FORUM

1- özel avlak dedim
2- özel avlak sisteminin avrupadaki gibi olması gerektiğini söyledim
3- özel avlaklar; tamamen vahşi doğa dışında seçilmiş sonradan hazırlanmış içinde bulundurduğu canlılar doğal olmayan üretilmiş hayvanlardan oluşan yerlerdir
4- buralarla sınırlandırılsın dedim
5- buralardan elde edilen para vahşi doğamıza aktarılsın dedim
6- bu özel avlaklar dışındaki yerlerde av tamamen yasaklansın dedim
7- bu avlaklarda bile av yapabilmek için belli kurallar oluşturulsun dedim
8- yasak ava ağır yaptırımlar getirilsin dedim


ama sanki kendi doğamızın içine ... lım demişim gibi yuhalandım eleştirildim...

Bunu bile anlamayıp yine saldıracak olanlar için kendi cebimden okuduğunu anlama kursuna bu arkadaşları göndereceğime söz veriyorum...

Bir sektör oluşmuşsa bir ülkede bunu topyekün ortadan kaldırmak imkansızdır...bizler nasıl doğayı vahşi yaşamı düşünüyorsak aynı zamanda bunu hobi veya hastalık haline geitmiş olanlarıda düşünüp onlar içinde özel alanlar yapmalıyız... nasıl kendi ürettiğimiz tavukları süresi dolunca kesip yiyoruz sadece avlatılmak için ürettiğimiz hayvanları avlatmamızda da bir sakınca görmüyorum...


ama ülkemizde bunca çarpıklaşma varken sanki hiçbirşey yokmuş gibi avı bitirelim herşey hallolur demekte dünyayı tozpembe görmekten başka birşey değildir... Birileri bu ülkede av tüfeği ürettiği birileri fişek ürettiği birileri avcı yeleği diktiği sürece bir şekilde avcılık devam eder bunu sınırlandırmakta daha kolay ve yapılabilir olandır...

daha da anlatamadıysam yazıklar olsun bana...

hadi avcılığı kaldıralım +1

Bu forum lütfen kapatılmasın ; dostlar trakusa emek versin site hep kalsın...



Birileri bu forumdaki yazıları 3-5-8-10 yıl sonra okusun hiçbirşey değişmediğini görsün!



Bir kanuna bakar diyenlerin ne hikmetse 10 yıldır o kanunu çıkartamadıkları görülsün bilinsin...



ve bir gün benim önerilerime saçma diyen gerçekçi bulmayanların benim isteklerimden daha azı için mücadele ettiğini herkes görmüş olsun...



Sanatmış bilimmiş bunlar sadece gelişmiş ülkelerde olur...herkesin karnı tok olur işsizin maaşı 3 bin dolar olur o zaman bilimde konuşuruz sanatta...



yoksa bilimi bilim insanları sanatı sanatçılar konuşur ama sadece konuşur...



Tekrar söylüyorum bu ülkede sizin 1 kanunuzu yapacak olan kişilerin başındaki insanlar kendi memleketlerinin en önemli güzelliği dünyanın biyosfer rezerv alanı olrak kabul ettiği yere yapılacak hes in yürütmeyi durdurma kararını alan sivil toplum örgütleri için; bunlarda nerden çıktı demiştir...



Daha söylenecek ne var?



Bu gün o yürütmeyi durdurma kararını alan mahkemeleride gelecekte yargı reformlarıyla birlikte siyasallaşan yargı ile bulamayacaksınız...siz hala ne diyorsunuz?

Geyiklere kışın yem atılınca doğaya müdahale oluyor ama ne hikmetse kuşlar soğuktan uçamayınca ısıtılıyor... Yem bulamayınca yemleniyor kimse abi ne yaptın doğaya müdahale ettin demiyor...



Buza saplanmış kuğular kurtarılıyor kara saplanmış geyikler çıkartılıyor bunların hepsi kahraman oluyor...



Kimseden çıt bile çıkmıyor...



Birileri doğaya deynek dikiyor bol bol fotoğraf çekiyor vayyy beee şahane diyenler oluyor...



Sonra 2-3 kişi dışında kimse görüş bildirmek istemiyor neden mi çok basit herkesin geride bıraktığı bir müdahalesi var...



Aceba biri çıkarda o konuyu açarda bizde burda rezil oluruz diyemi?



avcılarla yatıp avcılarla kalkıyoruz reyting rekorları kırıyoruz; ama fotoğrafçılar olarak bakıyorumda doğaya epeyce müdahale ediyoruz...



genetik olarak en yetersiz olan kuşun ölmesi gerek ama biz onu besliyoruz büyütüyoruz uçuruyoruz sonra alkışlanıyoruz...kimse gen havuzunu bozdun demiyor...



Fotoğraf çekerken öyle çok insani duyguları yanımızda götürüyoruz ki doğaya farkında olmadan zarar veriyoruz...



hadi dünyadan örnekler veren hanımlarımız gidin de amerikada bir milli parka kafanıza göre girin? biz milli parkta fotoğraf çektirmiyorlar diye isyan ediyoruz daha..yellowstone da kalmak için 1 yıl önceden rez yaptırmak gerek...hadi bakalım patika dışına çıkında görelim..yasakkk... ama biz gölbaşında daha iyi fotoğraf çekmek için jiplerimizle yeni yollar açıyoruz beslenen kuşun üstüne üstüne araba sürüyoruz... kimseden tık yok...



tık tık yapınca onur sivri dilli oluyor uyarı yiyor...birileri gece gece uzaklardan yapma oğlum diye telefon ediliyor...



ama kimseden bir tık yok...



Bakalım cezam ne zaman gelecek...

örnek mi işte size örnek ; avrupa ülkelerinden çoğunun doğal bir doğası yok hepsi nerdeyse yapay ormanlarının çoğu geçtiğimiz yüzyılda hazırlandı; fransızlar ormanların ilk tilkiyi görmek için 30 yıl beklediler şimdi? şimdi av avlaklar içerisinde serbest gerisinde tek mermi atanlara öyle yaptırımlar varki aklınız durur...



ama avcılık tümden ülkelerde hiç yasaklanmamış...yasakladıklarında kaçak yolla avlanılacağının bilincinde olanlar fazla...



Bilim insanlarımız burda yazılar yazınca hepimizin ilgisini çekiyor okuyoruz trakus un dışındaki türkiyede bu yazılar ya gazetelerde 35 inci sayfanın en zor okunan yerinde yada hiç yok...



olsada kim okuyacakta nalayacak bu ülkede güneşin doğudan mı batıdan mı doğduğunu bilmeyen insanlar var bu ülkede kıbrıs nerde sorusuna karadenizde diyen bir güngören meydanı var...



Bu ülkede 100 tl almak için birbirini ezen insanlar var; bu ülkede yılda 400 lira kazanan orman köylüsü var yaklaşık 300 yıldır o köyde yaşıyor ataları ve hep domuzları vurmuşlar...300 yıl önce ülkemizde henüz av baskısı yokkende tarlaya domuz giriyormuş ve avlanıyormuş... dünyada domuz avlamanın yasak olduğu ülke yok...



bir ayı beslenmek ve yaşamak için 8-20 km karelik alanlara ihityaç duyar yılda maksimum 3 yavru doğruru 1 i hayatta kalır kışı kış uykusunda geçirir domuz ise yılda 10-13 yavru doğurur 5-10 km karelik bir alanda 35-40 lı sayılara ulaşabilirler yaz kış çalışırlar... Bu dengeyi tekrardan kurmak nerdeyse büyüyen ve nüfusu artan bir türkiyede imkansız...



heee daha da fazla azalmasını engellemek mümkün bende onu diyorum; ama avcıları soyutlayıp hiç yokmuşlar gibi davranarak değil onlarıda göz önünde bulundurarak...



Siz avcılarla burda yazdığınız gibi konuşursanız zaten adam daha da çok vurur; düzgünce açıklamak onlarada düzgün hitap etmek gerek...



hey cani heyy ilkel insan sen salaksın yaa biliyormusun gibi sözlerle burda konuşursanız 1 adım öteye gidemeyiz...



aramızda avcılıktan gelme fotoğrafçılar var bakın ne güzel yapmışlar onlar bizim dostlarımız şimdiki avcılarda ilerde dostlarımız olabilir ama tatlı dille anlatın bunu... cani barbar gibi sınıflandırmalara sokmayın...



sizler avcılık karşıtı olan gençlerimiz büyüklerimiz kırsalda yaşayan tv si interneti olmayan avcıların nasıl olupta bizlerden bilgi sahibi olabileceğini düşünüyorsunuz adam okuma yazma bilmiyor 15 kuşaktır avlanıyor bu adama kimse bişey demezse oğlununda eline tüfek verir tabi bu normaldir...



Bizler nasıl koşullandık doğayı koruma konusunda onlarda av için koşullandılar genetik miraslarında...



Bu ülkede yeşilbaş diye hepsine sıkan bir avcı topluluğu var eğitmek gerek...yok eğitmeye gerek yok hepsine cani diyelim dışlayalım ee sonuç?



insanlarımız cahil ve cahil insandan korkun...

Türkiyenin nufusu önümüzdeki 20 yılda 10-15 milyon artacak bu nüfusu doyurmak giydirmek yaşatmak için daha çok bina daha çok yol yapılacak daha çok ağaç kesimine izin verilecek daha çok tarla açılacak ve daha çok canlı ölecek...işte bunun adı realizimdir...



Ewet bu öngörülerin doğru diyenlerle dewam edelim; bu insan kitlesi ile birlikte yeni yerler yerleşime açılacak istanbulun son kalan ormanları yağmalanacak tarım için daha çok su ihtiyacı doğacak göller kurutulacak; bu kitlenin gereksinimleri için daha çok baraja daha çok hese ihityaç duyulacak;



Bunlara da hak verenlerle devam edelim; İnsan oğlu doğa üstündeki baskısını artıracak katı düşüncelerinden ödün vermeyenlerin dedikleri olmadığı gibi göz göre göre insanların ve bazı sanayi kuruluşlarının memnuniyetleri için avcılık dahada artacak;



Doğada yeterli besini bulamayan canlılar hazır besin için (sadece domuzlar değil ayılar ve kurttlarda) kırsal bölgelere inecek ve sonunda kimse onları bayıltıp doğaya geri salmayacak ya bir polis mermisiyle yada sivillerce vurulacak; bu haberlere domuzlar şehri bastı ayılar çöp tenekesine dadandı şeklinde çıkacak kimse onların doğada besin bulamadıkları için şehre geldiklerinden bahsetmeyecek...



öyle bir çarpıklık oluştu ki aslında dediklerinizin de bir önemi kalmadı eskiden domuzlar karsta tarlaları basınca ayıları azalttık kurtlar kalmadı diye sitemlerde bulunurduk ama şimdi öyle değil...



Buraya kadar sabırlı ve anlayışlı şekilde yazımı okuyanlarla dewam edelim; insan oğlunun atıkları yer yok diye ucuz diye yaptırımı yok diye resmi yollarla yada gayrıresmi olarak doğaya dökülüyor bu insan oğlunun doğaya baskısı olduğu gibi doğal zincir halkalarındaki canlıların kolay yiycek bulmasını sağlıyor nasıl mı? Halim abi iyi bilir bunu yalanlayacağını düşünmüyorum; örneğin erzurum-karsta domuzlar tarlaları basıyor diye köylü şikayetçi ama bir de bakıyorsunuz ki ayı azlığından falan değil niye mi? çünkü doğal zincirin en üst katmanındaki ayılar nerde kars sarıkamış çöplüğünde yavrularıyla birlikte alemde ; domuz peşinde koşan ayı var mı yok...hazır yiycek peşindeler... Şu sarıkamış çöplüğünü kaldırın avcılık avcılık diye bağıracağınıza yok onu belgsel bile yaptık...son 5 yılda karsta tren kazası sonucu ölen ayı sayısı belki 10 olmuştur önlem varmı yok ses seda yok...



şimdi kendisiyle çeliştiğini görenler ayrılabilir kalanlarla dewam edeyim;



kanada alaska örneğini veren okumamış aydınlarımız sizler geride kaldıysanız; kanada nüfusu 31 milyon yüzölçümü türkiyenin 13 katı kadar; alaskada 634 bin kişi yaşıyor ve ülkemizin nerdeyse 3 katı büyüklükte bu ülkelerde refah seviyesi yüksek ortalama milli gelirden pay kişi başı 25 bin-30 bin dolar seviyesinde bu ülkelerde okuma yazarlık %99.8 eğitim nerdeyse tümden üniversite; bu ülkelerdeki doğal hayat şartları kamuoyu ile kendinizi bir tutma yetisini nerden nasıl hangi zekasal dürtülerle aldınız merak ediyorum...



en son geriye kalanlar bu ülkede sorun büyük bir kanun değil bin kanun anca keser bizi..

Elinize bir kağıt alın türkiye haritasındaki doğal alanları korunması gereken ormanları nehirleri çizin çevresine birer tel örgü çizin 5 sene sonra 5 de birinin olmadığını göreceksiniz...



dediğimse basit avcıları doğadan uzak tutmak istiyorsanız bunun adına ne derseniz diyin umrumda değil ister hobi ister öldürme açlığı ister katliyam ne derseniz diyin bu insanlar avlanmak isteyecekler ve elinizde onlar için özel alanlarınız olmazsa bunu kaçak maçak doğada gerçekleştirecekler...



Geldiğimiz durumda karamsar bir tablo çizmek istemem ama durum vahim hala toz pembe bakmak istiyenler varsa baksınlar; bu ülkede denetim organı eksikliği var; orman bakanlığında çalışan büyüklerimiz buradalar bana bir tanesi çıkıp son yıllarda orman bakanlığı personeli genişledi desin bütün fotoğraflarımla birlikte üyeliğimi de sildirecem tam tersine sayısı belli değil muhafa memurları önce lojmanlarından atıldı sonra emekli edildi...kim koruyacak bu ormanları kim koruyacak doğayı...sizler eylem yapınca herşey tersine dönecek orman bakanlığı duruma el atacak binlerce ormna bekçisi işe alınacak mı sanıyorsunuz...



bu ülkede orman bakanlığının nerdeyse bütün fidanlıkları arazileriyle birlikte satıldı ağaç üretmeyen bir bakanlığımız var; argeye ayrılan paralar yarı yarıya düşürüldü...kendi ceplerini doldurmakla meşgul insanlar varken yukarda ne bekliyorsunuz onlardan?



gerçekçi olup belli koşullarla avı sınırlandırabilmek bile aslında mucize ya ben inandığım için yazıyorum...yoksa benim dediklerim bile bu ülkede zor...



herşey pisliğin içine batmış herşey doğaya karşı bir avcıları düşman ilan etmek niye...



Arz talep diye birşey vardır dünyada avcılık talepse ülkeler de arz da bulunurlar... Kolombiya diye konuşanlar da ayrı bir cahil ; yavvv ülkede iç savaş olmuş adamların canlı rezervleri bitmiş gibi bir durumda avcılığın yasaklanmasının sebeplerini sadece canlı sayısı artsına bağlamak ne kadar da basitleştirme olur... ülke rejimi elinde tutabilmek için silahlandırmayı durdurmak zorunda avcılık da silahlanmanın bir diğer çeşidi...avcılığı kesersen o ülkede silahlanma minimize olur....



insan oğlı nüfusu arttıkça daha büyük yerleşimler kuracak sonuçta doğasını milli park adı verilen koruma alanları ile sınırlandıracak hayvanlar o alanlarda mahkum olacak geriside bir güzel vurulacak sistem böyle kurulmuş ozon tabakasını delen bir dünyayız biz....



Hiçbir ülkeyi kendimize örnek almamalıyız diyen Halim abi kendi tezlerimizi savunurken nedense hep başka ülkelerin yasaklarından başka ülkelerin kamuoylarından bahsediyoruz...bunlara sesin çıkmıyor;



fotoforumda elinde buğdaylarla alana ötücülere yem bırakanları kimse eleştirmiyor, nikon body nin üstüne yalıçapkını kondurup fotoğraflayanlara benim dışımda doğaya müdahale etmeyin diyen olmuyor herkes ayakta alkışlıyor...



kuşlar susuz kalmasın diye herkes tepsi tepsi su koyuyor yem bırakıyor hiç müdahale olmuyor...nedense bunları kimse konuşmuyor...



kendi içimizdeki müdahaleler ne zaman eleştirileck hiç mi?