Dünyayı katlediyoruz
faruq488 17.01.2018 09:15:00
Dünyayı katlediyoruz; En acısı ise bu durumdan habersiz kalmayı tercih ediyoruz.
Gezegenimiz gittikçe değişiyor. Bu değişim döngüsü bizleri gün geçtikçe geri dönüşü mümkün olmayacak sonuçlara itmekte.
Her sene küresel ısınma sonucu sıcaklıklar artış göstermekte.
Süre geçtikçe deniz suyu sıcaklık artışları ve kutup buzulunun çözülmesi oldukça hızlı bir şekilde gerçekleşiyor.
Her yıl bu sıcaklık, bilinenin aksine kış aylarında kendini göstermeye başladı. Kışlar artık geç geliyor ve erken gidiyor. İlkimsel değişikliğin temel tetikleyicisi bu ısınma olduğu su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Sera gazlarının atmosfere salınımları ise işi daha da çıkılamaz bir duruma sokuyor. Sanayileşen dünyada, atmosfere salınan gazların çok hızlı oluşu, sıcaklıkları git gide artırmaya başladığı her geçen gün daha fazla kendini belli etmekte.
Dünyanın hemen hemen %70ini kaplayan denizler, bu sıcaklığı emerek soğutma görevi görmekte. Ancak bu şu demek oluyor. Her sene olan bu ısınma ile deniz suyu sıcaklıkları da artış göstermeye başladı. Bu da suda yaşayan canlıların göç etmesine hatta nesillerinin tükenmesine sebep olmakta. Yer kabuğunda ki ısınmada bunun bir benzerini sergiliyor. Sıcaklığı tutucu etkisi olan karbon gazlarının okyanuslar tarafından emildiğini biliyoruz. Okyanusların bu gazları emerek soğutucu görevi üstlendiğini söylemiştik. Ancak bu durum sudaki karbondioksit oranının artması anlamına da gelmekte. Bunun etkisinin ne olacağını hemen hemen hepimiz anlamaktayız. Gün geçtikçe bu sıcaklık artıyor. Canlıların yaşam alanları oldukça tehlikeli bir etki ile karşı karşıya kalıyor.
Hemen hemen her sene yapılan kuş sayımları bu sene nasıl olacak? Ya da bu sene sayılabilecek kuş görülecek mi? sorularını sorarak konumuzun asıl eksenine yoğunlaşmaya çalışalım.
Sulak alanlarda geçen yıllara göre, su kuşlarının gözle görülür oranda azaldığını tespit etmek zor olmasa gerek. Önceki yıllarda sulak alanların birçok türe ev sahipliği yaptığını biliyoruz. Ancak gün geçtikçe bu türlerin sürüler halinde gelmeyişleri ya da çok nadir gelişleri bizi gittikçe korkutmakta.
Sulak alanların boşluğu, bu alanları ziyaret eden kuş türlerinin ve sayılarının azlığı ilk etapta kontrolsüz yapılan avcılık faktörünü akıllara getirse de aslında bunun yanı sıra asıl etkinin av ve avcılıktan çok sanayileşme, yapılaşma gibi doğa ve çevreyi büyük oranda etkileyen unsurların yani küresel ısınma ve iklim değişikliğine etki eden asıl aktörlerin olduğu yadsınamayacak bir gerçek olarak kaşımızda duruyor.
Bu konu bizi gerçekten ilgilendirdiği için ele almak istedim. Bilimsel bir makale formunda olmasa da genel hatları ile durumu özetlemeye çalıştım. Gidişat eğer ki bu yönde devam ederse çok kötü sonuçlar doğuracağı gerçeği ile yüzleşmemizin gerektiğini kavramak zorundayız. Yoksa ne KOSKlarda ne de gözlemlerde artık beklenilen türleri göremeyeceğiz. Diğer etkileri saymıyorum bile.