FORUM

Selamlar,
Bu gün aslında çok çok güzel şeyler yazmak ve paylaşmak ümidim vardı. O heyecan ve hevesle yola çıkıp Edirne – İpsala’da bulunan Gala Gölü’ne gittim. Yere halktan olan bir arkadaşın rehberliği ile öyle bir yere geldim ki, yer gök hayvan, binler ve milyonlar diyeyim gerisini siz hayal edin


Her şey güzel sabah siste gölün açıklık bir alanında uzandım ve sisin dağılması için beklemeye başladım. Derken çok güzel ve hoş görüntüler aldım. Sevincime diyecek yok! Çok mutluyum.

Alandan yaklaşık birkaç saat sonra kalmaya karar verdim. Aslında o manzara karşısında kalkmak ne mümkün fakat bana rehberlik yapan arkadaşı fazla soğukta beklememek için alandan ayrılmak için hazırlandım. Bu esnada DKMP’den arkadaşlar geldi. Söz gelimi arkadaş diyorum.
Her neyse, bana ne yaptığımızı sordular. Bende fotoğraf çekiyorum ve gözlem yapıyorum dedim.
- Bunun için izniniz var mı?
Nasıl yani ne izni dedim doğal olarak. Bana bakanlıktan izniniz var mı diye sordular. Bende böyle bir durumdan haberim olmadığımı izah ettim.
- İzinsiz fotoğraf çekmeniz yasak!
Hala şaşkınım tabi, nasıl yani diyorum. Av mı yapıyorum veya hayvanlara bir zarar mı veriyorum?!? Israrla yasak diye karşılık verilmekte.
- Hafıza kartınızı verin!!!
Vermiyorum diyorum, aldığım cevap:
- Jandarmayı arıyorum o zaman!
Olay büyümesin diye hafıza kartını verdim. Yoksa diretmek mümkün. Sonra zabıt tutuldu. Diyorum ne olacak neden alıyorsunuz. Yasak, izin almanız lazım diyorlar sürekli. Ben Trakuş üyesiyim biliyorsanız, ayrıca Doğa Araştırmaları Derneği üyesiyim desem de ne olursa olsun biz işlem yapacağız diye ısrarlı bir tavır görüyorum.

Öyle, böyle derken, zabıt yazıldı. Hatırladığım kadarıyla;
“Milli park sahası dahilinde izinsiz fotoğraf çekildiği tespit edilmiştir. Falan marka hafıza kartına el konulmuştur” İmza
Kimlik bilgilerini yazmalar


Velhasıl özetleyecek olursam, gittiğim yerde fotoğraf ve video çektim. Hayvanları izledim bir yandan tüfek seslerini işiterek. Karşılığında gördüğüm muamele ve kartımın alınıp el konulması gibi bir durum.
Bu konuda daha ne dene bilir hala olayın şokunu atmış değilim.

Durumu bildirdiğim değerli Trakuş üyelerine ve konu hattında tesellide bulunan Serhat Başkanımıza gerçekten ilgi ve alakalarından dolayı çok teşekkür ediyorum.

Beni üzen, bu işin neresinde yanlış yaptığımız. Elimize tüfek alıp gezmemiz mi lazım?!? Aferin iyi yapıyorsun denmek için!

Daha neler neler yazacağımda can sıkıntısına anca bu kadarıyla kifayet ediyorum.
Selam ve sevgiler


Gözlem:
http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=gozlem&islem=oku&detay=5986

Sizin ve camiamız adına çok sevindim.Kanunların keyfi uygulanamayacağını birilerine deklare etmek ve bundan olumlu sonuçlar almak güzel bir duygu olmalı...Nice güzellikleri fotoğraflamanızı diliyor, Samsun'dan selamlarımı gönderiyorum.

Merak edenler olmuştur. Son durum nedir? Şöyle bir toplayacak olursak; Çok değerli Trakuş Yönetimi ve diğer bir çok dostumuzun da destekleri ile neticesinde kartımızı geri aldık. Hem de görüntülerimize dokunulmadan... Kurum ve kişileri asla hedefe almadım. Gerçekten samimi ve bu konuda hassas olan çok değerli büyüklerimizin olduğunu bizzatihi yakinen bilmekteyim. Bahtsız bir olaydı. Sonucun öyle ya da böyle anlayış dolu bir tarzda tatlıya bağlandı. Bu konuda bir birlik şuuru ile desteklerini esirgemeyen tüm değerli büyüklerime, dost ve ahbaplarıma çok çok teşekkürler ediyorum... Desteklerini, güzel temennilerini, değerli bilgilerini bizlerden esirgemeyen her kese şükranlarımı sunuyorum... :) İsimlerini sayamıyorum, samimi ve içten kalplerine sığınıyorum :) hani derler ya birlikten güç doğar... Hah işte bunu canlı canlı gördüm :) İyi ki trakuş'luyum, iyi ki trakuş üyesiyim... :) herkese çok çok selamlar...

Sacit Üstadın değindiği metnin,tartıştığımız konuyu ilgilendiren bölümü şöyle : ''FOTOĞRAF, FİLM VE VİDEO ÇEKİM ÜCRETLERİ UYGULAMA USUL VE ESASLARI Milli Park, Tabiat Parkı, Tabiatı Koruma Alanı ve Tabiat Anıtı ile bu alanlar içerisinde yer alan Günübirlik Kullanım Alanı ve Kamp Alanları, Yaban Hayatı Koruma Sahası, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Yaban Hayatı Üretme ve Yerleştirme Alanları ile Sulak Alan Koruma Sahalarını kapsamaktadır. Sulak Alanlarda Mutlak Koruma Bölgelerinde kuşların üreme dönemi olan Mart-Haziran ayları arasında fotoğraf veya film çekimi talepleri BAKANLIĞIN iznine tabidir, Sulak alanlarda fotoğraf ve film çekimi yaparken canlıların yuvalarına ve yumurtalarına zarar verilmemesi gerekir, Bir günü aşmayan çekimlerin süresi ne olursa olsun bir tam gün sayılır, Yabancı uyruklu kişi, kurum ve kuruluşlar için fotoğraf, film ve video çekim için belirlenen ücretlerin iki katı uygulanır, Ücretli çekim yapanlardan ayrıca saha giriş ücreti alınmaz, Genel Müdürlüğümüzün faaliyet alanlarında yapılan ve söz konusu alanlar ile ilgili haber niteliği taşıyan ya da alanın tanıtımını içeren film ve video çekimlerinden yabancı uyruklu kişi, kurum ve kuruluşlar dahil ücret alınmaz, Genel Müdürlüğümüz ile protokol anlaşması yapan amatör fotoğrafçılık dernekleri, kulüpleri veya federasyonları üyelerinden üyeliklerini belgelemek şartıyla fotoğraf çekimleri için ücret alınmaz, AMATÖR FOTOĞRAF,FİLM VE VİDEO ÇEKİMLERİNDEN ÜCRET ALINMAZ, ÜCRETLİ ÇEKİM İZİNLERİ .Genel Müdürlük/Bölge Müdürlüğü tarafından verilir, ÜCRETSİZ ÇEKİM İZİNLERİ Genel Müdürlük/Bölge Müdürlüğü tarafından verilir.'' Olay günü 1.Böl.Müd.den üç bürokrat ile görüştüm.Hepsinin ortak söylemi (kararı) şöyle : Metinde açıkça : ''ÜCRETSİZ ÇEKİM İZİNLERİ Genel Müdürlük/Bölge Müdürlüğü tarafından verilir.'' yazdığına göre,izin almak zorunludur.İzin ayrı şey,ücret ayrı şey.Amatörler ücret ödemeyecekler,doğru,ama bu izin almayacaklar anlamına gelmez. Arazide yetki kullananların anlayışı da,uygulaması da böyle.Daha önce de bu konuyu tartıştık ama değişen bir şey olmadı. Edindiğim intiba ve kanaatim odur ki,bu son cümle yani, ''ÜCRETSİZ ÇEKİM İZİNLERİ Genel Müdürlük/Bölge Müdürlüğü tarafından verilir.'' cümlesi kaldırılmadığı sürece,ne yaparsak yapalım sonuç değişmeyecektir.

Doktorum Sacit hocanın dedikleri bizi kurtatır. yönetim olarak ilgileneceğinizi düşünüyorum. sonuçta hepimiz aynı dertten müzdaribiz.

Bunu yapmak lazım

İşte budur :)) Sevgili Sacit hocam mevzunun hukuki röntgenini çekmiş, sağolsun, varolsun... Yönetimden beklentim bu mevzuyu uygun bir dille döküman haline getirmesidir, ister TRAKUŞ antetli, ister antetsiz düz olarak... Ben aynı durumda karşılaşınca karşıdakiyle laf dalaşı yapacağıma o dökümanı vereyim, onu okusun, ondan sonra ne yapacak bakalım ?? Yani ''El mi yaman, bey mi yaman'' sessiz kaldıkça zarar görüyoruz biraz da ses getirelim bakalım ne olacak :)) Selamlarımla...

Sacit hocam vermiş olduğunuz bilgiler çok yararlı. Bu durumla ilgili olarak tüm üyelere Milli Park ve Koruma alanlarında bulundukları sırada hakları ve sorumlulukları hakkında bir takım dökümanlar hazırlamak bazı yanlış uygulamaları ve mağduriyetleri önlemesi bakımından çok faydalı olacaktır...

Geçmiş olsun. Fıkra gibi geldi bana 🤔. Tekrar geçmiş olsun. Selamlar.

Ömer Bey'e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu sorunla zaman zaman karşılaşıyoruz; (Milli Parkların Şubeleri için bulundukları il adıyla kuş kitapçığı çıkarma çalışmaları sırasında feryad figan Trakuşçuları aramaları ayrı bir konu olsada değinmiş olalım.) Mevzuata baktığımızda öncelikle bizi ilgilendiren 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun uygulanmasına dair Yönetmeliğin 20 ve 22. maddesi uyarınca çıkarılan Kullanım Esasları Başlıklı Uygulama Genelgesinin 4. maddesinde geçen " Amatör fotoğraf, film ve video çekimlerinden ücret alınmaz, Ücretsiz çekim izinleri Genel Müdürlük/Bölge Müdürlüğü tarafından verilir "kısımlarıdır ki kesinlikle izaha muhtaç değildir .Uygulamada izin mekanizması ile ilgili olarak İdarenin ilgili birimi oluşturmamasının; tanıtıcı belge,pul,maktu harç vs gibi çekim izni sahipliğini gösteren bürokratik işlemleri yerine getirmemesinin bedeli amatör doğa fotoğrafçılarına yüklenemez.,Fotoğrafçı, amatör fotoğrafçı olduğunu beyan ettiğinde koruma görevlilerinin bu beyana itibar etmeleri zorunludur.Aksi ahvalde polemiğe girmeden tutulan zabtı dikkatlice okuyup olayın özünü değiştirmeden ve yediemine alınan eşya(hafıza kartı,fotoğraf makinası vs.) nın özelliklerinin doğru olduğu belirlendikten sonra imzalanıp bir sureti kesinlikle alınmalı , Tutanak örneği ve Şikayet dilekçesi eşliğinde Suç kısmına "Görev sırasında yetkiyi kötüye kullanmak fiilidir ( TCK 257/1) " yazıp en yakın C.Başsavcılığının yolu tutulmalıdır. Işığınız altın,araziniz huzurlu,kuşlarınız aksiyonel olsun.

Trakuşta eminim benim gibi hukukçu üye çoktur. böylesine rezil uygulamalara karşı kesinlikle geri adım atmamak gerektiğini düşünüyorum. hemen konuyu hükme bağlayan milli parklar kanunu okudum. Bu kanunu her trakuş üyesinin bilmesi gerektiğini düşünüyorum şuradan indirebilirsiniz: http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr/Metin1.Aspx?MevzuatKod=1.5.2873&MevzuatIliski=0&sourceXmlSearch=milli park&Tur=1&Tertip=5&No=2873 hemen sadede gelerek ilgili maddeyi yazayım: Yasaklanan faaliyetler: Madde 14 – Bu Kanun kapsamına giren yerlerde; a) Tabii ve ekolojik denge ve tabii ekosistem değeri bozulamaz, b) Yaban hayatı tahrip edilemez, c) Bu sahaların özelliklerinin kaybolmasına veya değiştirilmesine sebep olan veya olabilecek her türlü müdahaleler ile toprak, su ve hava kirlenmesi ve benzeri çevre sorunları yaratacak iş ve işlemler yapılamaz, d) Tabii dengeyi bozacak her türlü orman ürünleri üretimi, avlanma ve otlatma yapılamaz, e) Onaylanmış planlarda belirtilen yapı ve tesisler ve Genelkurmay Başkanlığınca ihtiyaç duyulacak savunma sistemi için gerekli tesisler dışında kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir zorunluluk bulunmadıkça her ne suretle olursa olsun hiçbir yapı ve tesis kurulamaz ve işletilemez veya bu alanlarda var olan yerleşim sahaları dışında iskan yapılamaz. görüldüğü üzere çevreye zarar vermeden fotoğraf çekmenize hiç bir allahın kulu karışamaz. ben bir cezacı değilim ama "TCK Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." demektedir. elbette bir cezacı üstadımın yorumu daha önemli ama bence memurlar burada suç işlemişler. Sizden durumu izah eden bir dilekçe ile bölgedeki savcılığa suç duyurusunda bulunmanızı rica ediyorum. Yoksa daha çok arkadaşımız canını sıkarlar böyle. Özelden ulaşırsanız bu konuda her türlü yardımı yapmaya hazırım.

Vedat bey, emin olun düşündüm. Fakat kurum ve üyeleri ki gerçekten samimi olanlar var, bu olay sebebine genel bir durum zuhur etsin istemem. Bu sebeple bu hakkım saklı kalsın diye düşünüyorum. İlginize ve alakanıza çok teşekkür ediyorum... selamlar...

Teşekkürler Cem abi... Selamlar...

Tamamdır Yasin bey... Çok sağ olun... Teşekkürler...

Vedat beye katılıyorum.

Fotoğraf makinesinin kartına el koyma ve verileri silme idari bir işleme konu olamaz.Bu tür tasarrufları ancak adli mercilerin emri ile yerine getirebilirler ...Bu tür işlemlere karşı Sulh Ceza Hakimliğinde itiraz hakkınızı kullanmayı ihmal etmeyiniz...Geçmiş olsun...

Öncelikle geçmiş olsun Ömer bey. Değerli arkadaşlar, bu yaz başımdan geçen bir olayı anlatayım. Kelebek başta olmak üzere çeşitli doğa fotoğrafları çekmek için kuzeydoğuda bir ilin yaylalarında bulunuyorduk. Birgün önce alanda çekimlerimizi yaptık, gece orada kalıp ertesi gün fotoğraf çekerek dönüşe geçtik. Birkaç kilometre ilermiştik ki, ıslak bir yol kenarında gözlem yaparken karşımızdan DKMP aracı hışım gibi geldi ve yolumuzu kesti. Bunu yaparken yolun ıslak kenarındaki kelebek sürüsü de, önlerine seyirtip, durun diye feryat etmeme rağmen nasibini aldı, onlarca kelebek çamura pestil gibi yapıştı. Daha onlar ağzını açmadan "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Önünüze atlayıp, durmanızı istememe rağmen nerdeyse tüm kelebekleri ezdiniz" diye hışımla bağırdım. Aldığım cevap ve devamı çok acıydı: "Kelebek de neymiş, izin yazınız var mı?" Amatör fotoğraf çektiğimizi, oradaki X Bölge Müdürlüğü'ne bilgi verdiğimizi belirttik ama, nafile. Bulunduğumuz il oraya bağlı değilmiş. Allah, adamların eline fırsatın en alası geçmiş gibiydiler. Hele içlerinde biri vardı ki, adeta orada idam sehpası kuracak gibiydi. Milli Park içinde olduğumuzu ileri sürüp, bir süre üzerimize gelip, makineler, kartlara lafı getirmeye çalışsalar da, taviz vermediğimizi görünce, son kartları olan "jandarmaya haber verme" moduna girdiler. Alttan alıp hemen arkadaki filan köyden, filancalardanım demem de fayda etmedi. "Alanda onca fotoğraf çeken var. Hiç birine dokunmuyorsunuz, bize kastınız nedir?" dediğimizde, "Onlar kamp yapan turistler, sabah akşam buradalar. Sizin gibi günübirlikçi değiller" cevabını aldık. "Asıl korkmanız gereken onların içindeki yabancılar olabilir. Bizler ülkedeki nadide kelebek sitelerinin yöneticileriyiz. Tamamımız bulunduğumuz illerdeki DKMP örgütü ile sürekli ortak çalışmalar içerisindeyiz." dememize rağmen ısrarla üzerimize geldiler. Bu sıra telefonunu aldığım X bölgeye ulaştım ve durumu anlattım. Telefonu birine vermek istesem de, oralı olmadılar. Anlatacak birşey kalmayınca "Kimi ararsanız arayın, biz gidiyoruz, plakalarımızı da alabilirsiniz" dedik ve alandan ayrılmaya başladık. Üçlüden ikisi "tamam gitsinler" diye yumuşarken, o başından beri laf anlamayan hala aynı tavrı sergileme derdindeydi. En sonunda diğerleri onu da ikna edip ayrıldılar ve yolumuza devam ettik. Aynı yerde üç sene öncesinde aracımız aranarak benzer bir olay daha yaşamıştık. Yine ikna olmayan ve anlayışlı olanlar vardı. İçlerindeki o anlayışlı kişi "Bir daha gelmeden müdürlüğümüzü arayıp, şifaen de olsa izin almanızda yarar var. Şikayetler geliyor, sizden haberimiz olursa, size yönelik şikayetleri dikkate almayız" şeklinde bizi uyarmıştı. Bence bir alana gitmeden önce kısa bir bilgilendirme yapmakta fayda var. İnanın aralarında laf anlayan çok daha fazla. Dilerim sizin de anlayışlılar karşınıza çıkar.

Görüntüler silinsin sıkıntı değil. Siz kartınızı alınca üzerine fotoğraf çekmeden bana yazın. Fotoğraflarınızı geri kurtaralım. Selamlar.

Geçmiş olsun Ömer Bey...

Ömer geçmiş olsun ,fotograf belgedir rahatsız eder dün böyleydi bugün için değişen bir şey yok yarınlarda videoya geçiyoruz sıkıntı yok ;)) ,canımız sağolsun .

Bizzat kendim DKMP Daire Başkanlığı (Ankara) ile görüştüm. Durumu izah ettim. Sağolsun bu konuda ilgilendiler. Amatör şekilde yapılan çekimlere karşı böyle bir tavrın uygulanmaması gerektiğini ifade ettiler. Kartı alma ya da bu konuda zabıt tutma gibi bir olayın vuku olmasına hayretle ve şaşkınlıkla tepki verdiler. İzin konusunda da bölge müdürlüklerimize bilgi verilmesi yeterlidir dendi. Sonuçta ticari maksat ve tam teçhizatla belgesel çekimi yapılmıyor! Duyduğum ifadeleri naklediyorum. İşlem yapan personeliniz, bana www.milliparklar.gov.tr adresine girip oradan izin alın dediğini söyledim. Böyle bir şeyin olmadığını ifade ettiler. Profesyonel amaçla yapılacak çekimlerde fotoğraf için 100, video için 1.000 TL günlük tutarın olduğunu ifade ettiler. Ancak amatör çekimlerden asla böyle bir şey talep edilmediğini ifade ettiler. Dedim bu personel bize böyle davranması nedir peki dedim, gerekli mevzuatı yorumlama hatası olarak ifade ettiler. Sonra Edirne Bölgeyi aradım şube müdürü ile görüştüm. Gayet güzel karşıladı, durumu izah ettim biz de üzüldük dedi. Her hangi bir sorun teşkil eden durum yok diye devam etti. Ancak görüntüleri silmemiz gerekiyor dediler. Ne diyeyim silin dedim. Son durum bu... Ancak kafamı kurcalayan bazı noktalar var. Su-i zan düşmanı birisi olarak kötü düşünmek istemiyorum ama bu olay karşısında da her hangi bir açıklama getiremiyorum. Söz konusu alanda ve civarında daha önceleri kuğu yakalandığını tespit etmiştim. Hatta kuğu avı yapan bir kaç kişiyi de fotoğraflama imkanım olmuştu. Neticesinde şikayetlerimiz oldu. Gala civarında avcı bol. Bizim fotoğraf makinesi ile gezmemiz birilerini rahatsız mı etti de böyle bir durum reva mı görüldü...?!? Bu bir varsayım tabi ki de... Daha fazla sözü uzatmayacağım... Bekleyip göreceğiz... İlgilenen tüm dostlara teşekkür ediyoruz... Tek temennim görüntülerin silinmemesiydi ancak sileceklerini söylediler... Ne diyeyim hayırlısı... Selam ve sevgiler...

Atlanan bir konuyu da ben yazayım. Tabi çoğu avcı ava çıkmadan oradaki görevlileri kafaya alıyor, muhtemelen akşam avı bile paylaşıyor olabilirler. Hepsi sonuçta akraba eş dost, aynı yörenin insanı. Ha jandarma derseniz devletin silahıyla av yapan rütbeli askerler var. Jandarma onlara hesap soracak değil ya. Bu arada çoğunuz başka ülkenin vatandaşı gibi yorum yapıyorsunuz.:)) Burası Türkiye. Antalya'da spor yapan her tarafı örtülü kadına bile saldırıyorlar. Ankara gençlik parkında, Altınpark'ta bile bazen hesap soranlar oldu. Ben gidecem bu ülkeden.:((

Çok sinir bozucu bir durum, geçmiş olsun. Bu duruma bir çözüm bulmak lazım ama nasıl?

Ömer Abi gecmis olsun cok.. Can skici bir durum.. Kartini geri alma konusunda bir büyüğüm size yardimci olacaktir

öncelikle geçmiş olsun. konuyu okuyunca ve üzüntünüzü görünce bir iki kelam etmeden duramadım... başınıza gelen olay son derece ironik ... benimde nadiren karşılaştığım bir olayı yaşamışsınız... Fakat keşke hafıza kartınızı vermeseydiniz Bunun yerine jandarma arayalım lafının üzerine gitseydiniz. ve arayın bekliyorum gibi bir cevapla biraz yüksek tondan, diklenerek ,asabi , konuşsaydınız benim tahminim bunun üzerine onlar hemen tornistan yapardı gibime geliyor. Zira ben başıma gelen olaylarda hep aynı taktikle başarılı oldum..

Ömer bey dün Fikret dede ile (eke1) görüşünce anlattı başınızdan geçenleri.Hakikaten aşırı can sıkıcı bir durum,buradan canım sıkıldı inanın.Bu tarz sorunların ortadan kalkmasını temenni ediyorum. Geçmiş olsun...

İnsana en ağır geleni de böyle muamelelere avcıların maruz kalmaması... Elini kolunu sallaya sallaya adamların av yapıyor olması... Onu da geçtim alana güvenlik için seçtikleri yerel halktan kimselerin de av yapıyor olması... Milli park denip te içerisinde koyun-keçi ahırlarının, barakaların olduğunu görmemek mümkün değil... Peki bu girenlerden, alanda bu işleri icra edenlerden, balıkçılar da dahil olmak üzere, maksat ve gayesi fotoğraf olan kimseler daha mı tehlikeli... Birisi bana şu şu sebeplerden dolayı tehlikelisiniz desin, mantıklı ve makul bir açıklama yapsın biz de gitmeyelim ya da girmeyelim... Hani deniyor ya alana giriyoriliyor hayvanlar rahatsız ediliyor... Son sez müzik, elinde alkol, kafalar çakırkeyif, heyyyytttt be anasını diye nara atanlara, ya da piknikçiler veya ne bileyim işte bir çok amaçlı ziyaretçilerden, sessiz sakin alanda kamuflaja girmiş, sürünerek giren ve sürünerek çıkan bir fotoğrafçı daha mı tehlikeli... Denebilir ki araçla giriliyor veya üreme döneminde hayvanlar rahatsız ediliyor... Kendi şahsım adına diye bilirim ki araçla ala girme adetim asla yoktur. Bunun yanı sıra üreme dönemlerinde alanlardandan olabildiğince uzak dururum... ki çobanların koyun otlatmalarına karşı bile gidip kaç defa çobanlarla konuşmuşluğum vardır. Uzun bacakların yuvalarını koruma maksadıyla defalarca bu tarz mücadelelerim olmuştur. Yanlış anlamayın bunu bir taktir veya bir beğeni beklemek adına demiyorum inanın! Tüm samimiyetimle diyorum. Bu yaptıklarımıza karşı olumlu bir tavrı görmek beklentim de yok... Yetkililer aferin desin deme gibi bir gayretim yok... Bari bu konuda az insaflı olunmasını yeğliyorum... Onlardan bir destek te beklemiyorum... "GÖLGE ETME BAŞKA İHSAN İSTEMEM" diyorum... belki biraz ağır kaçacak bu söz, gerçekten samimi görevlilerden af ve özür dileyerek ve onları bu durumdan tenzih ederek söylüyorum... İlgilenen tüm arkadaşlara tekrar teşekkür ederim... Selamlar...

Orman Bakanlığı ile bu siteler iki yılda bir yenilenen protokoller yapıyor.Bu protokol örnekleri resmi yazı ile şubelere bildirilirse Milli parklara kartını gösteren kuşçular girebiliyor.Ancak her defasında Şube Müdürlüğünü arayıp izin alması ve birkaç gün içinde ,Şube müdürlüğüne çektiği fotoğraflardan bir kopya vermesi gerekiyor. Sonuçta tüm bu işlemler angaryadan öte geçmiyor ,her halukarda şubeden izin almak gerekiyor. Üye olmayanlar da izin alınca zaten girebildiği için ,üye olmanın bir esprisi kalmıyor bu durumda... İşin ilginç yanı ,yaya olarak veya bisikletle girenler için hiçbir zorunluluk veya kontrol yok. Yani araçla girenler ''KIMIL ZARARLISI'' gibi görülüyor. Not: -Alanlara bisikletle giriş serbest -Alanlarda av yasak ;ancak saat 09.00 dan önce ve 16.00 dan sonra alanda her köşeden silah sesleri geliyor.Birkaç güvenlik görevlisinin şöyle bir turlamasının avı önlemesi mümkün değil. -Motosiklet girişi yasak ,ancak mücavir köylüleri zaman zaman içeride motosikletle turlarken görmek mümkün.Alana giren hayvanlarını arıyorlarmış! -Araç girişi yasak olmasına rağmen tur minibis ve otobüsleri alanda serbestçe dolaşabiliyor.Yine milli parklar görevlileri,yakınları ve konukları alanda istediği araçla turlayabiliyor... -Gediz düdükçünleri ve piknikçiler alanı istediği gibi kullanabiliyor...her ne kadar ateş yakmak yasak ise de dumanı görünmezse sorun çıkmıyor... -Milli park görevlilerinin ''Giriş Esaslarını Düzenleme ! '' dışında ne iş yaptıklarını ,alana ne verdiklerini bilen yok...merak edip gündeme getiren de yok... Selamlar...

2 farkli doğa dernegi 1 de ornitofoto var Bunlardan uyelik karti alinsa bir cozum olur mu ? Bu uyelik kartlarinda " fotografci " ibaresi olmasimi gerekiyor ? Soyle bir yazi.gozume carpmisti Orman bakanliginin bir pdf dosyasi elime gecmisti Amator fotografci izin belgesi tarzinda bir izinli yazi alınabiliyor du Konuyu arastirinca paylasabilirim

Doğa Koruma ve Milli Parklar genel müdürlüğü ,açık ve kapalı parklar kullanım esasları maddeleri aşağıdadır...bu esaslar her bölgede farklı şekilde uygulansa da ;temelde durum ''YASSAH HEMŞERİM'' geleneğinin devamı olup işgüzarlıktan başka birşey değildir... (4.cü madde ) http://www.milliparklar.gov.tr/mp/s21.htm

çok geçmiş olsun. bakalım bize ne zaman kısmet olacak :(

aynen dediğiniz gibi. alanlara çekinerek gidiyorsunuz. abuk subuk adamlarla uğraşmamak adına.

Kartı aldılar tabi ki. İçindeki görüntüler silinmek üzere Edirne merkeze gönderilecekmiş. Sonra kartı geri göndereceklerini dediler. Yemişim katı falan, beni hür irade ile zarar vermeden oldukça hassas bi şekilde bu hayvanları görmemi, izlememi ve dahası bu hayvanlara bakış açımı engelledikten sonra bana kart değil makine mi alsalar vız gelir. Umut beyinde dediği gibi, kaçak avcılığın olduğu bir bölgede kalkıp ta bana gelip te fotoğraf için iznin var mı diyorsalar bu sistemin bir yerinde ya da bu sistemin bazı bireylerinde (elbette gerçekten kaliteli insanlar var, tabi ki bunları bundan tenzih ediyorum) bir sorun var demek ki... Bizi bilen biliyor dicem klişe olacak ama, ne tür-kertik derdim var ne de başkası, gözüm görse yeter, çeker ve belgelendirirsem ya da göze yansıyan güzellikleri samimi dostlarla da paylaşırsam bu heyecanı daha ne istene bilir ki felsefesini gütmekteyim... Kuşlara her baktığımda bu travmatik şok hatırıma geleceğini biliyorum. Belki daha da az vakit geçireceğim alanlarda... ya da ne bileyim işte dahasını anlatamıyorum bile...

Ömercim üzücü bir olay. Söylenecek bişey yok. Çok geçmiş olsun

Yazmıştım daha önce. Jandarma beni durdurmuş belge falan sormuştu. İzinsiz çekemezsiniz tarzında birşeyler söylemişti. Ancak 100m geride silah sesleri geliyordu. Türkiye işte. gücün kime yetiyorsa... . Ama bu işe genel bi çözüm bulmamız lazım. Kafama esti alana girmek istedim, yada yol üstüydü uğramak istedim. İzinle falan niye uğraşayım. Bu yaban hayatın düşmanı biz miyiz? Ömer bey sonu ne oldu işin sonu. karta el koydular da, geri alabildiniz mi? ne yapacaklarmış