Cenk Bey selamlar, devletin av politikları konusunda objektif olarak düşüncelerimi aktarabilirim ancak "Konu farklı yerlere gider" kaygısı ile pas geçiyorum... Bundan hareketle savunduğum ya da desteklediğim de algılanmasın lütfen. :) Fakat olayın bir de şu yönü var, bu av hadisesi, devlet yaptırmasa da aralıksız olarak yapılıyor ve bu haber de aslında bunun bir göstergesi...
Sorun zaten "insan" olarak bizlerde ve bizler "devlet" kelimesi ile bu sorunları bilinçaltımızda soyutlaştırıyoruz ne yazık ki. (Cahil vatandaş bakışıyla: "Devlet hem koruyor, hem de vuruyor; ben salak mıyım arkadaş, ben neden vurmayayım?" düşüncesinin de çıkışı tam olarak işte bu nokta...)
Toplum olarak bizim DNA mızda koruma güdüsü yok!
Ki o garibanları üreme dönemi, kar-kış, kıtlık-kuraklık demeden sürekli olarak rahatsız eden, vuran, mundar eden yine biz "insan"larız. Ayrıca bu duruma sadece başıboş avlanma etkinlikleri ile devletin av politikaları yönünden değil, peşisıra açılmakta olan mermer ocakları ve habitatları bölen yol hatları açısından da bakmamız gerek... Bu konu çok derin ve sıkıntılı bir konu...
Benim her iki haberde de özellikle değinmek istediğim şu: Söz konusu eylemlerde işin içine insan canı ya da zararı girdiği zaman, şekil ve netice itibariyle (gerçekleştirilmiş ya da teşebbüs edilmiş) illegal bir eylem, kanun nezdinde ya da bizler vicdanında sıfırlanıyor mu? Ben bunu merak ettim ve etmekteyim.
Ki bakınız haberde geçen Madenli Köyü nden gidilen Gidengelmez Dağları "Yaban Hayatı Geliştirme Sahası" içinde yer almaktadır. (Haritada güney-Batı istikâmetindeki kahverengi alan.) -> http://www.milliparklar.gov.tr/dkmp/Haritalar/konya.html
Yaban Hayatı Koruma ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ile İlgili Yönetmelik -> http://www2.cevreorman.gov.tr/yasa/y/25637.doc
Saygılar, sevgiler...