin etrafı mağaralık ve her taraf çizgili sırtlan izi, mağaralar kemik yığılı. Arasıra tuzak kurmaya geliyor köylüler ve avlıyorlar. Bir tanesi de vaşak çekim merkezi durumunda. Nedendir bilemem ama herhalde iyi bir besin kaynağı oluşturmuş.

Kurt ve ayılar için Sarıkamış çöplüğünü kaldırmak yukarıda belirttiğim gibi kötü sonuçlar doğuracak. Bunu yapmak isteyenin de öncelikle orada bekleyip çöplükten beslenen bireyleri itlaf etmesi gerekecek. Sonradan doğadakilerin yok olmasını engellemek için... Kim yapacak bunu? Ankara yakınlarında bir pikik alanına dadanan ve çöplük karıştıran bir ayıdan bahsetmişlerdi görevliler. Ve sonunda halk eliyle beslemeye kalkınca saldırmış, tabii ardından da tedbir olsun diye öldürmüşler.

Bahsettiğim çizgili sırtlan deposu olan çöplük için de geçerli bu. İsteseniz de istemeseniz de uzun sürede oraya yerleşen türleri yok etmek durumunda kalırsınız.

Baştan dediğim gibi keşke hiç o Sarıkamış ormanına çöplük yapılmasaydı. Ama yapılmış işte. Şimdi onu kaldırarak bir başka yanlışlığa yol açılır.

Bunlar benim şahsi kanaatlerim. Uzun süreli araştırmalar yapılarak sağlıklı bilgi ve neticeler alınabilir. Belki ben de yanılıyorumdur. Bir başkası da çıkar ve benim tezimi çürütür. Ya da daha farklı bir uygulamadan bahseder. Yeni bir şeyler öğrenmeye de her zaman açığım. Kimse de bu onuda otorite değil zaten. Yaban hayatı uygulamaları çeşitli ortam ve şartlarda çok farklı sonuçlar da çıkarabiliyor. Aslında keşke insan hiç bir şekilde müdahale etmese. Bazen düşünüyorum da Dünya da yaban hayatının ihtiyacı olmayan tek yaratık insan. İnsanı zihninizde çıkarın dünyadan, her şey belirli bir düzene girecektir. Sorun her şeyde olduğu gibi insanın müdahaleci tavrından kaynaklanıyor. Selamlar...

Benim düşüncem bu yönde Veysel Bey.