SEZON BAŞLADI
SABAHIN KÖRÜN DE SEVGİLİNE ÇİÇEK Mİ ÇALIYORSUN
Uzun süredir arazi yapamıyordum. Daha doğrusu iki kez araziye çıktım ama fazla hareketlilik yoktu. Geçtiğimiz hafta Aksaraydan fotoğrafçı arkadaşım Fahri ve onun değerli misafiri Caner geldi. Günü birlik bir Adana turu yaptık. Ama yağmurun azizliğine uğradık.
Fahri bana Abi bir arkadaşım var kuş fotoğrafçılığa yeni başladı ve tayini de Adanaya çıktı. Arazi konusun da yardımcı olur musun? diye sordu. Bende kuşçu olduğu ve yeni başladığı için kabul ettim.
Cuma Akşam evde otururken telefonum çaldı. Araya Lütfi beydi. Kısa bir tanışma merasiminden sonra Ne zaman isterseniz çıkarız dedim ve bana yarın sabah gidebilir miyiz? dedi anladım ki Latif beye de mikrop bulaşmış yerin de duramıyor.
Sabah 5 gibi randevulaştık ve saatin de de buluştuk. Hareket ettikten kısa bir süre sonra Tuzla stüdyosu için arka fon almayı unutmuştum ve geri dönerek bizi sitenin bir villasından Gelin duvağı denilen çiçeklerden koparırken yan komşu uyandı gürültümüze. Karanlıkta beni zar zor görüyordu.
Ne yapıyorsunuz? Kimsiniz kardeşim sabahın körün de Polisi arıyorum
Bende kendimi tanıttım
Hayırdır sabanın köründe sevgiline çiçek mi çalıyorsunuz bahçelerden deyince durumu anlattım ve gülüştük.
Sonra yeniden yola koyulduk. Tuzlaya vardığımızda güneş kendini iyice göstermişti. Hemen tüneği ve yerlerimizi hazırladım ve yere uzandık. Hava beton gibi Adana, Adana olalı böyle soğuk. Böyle zulüm görmedi sanırım. Daha Alacalar gelmeden parmaklarımızın ucu. Kulaklarımız dondu adeta.
Daha yerimize ısınmadan 15 dakika geçmeden alacalar gelmeye başladı. Sonrası malum deklanşör sesleri Suriye iç savaşını aratmadı. Çok güzel uçar ve aksiyon pozları da verdiler. Ancak pek öyle süper kareler alamadık. Çünkü uzandığımız yer bayır aşağı gibi olmuş ve biz makineleri yukarıya kaldırmakta bir hayli zorlandık.
İkili üçlü güzel karelerini aldık. Sonra ortalığı topladık. Tüneğin yani stüdyonun yerini değiştirdim. Başka bir yere taşıdım sanki orada çekmiş gibi ayak izleri de bıraktım.
Şimdi birçok kişin neler dediğini duyar gibiyim. Çünkü geçen sene çektiğim Alaca Yalıçapkınlarını çekmek için yaptığım stüdyonun (Gümenin) etrafı çöp deryası gibiydi. Kraker ve cips jelatinleri, boş meyve su tenekeleri ve sigara izmaritleri. Uzun süre orada alaca çekememiştik bu olaydan sonra. Hatta bu gidişimizde çürüsün, eskinin diye geçen sene kesip sakladığım ve hatta aksiyonnel fotoğraf ve ağzında balıklı olan (sevgili dostum Mustafa Kuş (mustafatahire) ) ile çektiğimiz Alaca tüneklerini birçoğu yerinde yoktu ve orada olanlarda ortalarından kırılıp sakladığım yere atılmıştı. Siz anlayın gari.
Şimdi daha sezon yeni başladı hiç olmazsa bu güzelleri bu sene rahat ettirelim ki bol bol stüdyolu bol bol aksiyonlu ve bol bol beslenme av karelerini çekelim ama dimi.
Daha çok şey yazacaklarım var ama neyse bu güzellik bozulmasın.
Bu fotoğrafı da aylar sonra araziye çıkmamda yol arkadaşlığı eden ve bu hastalığa yeni bulaşan değerli insan dostum Lütfü Altunsuya armağan ediyorum
Beğenmeniz ve izlemeniz umuduyla herkese gönül dolusu selamlarrrrrrrrr