TR EN
TR EN
Belgeli Tür 505
Fotoğraflar 92806
Gözlemler 9860
Videolar 1348

FORUM

YABAN hayvanlarına yem BIRAKILMALI MI?

Dogukaradeniz Dogukaradeniz 12.01.2015 23:58:00
"Yaban Hayvanları için Doğaya Yem Bırakılması" uygulaması yıllardır tuhafıma gidiyor ve tek başıma her yerde karşı çıkıyorum ama bir taraftan da fikirlerinizi almak istiyorum çünkü belki de ben yanılıyorumdur.

Şimdi adı üzerinde "YABAN" hayvanı. Kar yağınca da beslenebilecek, açlığa dayanabilecek bir biyolojiye sahip. Kar yağınca yem bulamayanları / avlanamayanları da "doğal eleme" ile ölecekler. Yaşayabilenler üreyecek ve hep sağlıklı bireyler hayatını devam ettirecek. Yani güçlü, kuvvetli, sağlıklı nesiller devam edecek.

İnsanlar tarafından yem bırakılan yerlerden beslenmesi "hazıra alışma" gibi durumlar ortaya çıkarmaz mı? Orta ve uzun vadede tabiatın sistemi nasıl etkilenir?

(Elbette çok istisnai şekilde, nesli aşırı derecede tükenenleri kastetmiyorum)

Coşkun Oğuz Namlı


Dogukaradeniz Dogukaradeniz 14.01.2015 22:17:00

Evet gerçekten bu işi bilimsel bir dayanağa bağlamak gerek. Ben bilim adamı değilim ama sıradan vatandaş olarak bile bazı uygulamalar resmen gözüme batıyor.. Kesinlikle bilimsel bir dayanağı olmalı bu işin.

matvor matvor 14.01.2015 11:16:00

Beslemek yerine neden besleme ihtiyaci duyuyoruz denmeli ve buna karsi önlem alınmalı. Besleme yapilan bolgede hayvanlarin populasyonu biliniyor mu? Hangi hayvani ne kadar beslemeli? Besledigimiz gidalar beslenme aliskanligini bozar mi? Yuksek enerjili gidalar her zaman iyi mi? Besinlerin konuldugu bolge dogru mu? Besine hayvanlar ulasabiliyor mu? Dogru turu besleyebiliyor muyuz? Bunlar sadece simdi aklima gelen sorular. Bunlara cevap vermeden yapilan besleme calismalarinin hedefine ulasacagini sanmiyorum.

paspartu paspartu 14.01.2015 09:14:00

Yaban hayat; inanılmaz sayıda ve çeşitlilikte canlı barındırır ve inanılmaz büyük bir alanı kapsar. Bundan 200 yıl veya 2000 yıl önce de öyleydi, şimdi de öyle. Bahçemiz veya caddelerimizdeki yaban canlıları, bu sözü edilen doğadaki canlıların çok ama çok küçük bir parçasıdır. İnsanoğlu; darda, zorda olduğunu düşünüp bunları beslediğini zanneder, ekmek atar, yem bırakır, ama nafiledir. Bir nebze kendisini rahatlatma dışında bir etkisi yoktur bu davranış biçiminin. Aynı şekilde bu forumda birkaç kişinin bunu yapmayın, etmeyin demesi de nafile bir çabadır. Hiçbir etkisi yoktur. Aramızda sohbet etmiş oluruz. Bu konuya bakışta felsefi yaklaşmak zorundayız. Bu süreçte trakuş gibi kurumlara, bilimsel kurullara, üniversitelere, sanatçılara, aydınlara, bilim adamlarına çok iş düşmektedir. Fakat maalesef ülkemizde hangi cemaatin kaç üyesi olduğu veya hangi şarkıcının kimden çocuk beklediği tartışmaları daha fazla yapılmaktadir. Bilimsel makale sayısında dünyadaki yerimiz çok alt sıralardadır. Doğayı gözlemlemek önemlidir. Gözlemek aynı zamanda tanımak demektir. Tanımak; bilmektir, sevmektir. Doğaya dengesizce yapılan müdahalenin aslında onu yok etmek anlamına geldiğini, bunun bir çeşit kıyamet olduğunu en çok doğayı gözlemleyenlerin bilmesi gerekir. Bizler bu devasa durumun çok küçük bir an’ının zerre kadar parçasıyız. Yaban hayat yok olduğunda bilin ki bizim de yerimizde yeller esecek.

halimdiker halimdiker 14.01.2015 09:06:00

Nereye yem bıraktığınız önemli. Yedigölller, Ardahan ormanları, Bilecik ormanları, Kastamonu Küre Dağları vs vs alanlarda yemleme yaparsanız doğal hayata müdahale olur. Şehir sınırları içerisinde kuşlar için bir yere kadar uygulanabilir ancak doğada kuşlar için de yemleme yapılması onların davranışlarını etkileyecektir. Yem rasyonlarında olmayan besinlerin onları hangi şekilde etkileyeceğini bilemeyiz. Memeliler konusunda ise kesinlikle yemleme yapılmamalı. Zaten yapılan yemlemeler de fuzuli masraf ve göstermelik, bakın biz doğaya katkıda bulunuyoruz babında yapılan çalışmalar. Hani orman içlerinde sadece şeflerin kontrol güzergahında 1-2 metre yükseklikte her rüzgarda sallanıp duran tahta kuş yuvaları gibi... Uygulama iyi niyetliymiş gibi görünse de farklı türlere hizmet ediyor. O yuvalar kuş yuvası değil kemirgen yuvası olarak vazife görüyor. Saman balyaları bırakılıyor mesela ormana... Zannediliyor ki geyikler karacalar açlıktan ölecek, biz saman bırakınca hayatta kalıyorlar. Oysa ki kış aylarında karaca ve geyikler isterse 3 metre kar yağsın bacaklarıyla kar örtüsünü kaldırıp alttan çıkan taze sürgün ve kuru otlarla ama sadece bununla değil göknar, kayın sürgünleri ve likenlerle besleniyor. Bizde zaten tür ve sayı az, alanları da çok dar değil yaşayan türlerin. Yiyecek bulmalarında sıkıntı yok. 100 yıl önce sayıları kat kat fazlaydı ve açlıktan kırılmıyorlardı, şimdi mi kırılıyorlar. Doğada tek tük rastlanan zayıf ya da hastalıklı bireyler, doğal şartlarda yırtıcılar besin olmak durumunda. Genetik olarak zayıf olan bireylerin yırtıcılar tarafından dengelenmesine de göz yumulmalı. İnsan doğaya dokunmadığı sürece sağlıklı bir yaban hayat kendini rahatlıkla devam ettirebilir. Aksi durumda şöyle bir düşünce oluşur, demek ki insan yaşamayan yerde hiç yaban hayvanı kalmaz. Öyle ya, avcılar da bunu iddia ediyor, biz yaşlı bireyleri hasat ederek sayılarının çoğalmasını sağlıyoruz, biz olmasak doğada bir tek yaban keçisi, geyik kalmaz... Ciddi ciddi söylüyorlar bunu.

savgat savgat 13.01.2015 23:57:00

bencede bırakılmalı, bundan 200 yıl önce doğada bukadar tahribat yapılmamışken evet dediğiniz doğru, fakat etrafa baktığımızda ağaçtan çok bina görüyoruz, bide vuruyoruz. ziyafet çeksek az gelir o derece...

Dogukaradeniz Dogukaradeniz 13.01.2015 23:13:00

Evet, yaşam alanlarının küçülmesiyle mecbur bırakıyoruz ama , yaşam alanları yok edilecek kadar küçülmemiş arazilere de yem bırakmak acaba doğrumu işte. Sonuçta hayvanat bahçesi gibi bir alanda değiller ki, kar yağınca yem verelim. Küçümsenmeyecek boyutta ormanlık çayırlık dağlık taşlık arazilerdeler. Aslında hektarlarca ormanlık arazilere değil yem bırakmak, içine bile girmemek lazım da uyamıyoruz tabi haliyle..

Scarab Scarab 13.01.2015 21:26:00

Avcılık, inşaat çılgınlığı, tarım yapılacak diye bilimsel gerçeklere uymayan şekillerde sulak alanların tarıma açılması vb. daha saymakla bitmeyecek insan müdahaleleri bittiğinde söylediğiniz gibi yemleme yapılmamalıdır deriz. Şu an ki durumda zaten hayvanların yaşam alanları az iken, aşırı soğuklarda da beslenmeleri desteklenmezse neler olur? Bugün öğrendiğim bir haber bargilya antik kentini satıyorlarmış. Bakımsız, küçük bir antik kent (konumuz yaban hayatı olduğu için tarihi değerini bir yana bırakıyorum) hemen yanında bir sulak alan var. Sözüm ona koruma altında ve her yeri inşaat dolu ve şimdi de antik kentin olduğu yer satılıyor. Yaban hayatına tecavüz edilmeye devam edildikçe, bizler daha çok konuşuruz besleyelim mi beslemeyelim mi diye. http://www.gazetecileronline.com/newsdetails/16018-/GazetecilerOnline/inanilir-gibi-degil-antik-kenti-ilanla-satiyorlar http://www.milasbilgi.com/cevre/milas-sulak-alanlari/tuzla-ve-gulluk-sulak-alani http://www.milas.gov.tr/default_B0.aspx?id=451

paspartu paspartu 13.01.2015 18:31:00

Doğaya müdahale edilmemelidir. Bu düşünce biçiminin felsefi bir alt yapısı olsa gerek. Bu da en çok naturalizmde vücut bulur. Kuş gözlemciliğinde bu davranış biçimi ilkelerden olmalıdır. Sözgelimi kuşu daha iyi çekelim diye önündeki dalı kırmayız, doğaya genel bakışımızda da bu felsefe etkili olmalıdır. Duygusuzluk gibi görünse de doğadaki döngünün devamının bu dengede olduğu unutulmamalıdır. Zincire müdahalenin sınırı yok maalesef. Zaten insanoğlu vargücüyle müdahale etmektedir, hiç değilse bizler, bu felsefi görüşü ileri sürerek bu müdahalenin minimum düzeylere inmesi gerektiğini bir şekilde anlatabilmeliyiz. Bu; video, fotoğraf, resim gibi sanatla da olabilir, bilimsel anlamda makalelerle de olabilir.

alpertuydes alpertuydes 13.01.2015 18:01:00

Bende bırakılmasından yanayım. Kişisel düşüncem tabiki. Hayvanların doğasını ve doğal standartlardaki besin kaynaklarını neredeyse yok ettik. Bu şekilde takviyelerde olmaz ise bence daha kötü olabilir herşey.

nukkus nukkus 13.01.2015 12:26:00

Aşırı iklim olaylarında veya nadir türler durumunda desteklemek mantıklı gibi geldi.

paspartu paspartu 13.01.2015 11:38:00

Bence de bırakılmamalı. Fakat bu tür bilimsel, toplumsal görüşler veya tezleri kişisel olarak savunmak çok mantıklı değil. Elbette burada olduğu gibi sohbet babında konuşulabilir fakat, bu tür görüşler örgütlü platformlarda savunulmalı. Yani örgütlü olunmalı. Çağdaş insan bir anlamda örgüt üyeliği fazla olan insandır. Bunun formal olması da şart değil. Selamlar. Hasan SAMUR

Yeni Türler, Belgeli Tür Adedi : 505  
Copyright TRAKUS © 2008 - 2024 Türkiye'nin Anonim Kuşları: Sponsor ESİT