Kuş veya başka canlıları gözlemek olsun doğaya ayak bastığınız anda müdahale başlar. Hele fotoğrafçıların doğaya olan müdahaleleri yürüş yapan bir insanınkinden onlarca kat fazladır. bikere alana araçlarla ulaşılıyor, ikincisi araba camından çekilecekse uzun telelerle fotoğraf çekiliyor, camdan değilde kamuflajla çekilecekse çadırın kurumu, iskemlenenin ve tripodun yerleşimi hepsi alandaki canlıları bir ölçüde tedirgin ediyor, üçüncüsü atıklar konusu, şişe, yemek artıkları ve sigara izmaritleri...
kendi hesabıma bunlardan hangilerini yapıyorum: araba camından fotoğraf çekiyorum, kamuflaj kuruyorum, kamuflaj kurduğumun yerin önünde vizörde rahatsız edici otlar varsa temizliyorum, güzel bir dal bulmuşsam saplamıyorum ama oradaki dallara iliştiriyorum ama işim bittiğinde dalı tekrar oradan alıyorum...
ama şunları yapıyorum, sigara içmişsem izmaritleri topluyorum, doğal ortama kabuklu yemiş dahi olsa çöp atmıyorum. nadir de olsa o bölgeye başkalarının attıkları çöpleri temizliyorum. yuva fotoğrafı çekmiyorum, ki çalıştığım kurumumda son 4 yıldır bir çift kerkenez cam önünde yuva yapıyor, birkez olsun fotğrafını çekmedim. ama kerkenez köyde yuvaya yönelen kuşları çektim, belki onları da çekmemem gerekirdi.
flash konusuna gelince, kuşlar flashtan değilde (ki memeliler de aynı davranıyor) deklanşör sesinden ürküyorlar. hatta bunu birkaç kez boş flash çakıp deneyerek yaptı, kuş ürkmüyor. ama deklanşör sesinden fena halde rahatsız oluyorlar.
beni rahatsız eden izmarit konusu, özellikle dağlık ve sık ağaçlı çeşme başı yerlerde izmarit görüyorum, çok tehlikeli mazallah sonuçları çok vahim olabilir. bunların ne kadarı fotoğrafçılar bırakıyor bilemiyorum (belki de hiçbiri bizden değildir) ama n olur, eğer atılıyorsa lütfen onları oralardan toplayalım.
selamlarımla...