DEVAMI: ileri teknoloji gece görüş ve termal kamera sistemlerine de yakalanmamış olması. İran'da pars olduğunu biliyoruz, yakın geçmişe kadar Anadolu'da da olduğunu biliyoruz. Neden artık yoklar? minyatürLeopar, aslan, kaplan, çita Anadolu coğrafyasında yaşamış büyük yırtıcılar. Peki, niye yok olup gitmişler? Öncelikle biz insanlar leoparların yaşam alanlarına girmişiz. Nasıl yaptık bunu? Onların yaşadığı dağların tepesine kadar yollar yaptık, avlandıkları vadileri barajlarla sular altında bıraktık. Daha sonra onların ana besin kaynaklarını tükettik. Şimdi elektrik direği, yerleşim yeri görmeden şehirlerarası yolculuk yapabiliyor muyuz? Edemiyoruz. Çünkü yaban hayvanlarının alanlarına tecavüz ediyoruz artık. Bırakın yaban hayvanları, şehrin ortasındaki ufacık bir parka, İstanbulun kuzeyinde şehrin su kaynaklarını sağlayan ormanlara bile tahammülümüz yok. Büyük yırtıcılara diğer bir tehdit ise avcılık. Gençliğinde Yörük obalarını gezen, türkü, deyiş, mani, masal derleyen lise arkadaşım Denizin babası anlatmıştı. 1960'larda daha lisedeyken Torosların tepesinde bir avcıyla muhabbet etmiş. Av töresi her 100 geyik (dağ keçisini kast ediyor) vurduğunda tüfeği son geyiği vurduğun yerdeki bir ağaç dalına asmayı ve tüfeği orada bırakmayı söylermiş. Eğer o tüfekle av yapılmaya devam edilirse avcının avı tutulurmuş ve bir daha av yapamazmış. Bu amca da iki kere tüfek asmış ve Denizin babasına vurduğu her bir geyiği çadırın orta direğine çenttiğini söyleyince Denizin babası da üşenmemiş saymış. Tam 256 geyik vurmuş bu amca. Şimdi bu yırtıcı hayvanların da ana besini bu büyük memeli otçul hayvanlar olunca, onlar tükenince ve kendileri de bizzat insanlar tarafından avlanınca işte bu yırtıcılar ancak kabartmalarda, minyatürlerde ve eski siyah beyaz fotoğraflarda kaldı. Eskiden Batı Anadoluda da oldukça yaygın olan bu tür şehirleşme ve insansız alan kalmadığı için batı Anadoluda resmen tükenmiş durumda. Dilek Yarımadası Milli Parkı, Ege Dağları, Batı Toroslar, Bolu Dağları bu türün eskiden bulunduğu alanlar olurken bugün artık oralarda tamamen yok olmuş durumda. Çok ilginç bir şekilde Ege Denizini de yüzerek geçip Sisam Adasına ulaşmış bir birey mevcut. Onu da orada vurmuşlar maalesef. Tahniti bugün Sisamda doğa tarihi müzesinde görülebilir. Bir yaban hayvanının çobanlara ve köylülere saldırmasının ardından (hayvan canlı yakalanmışsa, öldürülmüşse, kaçmışsa) işleyen genel süreç nedir? Anadolu parsı gibi nesli tükenme tehlikesi altındaki canlılar için bu sürecin farklı işlemesini gerektirecek bir düzenleme var mı, çobanlara bir yaptırım uygulanacak mı? Öncelikle çobanların anlattığı hikâye bana hiç inandırıcı gelmedi. 1974ten beri hayalet gibi dolaşan bir hayvan 39 yıl sonra dünyanın en tehlikeli canlısı insana neden saldırsın? Hele hele orada savunmasız koyunlar dururken. Leopar, insanlarla minimum temas halinde olan bir hayvan. Yıllardır Türkiyenin dört bir yanında bir sürü araştırmacı fotokapanlar kuruyor ve bu hayvanı görüntülemeye çalışıyor,