DEVAMI
Halkalarla işaretlenmiş kuşlar üstünde yapılan ilk incelemeler, göçle ilgili eski sert tartışmalara son vermiştir. Çok geniş uygulanan halka takma tekniği ilk 1890′da Avrupa’da ortaya çıkmıştır. 1920 yıllarında ABD’nde de uygulanmaya başlanan bu yöntemle erişkin kuşlara halka takılarak nerede bulunduğu belirlenmiş ve bu sayede kuş bilimciler, göçlerin bir haritasını yapma, bazı türler için göçün hangi dönemde başladığını belirleme, imkanı bulmuşlardır. Halka takma tekniği, kuşlarda bazı içe doğuş yetenekleri bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Örneğin; bazı su kuşlarını, belli bir uçuş çizgisi izlemezler ve sık sık yol değiştirdikleri olur.
Gelişen teknoloji ile birlikte, kuşların göç yollarını radar ekranları ile izleyebilen ve süratlerini ölçen aygıtlardan yararlanan günümüzün bilim adamları, birçok kuş türünün göç koşullarının ayrıntılı bir çerçevesini ortaya koymuşlardır.
Özellikle radar gözlemleri aracılığıyla bazı küçük kuşların 3600 m’den yüksekte uçtukları ortaya çıkarılmıştır. Buna karşılık ortalama uçuş yüksekliklerinin 900-1200 m olduğu, ortalama hızlarının saatte 60 Km.’yi bulduğu, günde 6-8 saat arasında uçtukları, günde 800 Km. civarında yol kat ettikleri, daha sonra dinlenmek ve karınlarını doyurmak için durdukları belirtilmektedir.
Amerika’da yaşayan altın sarısı kızkuşu, hiç durmadan ve dinlenmeden 3200 ile 5000 Km. uçabildikleri, yağmur kuşlarının su üstünde yüzebileceklerini unutmamak gerekir.
Özetlersek, ister yalın, ister karmaşık olsun , göç olayı için henüz tam bir açıklama bulunamamıştır.
Bir kuşun göç ustalığı, temelde içgüdüseldir. Bir yavru kuş özel bir eğitime gerek duymadan, yazı geçirdiği bölgeden kışlık bölgelere yapılacak ilk yolculuğu başarı ile gerçekleştirebilir. Bazı türlerde, daha önce hiç göç etmemiş genç kuşlar, bu işi bilen erişkinlerin yardımı olmadan tek başlarına ilkbahar, sonra da sonbahar yolculuğuna kalkışırlar. Her durumda en ilgi çekici yönü, havada yol almanın teknik zorluklarıdır. Kuşlar nerede olduklarını ve nereye gittiklerini nasıl bilmektedirler?
1950 yıllarında Almanya’da yapılan bir dizi deney kuşların, gidiş dönüş yolunu güneş, ay ve yıldızlardan yararlanarak çıkardıklarını ortaya koymuştur. Buna, astronomi seyri diyoruz. Bulutlu ve kapalı havalarda kuşlar yolunu kaybeder, hava açıldığı zaman tekrar yollarını bulabilirler. Kuşların bazı türleri gece göç eder, gündüzleri karınlarını doyurur ve dinlenirler. Kapalı havalarda göç eden kuşlar genellikle deniz fenerlerine veya diğer tür ışıklara yönelerek yollarını kaybeder, bir çoğu bu süratle ölürler. Aya karşı uçan kuşları teleskopla gözlemek mümkündür.
Göçmen kuşların yerleşik kuşlara oranla içgüdüleri çok daha fazla gelişmiştir. Çok uzağa bırakılsalar bile yuvalarını bulmakta güçlük çekmezler.
Amerikan Altın sarısı Kuşu: Kuzey kutbundan Güney Amerika’nın güneyine 14.500 Km. uçar.
Yakut Gerdanlı Sine Kuşu: Güney Kanada’da yuva yapar ve kışı geçirmek için 2.500 Km. uçarak Filorida’ya gider.