FORUM

Gözlem yaptığım alanda iyice canımı sıkan bir konuda başbakanlık bilgilendirme merkezin, Orman Ve Su İşlerine, Çevre Ve Şehirciliğe bir şikayette bulundum. Madem doğayı sevdiğimizi iddia ediyoruz ve madem doğanın, doğacının dostu olduğumuzu söylüyoruz, o zaman elimizden ne gelirse bunu yapmaktan çekinmemeliyiz değil mi...! Bana ne de diye bilirdik. Ama insan olan veya azıcık vicdanında insaniyetlik namına bir duygu emaresi bulunan her doğa dostunun yapacağı şeyler bunlar değil mi... Bunları yapmazsak işte o zaman şüphelenmeliyiz insanlığımızdan... Yeri gelip buz gibi suya girer, ağa takılmış hayvanı kurtarır, yeri gelir karaya vurmuş yunuslara kovalarla su taşır... kimi zaman da kanadı kırılmış bir kuşa anne şefkati ile yaklaşır bizim dostlarımız. Çünkü onlar doğanın da canlının da fotoğrafından çok nefes alıp vermesiyle ilgilenirler. Bu bir sitem değil belki bir serzeniştir, esas gayemiz ve esas hedefimiz neydi ne durumdayız bunu bilmeliyiz değil mi ama... Yazdığım şikayet dilekçesini sizlerle paylaşıyorum kusurlarını olsa da genel hatlarıyla durumu izah ettiğimi düşünüyorum:

"Sayın yetkili, Bursa Uluabat Gölü Akçalar Mahallesi sulak alan durumunda kalan göl kıyısında karşılaştığımız bir durumu size bildirmek isteriz. Malumunuz alan 3TR008’nolu 15. Nisan 1998 tarihli Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi kapsamında olup, sözleşme gereği alan koruma altındadır. Bu Yönetmeliğin maksadı, Türkiye’nin karasal sınırları ve kıta sahanlığı dâhilinde yer alan sulak alanların korunması, yönetimi ve geliştirilmesi ile bu konuda görevli kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyon esaslarını belirlemektir. Fakat gölün kıyı noktasında 40.176374, 28.724580 koordinatlı mevkiiye hafriyat dökülmüş, bir bina yapılmış ve çevresine direkler dikilmiş durumda olup bina için ruhsat alma girişimine başlanmıştır. Söz konusu alana ruhsat verilmesi demek, alanın ev, barakalar ve binalarla dolmasına müsaade eden bir emsal teşkil edeceği kanaatindeyiz. Bu durum Ramsar sulak alanlar sözleşmesine aykırı olup gereğinin yapılmasını rica ediyoruz. Ayrıca söz konusu yapıya izin alına bilmesi için bazı yetkili personelin dostluk anlayışı ile yardımlarından yararlanıldığını alanda yaptığımız araştırma neticesinde öğrenmiş bulunmaktayız. 4 Nisan 2014 CUMA tarihli, 28962 sayılı
Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğine, Ramsar Sözleşmesine, Doğa ve tabiata aykırı olduğunu tespit ettiğimiz bu durum karşısında sizin hassasiyetinizi ve alakanızı beklemekteyiz. Çalışmalarınız ve alakanızdan dolayı teşekkür ve takdirlerimizi sunarım."

Selam ve sevgiler...

Dilek hanım... Çok doğru demişsiniz... Netice bulacağından eminim bu konuda şüphem ve ümitsizliğim olmadığını da biliyorum :) sonucu da en kısa zamanda sizlerle paylaşacağım zaten... Bu güzelim düşünce ve samimi desteğinizden ötürü sizlere çok çok teşekkürler sunuyorum :) dedim ya sizler gibi insanların varlığı bile bu davada direncimizi, azmimizi artırıyor daha bir başka sarılıyor insan mücadeleye. Daha önceden alanda çok konuda görüş ve öneri bildirmiş neticesinde de sağlam sonuçlar almıştım ve yine alacağım. Söz konusu yazdığım belli hatları içinde barındıran yazıda isimleri, şahısları burada zikretmedim. Ancak asıl sunduğum beyanda daha kavramsal ve daha öznel bilgileri içeren bir tarzda yazdım. Yani iddiadan öte mesnede dayandırdım. Her ne kadar böyle olmasa da inanın sizinde dediğiniz gibi bayağı tarzda, basit şekilde yazılmış yazılara da bazen samimice mukabele edilmekte. Bunu da geçersek en azından bir şeyleri kurcalamış olmak, birilerini tedirgin edeceği için bu tarz insanların rahat olmadıkları hissini vermiş olacağız... yani hiç bir şey boş olmamalı kanaatindeyim. Tekrar çok teşekkürlerimi sunuyorum destek ve güç verici yorumlarınızdan ötürü minnet duyuyorum... selamlar ve sevgiler...

Yok verecekler Zafer hocam :) buna canı gonulle inanarak diyorum... bu görünen kısmı :) daha neler neler... bu konuyu özetler bir hali... kendim bizzat çevre ve sehircilikle bağlantılı olmam ve elbette ulaşabilme imkanım olan samimi gerçekten çok samimi dostlarımla mütaala ettim. söylemem o ki özet yani hulasa şekilde burada zikrettim dolaysıyla informal bir vaziyette görüldü. mevzuat tedrici bir uslupla ilerlese de bazen inanmak, azmetmek imkansız durumlara olağanüstü bir olur saglaya biliyor. :) bu samimi içten sozlerinize çok teşekkür ediyorum... varsın devlet desteği olmasın sizin gibi çizgisi belli, duruşu belli samimi insanlar var ya bu en büyük cesaret ve destek bizim için. Yanlız olmadığımız hissi bile gücümüze güç katiyor... selam ve sevgilerle...

Umutsuz Durum Yoktur Umutsuz İnsan Vardır. Mustafa Kemal Atatürk / 1915 Çanakkale Savaşı. Umudunuzu yitirmeyin derim. Bildiğiniz gibi Avrupa Birliği uyum yasaları gereği size bir ay içerisinde yazılı olarak dönmek zorundalar. Vazgeçmeyin. Ankara bazen daha geç yazıya cevap veriyor. Moralinizi bozmayınız, ben ne dilekçeler gördüm. Birinin başlığı , KAÇAK AV !! KATLEDİLEN YÜZLERCE YABAN HAYVANI.. VERGİLERİMİZLE MAAŞ ALANLAR İŞ YAPMAYACAKSANIZ İSTİFA!! idi. Cevap gelmişti ve sorunu çözüme gidip, şahıslara cezada kesilmişti. Dilekçelerle ilgili başka hatırladığım enteresan şeyse. Kediyi kesen genç için aynı bakanlığa 25 bin vatandaş ayrı ayrı dilekçe ile genç hakkında şikayetçi olunmuştu. Yasa gereği herkese tek tek yazılı cevap vermek zorundaydılar. Dilek

Ben de Zafer Bey'e katılıyorum. Yazılı veya görsel kanıtınız yok ise çalışanları suçlamadan (Bu dilekçenizi okuyan kişi belki de bunlara göz yuman kişi olabilir), ihlal edilen kanun maddeleri belirtilerek yazılmalı. Sonunda da gereğinin yapılmasını saygılarım arz ederim diye bitirmeniz lazım. Saçma gelebilir ama ülkemizde bu işler böyle yürüyor. Tek bir dilekçe de işe yaramaz. O bölgede yaşayan insanların hep birlikte çok sayıda dilekçe yazması daha etkili olur.

Ömer bey merhaba... Öncelikle ;haklı nedenlere dayalı duyarlı davranışınız için tüm doğaseverler adına sizi kutluyorum. Ancak başvurunuzdan sonuç alınması konusunda pek iyimser değilim.Nedenine gelince ;her ne kadar yazdığınız durum ,ivedilikle ele alınıp gereği yapılması icabeden bir konu olsa da sanırım '' mevzuat hazretleri'' buna izin vermeyecektir.Daha doğrusu ifade tarzınız sizi sonuca götürmeyebilir.Çünkü bizim resmi makamlarla yazışma kültürümüzde bahsettiğiniz konuları gündeme getirdikten sonra yazıyı [...gereğini saygılarımla arzederim.] şeklinde sonuçlandırmanız gerekiyordu. ...:) Umarım olumlu cevap verilir ,bu sefer ben yanılmış olayım. Selamlar ,sevgiler...