FORUM

Esat bey merhaba... Bugün tüm dünyada avcılık ve avla ilgili bir sektör vardır.Her ne kadar kuraldışı istenmeyen olaylar yaşanıyor ise de ,bir noktada kontrol altına alınması başıboşluğa tercih edilmelidir. Biz kuşçu ve kuş fotoğrafçıları olarak ava ve avcılığa karşıyız...bu bir gerçek ,nitekim hem avcı hem kuşçu niteliği taşıyan arkadaşlarımız itibar görmemiş ,bir şekilde yalnız bırakılmıştır... Ancak bizim ava karşı olmamız o sektörü ve o camiayı aşağılamamızı gerektirmez... Bu sektörle ilgili legal uygulamalara yorum getirirken daha dikkatli kelimeler seçmekte yarar var... Selamlar...

Avcılık insanlık tarihi ile eşit, Atalarımız dan günümüze yadsınamaz bir olgudur ve insanın doğasında vardır, kontrol edilemeyip münferit olaylar yaşanıyor diye koskoca bu olgu küçümsenip aşağılanmayı hak etmiyor.

Avcılık etiğine saygı duyanalara bir şey demiyorum ama ben şahsen bu güzel hayvanları öldürmeyi içme sindiremiyorum. Zor bir konu ama öldürmeyin kardeşim bu güzel canlıları.

Katılırım

Yorumunuz için teşekkür ederim Zafer abi..Avcılık sektörünü ve camiasını aşağılama gibi bir niyetim yoktu, kelimelerim bu şekilde algılanmış olabilir ya da ben doğru kelimeleri seçmemiş olabilirim. Günümüzde yapılan avcılık faaliyetleri gerek legal olsun gerekse illegal olsun benim aklıma, mantığıma ve vicdanıma tamamen aykırı. Yasalara uygun dahi olsa doğru bulmuyorum.

Bakış açınıza saygı duyarım Alihan bey. Bu kültürü aşağılama gibi bir niyetim yoktu. Bana göre; günümüz şartlarında baktığımız da avcılık unutulmaması gereken ancak tamamen terk edilmesi gereken bir kültürümüzdür. Kültürümüzü sürdürelim diye; zaten yaşam alanları işgal ve darmadağın edilmiş, sayıları büyük oranlarda azalmış bu canlılar tamamen yok olmasın. Resmi makamlar av turizmine gösterdiği ilgiyi doğa turizmine de gösterseler çok daha güzel sonuçlar ortaya çıkabilir. Bu sektörden gelecek olan paraya ülke olarak ihtiyacımız olmadığını ve bu sektörden gelen paralarında ülkeye hayrının dokunmayacağını düşünüyorum.İnsan doğasında olan her şeyi yapmamalı. Selamlar..

katılırım.

yurtdışındaki gibi avcılık etiğine uyuyorsan, ördek avlamaya gitmişsin ve fırsat olarak birden çok ördeği kolaylıkla avlayabileceğin halde 1 tane avlayıp geliyorsan tamamdır. Ancak bizzat avcılardan dinledip: yeşilbaş avlamaya gitmişler, kışın her taraf buz. onların kümesinin önünde su da buz yokmuş. ördekleri vuruyorlamış. ördekler kaçıyor ama bir süre sonra tekrar yiyecek bulmak için geliyorlar. yine vuruyorlar. ördekler kaçıyor, ama yiyecek vurmak için yine geliyorlar. bu bir kaç defa olmuş. çok ördek avlamışlar :( başka bir avcı da üveyik sürüsüne denk gelmiş , 50 tane avlamış. bir de avcılar şimdi eski av tüfeklerinden değil 5-6 tane atan tüfeklerden kullanıyorlar. yani şartlar eşit değil. eskiden tek veya çift kırmalı vardı. vurdun vurdun vuramadın kaçıyordu. yetenek istiyordu. şimdi adam tarıyor. avcılık kültürü eski ve devam ettirilmesi gereken bir kültür olsada sıkı etik ve kanuni kurallara bağlanmalı. ayrıca eskiden avcılık sonucu elde edilen ördeklerden insanlar beslenirdi. şimdi öyle bir ihtiyaç kaldığını sanmıyorum.

"AVCILIK" denilen olgu bence (şahsi görüşümdür) aşağılanmayı fazlası ile hak ediyor. Günümüzde "Akşam evde yiyecek bir şey yok, gidip avlanayım" diyen avcı var mı? Binlerce lira-dolar ödeyip silah teçhizat alıp yüzlerce lira harcayıp yapılan aktivitenin özü "kan dökme arzusu", "öldürme güdüsü" ve daha bir sürü geri kalmış duygudur. Bir sürü avcı ile konuştum, gerek çevremde, gerek arazilerde gördüğüm avcılardan hiç biri ihtiyaç için avlanıyorum demedi, diyemedi. Hiç bir avcı da bana öldürme zevkinin mantığını anlatamaz, demogojinin son sınırlarını zorlasalar da ancak kendilerini kandırabilirler. Kusura bakmayın yazdıklarım bazıları için kırıcı algılanabilir, ama bir avcı bana bunun mantığını elini vicdanına koyup "şu sebeplerden dolayı öldürmeyi seviyorum" diye izah etsin ve beni ikna etsin, yarın tüfek alıp ava başlayacağım, söz veriyorum...

Bir canlıyı bu bir spordur bahanesiyle katleden bir kişi BENİM GÖZÜMDE psikolojik sorunludur ve acilen bir psikoloğa görünmesi lazımdır. Doğru, atalarımız bu canlıları avlıyordu ama o zamanlar şartlarda başkaydı. Avlanan hayvanlar çoğunlukla et ihtiyacını karşılamak içindi ve av hayvanları bugünkü sayının belkide 10 katıydı (örnekler çoğaltılabilir) Bugün ülkemideki avcılık ise malesef, 50-100 kuş vurup arabanın kaputuna dizip önünde fotoğraf çektirmekten ve sağda solda ben şu kadar vurdum ben bu kadar vurdum deyip hava basmaktan ibarettir. (en azından ben farklısına rastlamadım) Selam ve saygılar.

Her kelimesine katılırım. Hislerime tercüman olmuşsunuz Mustafa Bey. Doğada kalmış birazcık yaban hayvanının öldürmenin etiği mi olur. İnsaf derim. Bugün ülkemizde en az kayıtlı avcı sayısı 150 bin civarı. Ve hadi insaflı davranalım bunlardan yarısı her yıl bir yaban tavşanı vursa 75 bin yaban tavşanı, hadi her biri birer yabani ördek-kaz vursa 150 bin ördek kaz avlıyor. Diğerlerini hiç saymıyorum. Neden avcılığı cicili biçili kelimelerle sarmalayıp şirin bir uğraşmış gibi göstermeye çalışılır anlamak mümkün değil. O çektiğiniz kum keklikleri, nice nadir ördekler, yasa dışı (!) avcılığı saymıyorum bile, siz fotoğrafını çektikten sonra öldürüleceğini bilseniz... Ya da bir avcı arkadaşınızla çıksanız kış aylarında, önce siz fotoğraf çekseniz sonra da diğer arkadaşınız onu öldürse... Avcılık sporsa eğer Spor Bakanlığı na bağlasınlar o zaman, Doğa Koruma (!) Milli Parklar bünyesinde ne işi var. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında gençlerimize bu sporu sevdirip devam ettirmelerini sağlayacak aktivitelere girişelim. Madem ata sporu geliştirelim de geliştirelim. Gerçekten spor ve eğlence için yaban hayvanlarını öldürmenin etik olduğuna inanıyorsanız, el insaf derim. Hani ülkemizde 150-200 bin geyik 500 bin karaca 50 bin yaban koyunu, yüzbinlerce keklik, ördek vs olsa, ve popülasyonların kendini kurtaracak düzeyde sayımız olsa amenna. Kuralına uygun ve yasalara göre makul avlananlar doğadaki türlere popülasyonlara zarar vermiyor mu sizce... Kötü bir alışkanlık , içlerinde öldürme , kan görme dürtüsü olan insanların uğraşısı, atalarımızın yiyecek bulma kaygısıyla yaptıkları avlanmayla nasıl eşdeğer tutulabilir? Masum ve kuralına uyan hiç bir avcı tanımadım ben, en yakın akrabalarım dahil. Biraz deştiğinizde hayatında neler neler vurduğuna şahit olursunuz. En yakınım, babamla biraz konuştuğumda, ki kurallara en fazla uyan avcıdır kendine göre, geçmişte ne yırtıcı kuşlar, ne nadir ördekler, tarım kesimi olmamasına rağmen ne domuzlar avladığından, gece avlanılan onlarca tavşanlar dan bahsetti. Bir kötü uğraş, sempati duyanlar, spor olarak öldürenler, bir sektör diyerek masum görülemez. Kural(!) ına uysa, yasaya uysa da uymasa da netice de avcı yaban hayvanlarını öldüren, bu topraklardan silinmesine sebep olan kişidir. Ve ülkemizde hiç kimse ben spor yapıyorum, et ihtiyacımı karşılıyorum diye avlanmaz, içindeki avcılık, öldürme dürtüsünün dışa vurumunu kamufle etmek için bu kelimeleri kullanır. Nereden mi biliyorum. Zamanında çok av çıktım avcılarla. Çocuk yaşlarda. Benim de av tüfeğim vardı. Çantacılık yapardım. Avcının karşısına bir tavşan, keklik, çulluk çıktığında yüzünün aldığı hali, tetiği çekerken ki hali, avladığı yaralı hayvanı boğazlamak için peşinde koşuşunu, kanını akıtmak için boğazlamasını, hayvanın deliler gibi çırpınışını, tavşanın çığlıklar atarak yerde kıvranışını, bazen az yaralanmış ama arkasında kanlar akıtarak kaçan tavşanları ve avcının onu kaybedişindeki hırsını... 18 ime kadar seyrettim :(

1

Değerli arkadaşlar konu yine dağıldı galiba... Konumuz avcılığın gerekli olup olmadığı değildir ,zaten mensup olduğumuz camia avı ve avcılığı hoş görmemektedir ve dışlamıştır... Konumuz sadece eleştiride kullanılan üsluptur... Bu üslup cevap hakkı doğurur ve yarın kuşçuluk ve kuş fotoğrafçılığı yaparken en az onlar kadar doğaya ve doğal yaşama zarar verenlerin marifetleri sergilendiğinde söyleyecek sözümüz kalmaz... Selamlar ,sevgiler... Sil