FORUM

"DKMP Gn. Md.–AYHAK Avcılık ve Yaban, Av Hayatını Koruma Konfederasyonu–YABAN TV



TFSF No: 2012/48



AMAÇ VE KONU: Yarışma,ülkemiz yaban hayatı türlerinin, özellikle yavru büyütme döneminde, doğal ortamlarında çekilmiş iyi kalitedeki fotoğrafları ile, bu türlerin topluma tanıtılmasını ve koruma bilincinin aşılanmasının sağlanmasıdır. Bu yolla, Türkiyede yaşayan av hayvanları ve yaban hayatı türleri konusunda başta avcılar olmak üzere, her kesimde, bilgi, duyarlık, sevgi ve farkındalığın artırılması hedeflenmektedir. İleriki uygulamalarda kapsamının genişletilmesi düşünülen yarışmada bu yıl konu olarak sadece av ve yaban hayvanları yer almaktadır."





http://tfsf.org.tr/ulusal_yarismalar_devameden_detay.asp?IDX=11



Özellikle yavru büyütme döneminde hayvanları ve yavrularını fotoğraf çekeceğim diye rahatsız etmemek daha doğru olmaz mıydı?

bu nasıl yarışma?

Şaka gibi...

"Avlanıyorum Görüntülüyorum"

Başlık da iğrenç. Öldürürken görüntülüyorum.. sonra seyredip zevkle izliyorum diyebilen bir zihniyet.. Boyunuz devrilsin..

Yok üstadım o kadar değil Allahtan. AVLANMIYORUM, GÖRÜNTÜLÜYORUM” FOTOĞRAF YARIŞMASI" ama tabii özellikle yavru büyütme döneminde kısmı saçma sapan olmuş.

Orman ve Su İşleri :Bakanlığının Sürdürülebilir Av ve Yaban Hayatı Eylem Planı kapsamında başlatmış olup yılda 4 ayrı dönem afiş programıyla gerçekleşen avcıları, köylüleri, öğrencileri bilgilendirme olup bu afişlerin 2. dönemini şuan "avlanmıyorum yemlemeya çıkıyorum" afişlerinin köylere okullara dağıtımını ilimizde başladık.

Bu bazılarına göre iğrenç olarak yorumlansada köylerde ve avcıların arasında MAK tarafından avın yasaklandığı dönemleri yaban hayvanlarının üreme ve yavru büyütme dönemi olduğu için yasaklandığını bilmediklerini bizzat şahit oldum.

Sert geçen kış koşullarında hayvanların yerleşim yerlerine inmesini avantaj sağlayıp avlananların bir kısmının bu çalışmalarla tüfeklerini bırakıp yemlemeye çıktıkları da ortadadır.

Bence Bakanlığımızın bugüne kadar bu çalışmaları geciktirmeliydi.

Avcılar dünyada var .ülkemizdede bunun bedelini ödeyip avlanan yasal avcılarda bu çalışmaların hep içinde bunu kimse inkar edemez.

Amaç doğru,konu hatalı.Bu nedenle :



Sayın Hakan Akdağ ;



İlgilisi olduğunuz ve bir çok saygın kurumun katılımı ile düzenlenen ; ‘’AVLANMIYORUM,GÖRÜNTÜLÜYORUM’’ FOTOĞRAF YARIŞMASI’ ilanınızı www.trakus.org sitesinde açılan bir forumda gördüm.Yarışmanın amaç ve konusu aynen ;



‘’AMAÇ VE KONU : Yarışma,ülkemiz yaban hayatı türlerinin,özellikle yavru büyütme döneminde,doğal ortamlarında çekilmiş iyi kalitedeki fotoğrafları ile, bu türlerin topluma tanıtılmasını ve koruma bilincinin aşılanmasının sağlanmasıdır.Bu yolla,Türkiyede yaşayan av hayvanları ve yaban hayatı türleri konusunda başta avcılar olmak üzere her kesimde,bilgi,duyarlık,sevgi ve farkındalığın artırılması hedeflenmektedir.İleriki uygulamalarda kapsamının genişletilmesi düşünülen yarışmada bu yıl konu olarak sadece av ve yaban hayvanları yer almaktadır.’’

Şeklinde belirlenmiş.



Amacı : ‘’Türlerin topluma tanıtılması ve koruma bilincinin aşılanması,bu yolla,Türkiye’de yaşayan av ve yaban hayatı türleri konusunda,başta avcılar olmak üzere her kesimde,bilgi,duyarlık,sevgi ve farkındalığın artırılması.’’ Olan bir fotoğraf yarışmasına kimsenin itirazı olamaz.Bu tür yarışmalar hem çok önemli,hem de çok gerekli olduğu kuşkusuz.Düşünenleri,katkı sağlayanları gönülden kutlarım.

Konu hakkında bir uyarım var.Kuşları,yabani hayvanları gözlemleyen,tanıyan herkes,üreme dönemindeki hassasiyetlerini de bilir.Mesken masuniyeti gibi,yuva masumiyetine de saygı gösterir.Yuva,yavru,yumurta,yani üreme döneminde,yavru yetiştirme telaşı içindeki hiçbir mahlukat rahatsız edilmez,edilmemelidir.Değil fotoğraflamak,yuvalara yaklaşmak bile risklidir.Yaklaşılsa ne olur ? Ebeveynler,yuvayı,yumurtayı,yavruları terk eder,üremek hayal olur.Üreme hassasiyetlerini bilen,özel hayata saygı duyan,canlılara destek olan hiçbir platformda,yuva,yavru ve yumurta fotoğrafı yer almaz,özendirilmez.Bilinen,saygın sitelerde,tanım,tanıtım için yer alan fotoğrafları ise,bu iş için özenle seçilmiş,özel donanımlı doğa fotoğrafçıları tarafından,özenle kamufle edilmiş dar alanlarda,günlerce,haftalarca,hatta aylarca sabırla beklenerek ve insan baskısını hissettirmeden çekilir.



Bu yüzden ; ‘’..ülkemiz yaban hayatı türlerinin,özellikle yavru büyütme döneminde,doğal ortamlarında çekilmiş,iyi kalitedeki fotoğrafları..’’ tanımının bilerek eklendiğini düşünmüyor,bu ibarenin



‘’
ülkemiz yaban hayat türlerinin FİAP kurallarına uygun olarak,doğal ortamlarında çekilmiş,iyi kalitedeki fotoğrafları
’’



şeklinde değiştirilmesni diliyorum.



Bu durumda,yarışmaya gönül rahatlığı içinde,ben de katılabilirim.

Aksi takdirde,Anadolu’muzun ‘’kaş yapayım derken,göz çıkarmak’’ deyimini doğrulamış oluruz.

Bilgilerinize,saygılarımla.

Fikret Can



Diye yazdım,

hakdag@ormansu.gov.tr

adresine gönderdim.

Kaleminize sağlık Fikret bey...

Orman ve Su İşleri Bakanlığı zaten yaban hayat fotoğraf yarışması düzenliyor her yıl. Bu yarışma sanırım avcılara yönelik. Belki onlarda bir duyarlılık geliştirmeyi düşünüyorlar. Öldüreceğiniz hayvanları önce bir gözleyin, fotoğraflayın daha sonra sezon açılınca öldürürsünüz demeye geliyor bir anlamda ya, neyse. Yaban Hayat fotoğraf yarışmasına bile katılım çok sınırlı. Bu sebepten aslında bu fotoğraf yarışması sadece av ruhsatı ve avlanma pulu olan avcılara açık olmalı. Ve görelim bakalım avcılar ne tür fotoğraflar getirecek, neler çekecek, katılım ne olacak... Yoksa yine avlanmayan ve fotoğraf çeken kişilerin yolladığı fotoğraflarla katılım olacaksa bunun bir manası da kalmaz. Ve avcılarda da zaten ciddi fotoğrafçılar katılıyor bu yarışmaya, bizim fotoğraf göndermemiz saçma olur diye düşünür. Bence....

Sevgili Hasan,

Bakanlığın bu gayretlerini takdirle karşılıyorum.Bu değişimi ve Milli Parklar da ve Orman işletmelerindeki görevlilerle yaptığımız Doğa Derneği ve Kuş Araştırmaları Derneği çalışmalarında hepimiz yeniden öğrendik.Biz dünyanın en büyük kanatlı yırtıcısının (kara akbaba) burnumuzun dibinde yaşadığını. Onlarda bu 10 yıllık ağaçları kesmek ne kadar yanlışmış diye ayrı işaretlemeyi öğrendiler.Sonunda Dev Kanatlar belgeseli ortaya çıktı.Sadece yine bu sitede 30 yıldan fazla kuşçuluk yapan bir arkadaşımızın fikri ile (Raptorman) ve devamı geliyor sürekli yeni fotoğraf ve video imkanları ile.Biz atmacacılar 700 kişinin katıldığı atmacacılık kültürü adı altnda Can Bilgin, Sancar Barış, Oğuz Kurdoğlu, Tansu Gürpınar , desteği ve organizasyonunda 2002 yılındaki toplantı sonucu, % 98 oranında ağaçta ağla yakalam sisteminden % 98 oranında vazgeçme başarısı sağladık.Atmaca nesli azalan tür olmamasına rağmen.Eski avcı ama şimdi bizden daha çok doğa korumacı milli park şefleriniz sayesinde bu güzellikleri yakalayabiliyoruz.Projelerimizi ulusal alanlara taşıyabiliyoruz.Daha yeni "şehirdeki yırtıcılar" projemiz için neler yapılabileceğini konuştuk.Başka bir göreve atanmasına rağmen.Lütfen siz avcıları kucaklamaya ve eğitmeye yasal sınırlar içinde kalmanın hatta başka yollarla doğada dolaşmanın mümkün olduğunu anlatmaya devam edin.Buralardan da lütfen hiç eksik olmayın.Sadece Türkiye yetmez tüm ortadoğuda bu koruma ve kollama işine el atmamız gerek.Çünkü buradan giden kuşlar diğer ülkelerde de vuruluyor.Bu işi daha da genişletmeliyiz. Sevgilerimle

Adamlar çatır çatır günahsız vahşi hayvanları doğal ortamlarında vurup hafta sonu mezesi yapıyor... Böyle bir acınası zihniyeti, yavru fotoğrafı çekmenin sakıncaları konusunda uyarmak bile ironik aslında ama yine de uyarılmaları iyi olmuş...

Bu ne yaaa. malum kanaldan bir saçmalık daha

Ben bu kadar karışık yaklaşmadım aslında olaya..

Daha basit düşünerek; avlanmayıp görüntülediğim için katıldım.