Riva için yeni etik kurallar
nukkus 29.04.2015 10:28:00
Sevgili arkadaşlar. Riva ya son gidişimde üst çayırların durumuna çok üzüldüm. Yer yer çıplak toprağı ortaya çıkaran tekerlek izleri oluşmuş, bitki örtüsü kalmamış. Bizlerden başka o çayırların ziyaretçisi vardır herhalde ama Istanbul da sayımız çok fazla ve ciddi bir ekolojik ayakizi bırakıyoruz. Çayırlar sadece kuşların değil çok sayıda canlının (ki bazıları kuşların besini) yaşam alanı. Ona zarar vererek yaban hayatına avcılardan daha fazla zarar veriyor olabiliriz.
Önerim Riva için bazı yeni etik kurallar geliştirmemiz. Bu konularda uzmanlığı olanlara da danışabiliriz. Örneğin, var olan araç izlerinin dışına çıkmamak, dolanıp durmak yerine durup beklemek, peşpeşe araçlarla dolaşmak yerine 3-4 kişi tpaylaşmak... en doğrusu çayırları kuşlara, yaban hayata bırakmak.
Keşke gelişmiş bazı ülkelerdeki gibi kuş koruma alanlarımız olsa, kurallar, siperler... Burada sorumluluk bizde. Hepimiz kuş peşinde dolaşmaktan büyük zevk alıyoruz ama zaten onları ürküterek yaşamlarını zorlaştırıyoruz. Bazı fedakarlıklar yapmamız gerek.
nukkus 5.05.2015 10:24:00 Büyük bir doğa yıkım süreci yaşadığımız doğru. Uzun yıllarda oluşmuş ekosistemler geri dönülmez şekilde zarar görüyor, kendi geleceğimiz (iklim, su, gıda güvenliği gibi) riskli alana giriyor. Buna karşı çıkmak için Trakus olarak eylem yapmak şart değil, hatta zor da. Ama çeşitli sivil toplum örgütleri var, isteyen destek olabilir (eminim Trakuscular arasında da destekçi vardır). Sonuçta bu kişisel bir konu. Kendi ekolojik ayakizimizin farkında olmak önemli diye düşünüyorum. Yıkıma katılmak, karşı cıkanlara maddi/manevi destek olmak, üzülüp seyirci kalmak
seçenekler arasında. Ben dahil hiçbirimiz masum değiliz. Ama sonuçta, kendi tercihimizi (bahanelere sığınmadan, bilinçli olarak) yapmak durumundayız.
ihsan 30.04.2015 15:48:00 Nükhet Hanım, açtığınız konu pek ilgi görmemiş anlaşılan. Çok üzücü aslında... Araba tekerlerinden gitmek pek samimi gelmiyor. Zaten Rivada artık her yer araba teker izi, bunların kapanması için yol dışına arabasız, objektif ve kamuflaj elde gitmeyi, daha az fotograf, daha çok gözleme yönelmeye ne dersiniz... Bunu diyecek bir babayiğit fotoğrafçı çıkar mı bilmem... Ama bu fotografta seçicilik, doğa korumada samimilik, ekipmanda mütevazilik demek. Aşırı deklanşöre baslamalara ve tür hırsına karşı koyabilecek fotografçı ne yazık ki çok az. Yani bu konu birkaç yılda bir açılıp kapanacak. Rivada yapılaşmaya karşıyız ama iğneyi kendimize batırmayacağız.