FORUM

Tür uğruna


Kuşları incelemek, gözlemlemek ya da fotoğraflamak oldukça güzel bir uğraşı. Trakuş bu alanda oldukça etkili ve donanımlı düzeyde olan ülkemizin bu sahadaki en değerli oluşumlarının başında gelmekte. Zaten site yöneticileri de sayfanın amacını belirtirken şunları demişler: “Sitenin amacı ülkemizde doğal ortamda yaşayan kuş türleri hakkında anonim olarak bilgi toplanması, toplanan bilgilerin paylaşılması ve doğa sevgisinin gelişmesine katkı sağlanmasıdır”. Yani fotoğrafla ya da gözlemlerle kuşlara ait bilgilerin, kayıtların paylaşılması hedeflenmekte.

Bu hedef ekseninde farkındalık oluşmasına imkân sağlanmanın da hedeflendiğini söylemek mümkün. Yani ana hedef doğanın bir parçası olan canlının tanınması, korunması ve türe has önemli bulguların kaydedilmesi şeklinde. Yani “Doğa sevgisinin gelişmesine katkı sağlamak”. Hedef ve amacı bu kadar altını çizerek, üzerine basarak vurgulamamdaki sebep aslına belli, bireysel olarak bu amacın göz ardı edildiği kanaatidir.

Her üyenin arazide kendi vicdanıyla baş başa olduğu gerçeğini vurgulamak gerek. Bu kavram TRAKUŞ’un “Etik Tavsiyeler” kısmında vurgulanmış. Şunu sormak lazım, Trakuş’a üye olup ta acaba amaçları nelerdir diye merak edip okuduk mu?! Ya da kuruluşundaki ana unsur, hedef nedir bunu merak ettik mi?! Elbette bu konuda oldukça yeterli şuur ve bilince sahip üyelerin olduğunu bizzat biliyoruz. Fakat hedefi ortak olmayan, amaca bağlı kalmayan kişilerin bulunduğu da bir gerçek


Şimdi Sitenin amaçları bölümünde yer alan bazı amaçlarla kendimizi sorgulamaya çalışalım.

“TARTIŞILMAZ ÖNCELİĞİMİZ DOĞANIN KENDİSİ VE ONUN DENGESİDİR.”

Alanlara giriyor, bazen umarsızca bir türü fotoğraflamak için şekilden şekle giriyoruz. Araçla zikzaklar çiziyor, geçtiğimiz noktaların onların alanları olduğunu hiçe sayıyoruz. Bazen öyle ki bir fotoğraf yüzüne canlının yuvasını dahi (bilmeden) yok ediyoruz. Tekerlek izleri ile dolu bir alan görmemek ne mümkün. Bir de savunuyoruz yahu yerli halk traktörle geziyor ya da koyun sürüsü buralarda dolaşarak ta bu dedikleriniz oluyor dense bu durumun artık ne kadar pişkinlik boyutuna ulaştığının göstergesi. O yapıyor diye sen de yap! Bir zaman birisi şöyle diyor, piknikçi alana girecek bangır bangır müzik açacakta biz mi girmeyeceğiz. Evet girmeyeceksin imkanın varsa başkasını da uyaracaksın, tabi yapabiliyorsan
En azından belli dönemlerde daha da hassas olmak gerektiğini bilmek gerekli. Bu uzun bir tartışma meselesi onun için bu bölümü kısa tutuyorum.

“Fotoğraflamaya çalışılan canlının yaşam döngüsünü bozacak davranışlardan uzak durulmalı, canlının rahatsız olduğu hissedildiğinde alan hemen terk edilmelidir.”

Kim uyuyor buna!? Ne acayip, bir türü görüyoruz, yanına yaklaşmaya çalışırken başlıyor uzaklaşmaya, hemen peşine düşüyoruz. Hummalı bir kovalamaca ile bir sağa bir sola, nereye gitse peşinde takipteyiz. Hayvan illallah ediyor da ağzı var dili yok ne desin.

Kimsenin bilerek kuşlara, doğaya zarar vermeyeceğini umuyorum. Kendi içimizde de böyle hatırlatmaların çok yararlı olduğunu düşünüyorum. Ömer bey elinize sağlık.

Ömer bey paylaşımınız için teşekkür ederim. Amacınızın kimseyi suçlamak olmadığını biliyorum ve Trakuş dostlarının bu yazınızı iyi niyetle yazılmış,herkesi suçlamayan ama "yanlışlıkla yapan varsa yapmasın" mahiyetinde algılanmasını dilerim. Sizin de zaman içinde yaptığınız hatta şu an da bile birçoğumuzun farkına varmadan yaptığımız hataları göstermeye çalışmışsınız.Ben gereken dersi aldım.Teşekkür ederim.Sevgiyle kalın.

Ömer bey. Doga sevgisi olan bireylerde zaten böyle bir davranış elbette beklenemez. Değerlendirmeniz genel olmuş. Kısmi olarak size katılmıyorum. Saygılar.

Bu konu hakkında birşeyler yazmak istiyordum fakat tartışmaya müsait bir konu olduğu ve herkesin kendince haklı gerekçeleri olacağı için bir şeyler yazmamıştım.Hassasiyetinize teşekkür ederim.Mesela Riva ya zaman zaman giderim şahit olduğum örnekler;sulak kısımdaki sazların arasından su kuşlarını çıkarmak için taş atıldığına şahit oldum,arıkuşu yuvalarının önüne tünek mahiyetinde sopa dikildiğini gördüm.Bir çoğumuz arazide hatalar yapıyoruz fakat bu verdiğim örnekler gibi hareketlerin savunulacak hiçbir tarafı yok,tek hedef daha iyi fotoğraf ne diyeyim EMEĞİNİZE SAĞLIK !.Bunların yapıldığı bir doğa topluluğunda avcı,piknikçi vs. eleştirilmesi kendi kapımızın önünü süpürmeden başkalarının kapısının önüne bakmak gibi sanırım.Saygılar.

Teşekkürler Zafer hocam gönlünüzün güzelliği dilinize vurmuş :) varsınlar dokuz değil onuncu köyden kovsunlar, davamız belli gerisi ne ki... :) saygı ve selamlarımla...

Ah be Ömer kardeşim , Ne güzel geçinip gidiyorduk...daha serçeleri bile doğru dürüst tanımadan üçyüzbilmem kaçıncı türü bile kaydetmiştik filan...ne gerek vardı doğruları yazıp keyfimizi kaçırmaya... Hem biz var ya biz ,o sizin bildiğiniz kuşçulardan değiliz...kurallara kesinkes uyuyoruz ,o dediklerinizi asla yapmıyoruz...:)) ................................................................................................................................ Dokuz köyden kovulmayı göze alarak yazdıklarınız ilaç gibi geldi...iyi ki varsınız... Klavyene sağlık Ömer bey kardeşim...selamlar ,sevgiler...

“Nadir ya da nesli tehlikede bulunan bir canlının yaşadığı alana hangi amaçla olursa olsun girmenin, bu alanların yerini ikinci kişilerle paylaşmanın, ya da başkasınca yeri belirlenmiş bu nitelikteki bir alanın yerini öğrenmeye çalışmanın o nadir canlı üzerinde yaratacağı tehlikeler kesinlikle unutulmamalıdır.” Kim? Biz mi? Sadece gülüyorum buna
:D Birisi nadir bir tür görmesin, roadrunner gibi anında başında bitiveriyoruz. Sonra da doğadan, canlıdan bahsediyoruz
“Herhangi bir alanda birkaç fotoğrafçının/gözlemcinin belirledikleri makul süreler içinde yapacakları çalışmalar ile aynı alanın yoğun bir şekilde sıklıkla kullanılmasının çevre ve canlılar üzerinde biriken etkisinin zararları göz ardı edilmemelidir. Kalabalık gruplarla yapılan fotoğraf/gözlem turlarında alandaki canlıların çok daha fazla rahatsız olacakları kesinlikle unutulmamalıdır.” Alanları boğa bildiğimiz kadar boğuyoruz. Her gün ve her saat bıkmadan ama hayvanları bıktırana kadar bazen rahatsızlık veriyoruz. “Daha farklı, güzel fotoğraf/video çekmek amacıyla canlının, kovalama, bağırma ya da bir şey fırlatma gibi yöntemlerle rahatsız edilmesi asla kabul edilemez.” Bunu yapanlara şahit olduğumu belirtmek isterim. Yattığı yerden taş atıp ta canlının pozisyonunu değiştirmeye çalışanı da görmek mümkün. Fotoğraf çekecek ya! Gerisi umrunda mı!

“Kuşları veya belgelenmek/gözlemlenmek istenen diğer canlıları cezp etmek için kullanılacak yöntemlerin o canlıların yaşam döngülerine zarar verebileceği asla unutulmamalıdır.” Özellikle bu durum çok can sıkıcı. Ses çalmak, bu hatayı yapmayanımız çok azdır. Dahası şöyle diyelim bunu abartmayanımız çok az. Belli makul ölçülerde ve bazı özel durumlara (örneğin nadir bir türün alanda çağrıya cevap vermesi gibi) istinaden yapılanların dışında, güzel fotoğraf çekebilmek için saatlerce, soluksuzca çalınan sesler. Bil hassa üreme ve yavru döneminde çok tehlikeli olduğu uzmanlarca da belirtilmiş bir durum. Çalınan sese istinaden yuvayı terk edip sese gelen yavruların telef olma ihtimalleri, eşleşmiş bireylerin eşlerini terk ettirecek durumlar ve daha buna benzer durumlar
ötücülerde bilhassa ses, erkeğin dişiği etkileme, üreme çağrısı olarak bilinmekte. Ama fotoğraf çekecek ya umurunda mı olacak. Saatlerce çalsın isterse, hayvan hâkim bölgesini terk etmiş veya daha başka negatif durumlar olmuş hiç umurunda bile olmayacak. Sorduğunda doğacı, hayvan sever, doğanın dostu
Mangalda kül bırakmaz. Daha yazılacak çok şey var ancak, şimdilik bu kadarıyla yetinmeyi uygun görüyorum. Bu saydığımız hataların bazıları bende yaptım belki de, acemilik ve bu bilinçten uzak olduğumuz dönemlerde. Bu sebeple kimseyi eleştirmek değil derdimiz. Kusurlarımızdan dolayı ve sürçü lisan ettiysek affınıza sığınıyor, sevgi ve selamlarımı sunuyorum