Marmara Denizi nde canlılığın ölçümü için dipte yapılan taramadan dehşet bir sonuç elde edildi: Çıkan 6 ton malzemenin tamamı denizkestanesi.
MAREM (Marmara Environmental Monitoring Project) kapsamında dün Bostancıdan denize açılan ekip, inanılması güç bir görüntüyle karşılaştı. Deniz dibi canlılığının ölçümü için yapılan çalışma kapsamında Marmarada Kınalıada açıklarında, algarna ağıyla yaklaşık 250 metre boyunca denizdibi tarandı. 6 ton malzeme yüzeye çıkarıldı.
Ancak çıkarılan 6 ton malzemenin tamamının denizkestanesi olması dehşete düşürdü. Ağırlığı nedeniyle 2 kez ipi koparan ağlardan denizkestanesi dahil toplam 8 (sekiz) tür çıktı. 6 tona yakın denizkestanesi sayımın ardından küreklerle savrulurken geriye sayım için şunlar kaldı.
1) Yarısı kesik 5 litrelik plastik pet şişe içinde bir avuç karides. 2) 1 adet yalancı dil balığı. 3) 1 adet mırlan balığı 4) 2 adet mazak balığı. 5) 1 adet küçükdeniz yıldızı (bir adet kopuk kol) 6) 3 adet çalpara yengeç. 7) Asilya
Çalışılan bölge, bir zamanlar Marmaranın karides yatağı sayılan bölgelerindendi. Sayılar, bölgenin tamamen denizkestanesi istilası altında olduğunu gösterdi. Proje sözcüsü Hidrobiyolog Levent Artüzün çizdiği tablo ürkütücü: Normal bir denizde, böyle bir denizdibi taraması yapıldığında çıkan tür sayısı, 250dir. Marmarada 1980lere kadar bu bölge tarandığında 500ün üzerinde deniz canlısı türü çıkıyordu. Şimdi sekiz!
Denizlerin veya herhangi bir doğa parçasının canlılığını koruması için, içinde canlı çeşitliliği barındırması gerekiyor. Besin ve yaşam zincirleri oluşturan bu çeşitlilik çöktüğünde, o doğa parçası da çöküyor.
İkinci salya vakası mı?
Bunun en net örneklerinden biri, 2 yıl önce Marmara ve Çanakkale de pek çok balıkçıyı iflasın eşiğine sürükleyen salya vakasında yaşandı. Artüzün verdiği bilgiye göre: Salya aslında bir tür plankton. Bu plankton Marmarada kendisiyle rekabet edecek başka bir canlı türü olmadığından, her an patlamaya hazır bir nüfus olarak bekliyordu. Marmaray hafriyatının Çınarcık Çukurura dökülmesinin ardından, bu oldu. Hafriyattan çözünen malzemelerle söz konusu planktonun nüfusu patladı. Ancak bu planktonları yiyecek kadar balık veya başka tür yoktu. Popülasyonları kontrolsüzce artan planktonlar, bir süre açlıktan ölmeye başladıklarında beyaz, yapışkan bir sıvı olarak tonlarca ağı kullanılmaz hale getirdiler.
Fırtına dindi, ama bitmedi. Bu zincir, onlarla beslenecek yeni türler Marmara sularında var edilemediği sürece her an yeniden tekrar edebilir.
Denizkestanesi istilası da Marmaraya aşırı miktarda organik atık basıldığının kanıtı. MAREM ekibine göre, bunun sorumlusu, derin deniz deşarjı denilen yöntem. İstanbul bu sistemle atıklarını üstünkörü arıtıp Boğaz gibi Haliç gibi bölgelerden, yani kapısının önünden uzağa, yani Marmaraya basıyor. Sonuç, Marmara Denizinde denizkestanesi istilası .
Kaynak:
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1095158&CategoryID=77