ZULÜM... Soğuk kış günlerinde,Afrika’nın kavruk topraklarında,aslanlar,zebralar,çitalarla gezerler.Cemre bile düşmeden düşer minik yüreklerine sıla özlemi. Kara Kıta’’nın en güney ucunda,Ümit Burnu’nda tutuşur göç meşalesi.Senagal\'den,Ekvator\'dan gelenler Nil Vadisi’nde umuda akan sürülere katılır.Milyonlarca yıldır,gri,kızıl kanatlarıyla masalsı bir destan yazar,önlerine Aswan Barajı gibi dikilen,yüzlerce dev engeli,Mısır,İsrail,Lübnan,Suriye illerini geride bırakır ve baharın ilk günlerinde,anamız,Anadolu’muz ile kucaklaşırlar. Yuvadır özlemleri.Yaz boyu didinir,yemez yedirir,özenle büyütürler gözlerinin nuru yavrularını.Tıpkı bizler gibi... Yavrular yetişince dönüş telaşı başlar.İtalya,Almanya,Romanya,Avusturya diyarından gelenlerin yolu mutlak İstanbul’dan geçer.Anadolu kat edilir,ağustos sonu,eylül başlarında vedalaşırlar. Avrupalılar için semboldür,bir yudum sevgidir FALCO NAUMANNİ. Biz KÜÇÜK KERKENEZ demişiz adına. Yaz boyu,bir çok bölgemizde görülseler de,üreme alanları çok özel,nadir ve sınırlıdır.En gözde dört mekandan biri Ankara,biri İzmir,biri Karaman ve diğeri de,Silivri’deki Kale ile deniz arasındaki dik kayalıklardır. İnsanları ve insanlarla yan yana yaşamayı seven küçük kerkenez,bunun bedelini çoğu kez çok ağır öder. Silivri’deki koloniyi 2006 yılından beri gözlemlerim.15 temmuz 2010 tarihili notlarıma göre,alanda fotoğrafladığım 68 yuvadan 50 si aktif iken,3 mayıs 2013 günü yaptığım gözlemde gördüm ki,aktif olan sadece 5 (beş) yuva kalmış.Ankaralı,İzmirli,Karamanlı doğaseverler bu nadide konuklara sahip çıkarken,ünlü hapishaneye özenip bakın biz ne yapmışız!.. Şubat ortalarında Dostum Fatih Orbay telefon etti,dedi ki: ‘’Silivri Kale’deyim.İnanmayacaksın ama,tüm yuvaların üstünü tel kafesle örtmüşler.Ne bir kuş girebilir,ne giren çıkabilir.Küçük kerkenezlerin,yavru yetiştirmesi artık hayal’’ Bahşayış’dayım o sıra,leylek evleri yapıyorum,gidemedim.Ama Fatih gitti,ilgililerle görüştü.’’Pardon,düzeltiriz’’ dediler.Bu gidişimde gördüm ki,düzelttik dedikleri,yuva ağzına gelen tel kafeste açtıkları gedikler.Oysa,farkında bile olmadan,daha da beter etmişler.