Öncelikle herkese gönül dolusu teşekkürler Fotoforum\ daki dilek ve temennileri için. Şimdi gelelim Hikâyesine;
\"safran\" Muammer Çeviker abim aradı ve ben sıkılıyorum. Gidip Antalya\ da Çölleri arayalım dedi. Bende bulabilir miyiz diye düşünürken \"tamam abi gidelim\" dedi. Bu arada bununla ilgili bir forum açtım. Lokasyon ve adres konusunda malumunuz böyle bir destek alamadım. Bir dost hariç kimseden ses seda çıkmadı. Bu arada ben Adana\ dan uçakla saat 09.20\ de hareket ettim. Muammer abi Samsun’dan 16.30\ a Antalya Havaalanın da olacaktı. Baktım beklemekle olacak değil. Konyaaltı Atatürk barkına gitmeye karar verdim. Daha sonrası bilmiyordum sora soru gittim parka. Park kuş kaynıyor. Sinekkapanlar, ötleğenler çıvgınlar dolu, buluştuk. Hatta kertik olan Boz çıvgınıda orada çekmiş oldum. Birde Kara sinekkapan ama henüz fotoforumda yorum almadı ve bekliyorum.
17.30 gibi Muammer abi ile buluştuk ve Araç kiralayarak yollara düştük. Bu arada sevgili Alparslan Ünal\ ı arayarak Hikmet Ugurluay’ın telefonunu aldık ve aradık. Yer bilgisi lokasyon topluyorduk. Yola koyulduk ki telefonum çaldı. Arayan \"toshi1\" Ferit Başbuğ idi. Ne yaptığımız sordu. Bizdi yola koyulduğumuz söyledim. Sonra bize nokta atışı adresler verdi. Sayesinde nokta atışı yaptık ve adresi bulduk. Birinci gün boş çıktı. Bir kaç kuyruk kakan vardı gezinen hepsi o. Baktım olacak değil hava da uçan Serçe dahil her şeyi çekmeye karar verdim. Her çalının üstüne konunu içine gireni çıkanı, uçanı kaçanı ve ..ıçanı ne gördüysem çekiyordum.
Birinci gün böyle geçti. İkinci gün bölgeye biraz hakim olduk. Sabah saat 06\ da yollara koyulduk. Bu kez daha dikkatli tarıyorduk. Ne yaptıysak ne çöl Kuyrukkakan\ ından ne de Çöl ötleğeninden haber çıkmadı. Biraz moral çöküntüsü yaşamaya başlamıştık. İlk bataryanın jarjı bitti ve ikinci bataryayı taktım.
Kaç kare çektim bilmiyordum o ana kadar. Oteli gittiğimizde şarj aletini Adana\ da unuttuğumu fark ettim. Elimde tek batarya kalmıştı. En az 3 bin kare çekiyor tabi vizörden kontrol etmezseniz. Ama bizde bakmak zorunda kalıyoruz malumunuz.
Hem Muammer abimin ve hem de benim moralimiz iyice bozulmuştu. Boz çıvgın kertiğine ve çektiğimiz bir sürü kuştan da bir şeyler çıkacağına inanıyordu. Öğleden sonra Muammer abi sinekkapanlar için Atatürk Parkına gitmeyi teklif etti. Karar verdik ve gittik. Muammar abi bu arada sevgili Soner Bekir ve Emin Yoğurtcuoğlu ile telefonlaşarak tura katılmak istediğimizi söyledi. Ama maalesef iki arkadaşımızda şehri terk etmişlerdi. Bu arada Emin Oğuz arkadaşımızın telefonunu vermişti. Onu aradık sağolsun ilgilendi ve adres verdi ama Ferit komutanımın verdiği adreslerdi. Bir kez bir kez daha tek tek her çalının her ağacın dalına bakarak kilometrelerce olan plajları taradık. Sonra Ahmet Savgat dostumuzdan Cam Pramitin oralarda çizgili ötleğen olduğunu öğrendik. Oraya gidecektik ki. Sonra Oğuz arkadaş bizi arayarak ne yaptığımız sordu. Bizde bir şey yapamadığımız söyledik. Oda bu kez bize bildiği adresleri verdi. Bıyıklı Ötleğen ve Küçük Suyelvesinin peşine düşmeye karar verdik. Her ikisinde de hüsran yaşadık. Sonunda bu güzeli Alaca düşüncesiyle çektik. Sonrası malumunuz Fotoforumda bomba patladı.
Bu türümüzü çekmemiz konusunda emekleri bulunan tüm dostlara gönül dolusu teşekkürler ederken, bu güzeli de yol arkadaşım abim safran”Muammer Çeviker”e armağan ediyorum.
Bu arada Murat Saltık çok iyi bilir bu konuyu :) şimdi lokasyon çıkartıyorum. Nokta atışı. Fotoforumda paylaşacağım. Ama paylaşmadan önce içimde uhte kalmasın diye bir türkü sözü paylaşıyorum. ANLAYANA;

Mevlam gül diyerek iki göz vermiş
Bilmem ağlasam mı ağlamasam mı
Dura dura bir sel oldum erenler
Bilmem çağlasam mı çağlamasam mı

Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
BİLMEM SÖYLESİM Mİ SÖYLEMESEM Mİ?
:)