Adana, İstanbul, Biga, Çanakkale, İstanbul derken Yunanistan hazırlıkları başlamıştı ki; Yunanistan İptal oldu. Bu arada önceden sevgili gunhan Günhan Hatipoğlu konuşmuş Ankara için planlar yapmıştık. Yunan fethi iptal olunca, Gühan ile konuştuk İstanbul Adana yolculuğu sırasında Ankara da mola vermemi beni araziye götüreceğini söyledi. Çok sevinmiştim. Ne bileyim bana bir daha Ankaraya gitmemeye yemin ettireceğine. Gece sabana karşı Ankara otogarına vardığımda. Ciğerlerim patlayacak sandım. Nefesi mi içime çekemiyordum. Bu ne laaa. Nefes daha burnumdan genzime girmeden adeta donuyordu.
Hava sıcaklığı -18. Yandım keten helva. Anlamıştım bu işte bir hinlik olduğunu. Yaw Adanaya devam etmeye kalksam o saatte otobüs yok. Mecbur bekledim. Günhan geldi buluştuk. Yola koyulduk ama konuşmak ne kelime çenem açılmıyor yaw. Günhana dedim klimayı çalıştır sobaya iki odun at. Yola koyulduk. Hedef at deresi. Akyanaklı Baştankara çekmeye. Akı, Hakı gördük :)))) Bekçi geldi, içeri girdik yerimizi aldık. 5-6 masa da adeta stüdyo kurulmuştu. Taşlı olanı mı? ararsınız odunlu mu? dallı mı? Güllü mü? (Bunu da ben kafadan attım. Sırayla masa masa gezmeye başladık. Akyanaklı Baştantankara hak getire. Yok yok yok.
O yok ama bir ayaz var anam anam anam. Adana da hava sıcaklığı +18 At deresin de -18 aradaki sıcaklık 36 derece. Bir Adanalının sanırım en üt sınır. Günhan bile dayanamazken siz beni düşünün artık. Günhana Yaw sen beni bilerek mi çağırdın kardeşim. Parmaklarımı hissetmiyorum. Gözümden akan yaş çeşme sanki.
Günhan abi bende dondum diyor ama bana pek inandırıcı gelmiyor. Bu işte bir kasıt var deyip duruyorum. Bir daha Ankara kışın mı tövbeler tövbesiiiiiiiiiii.
Ama bende Günhanı Temmuz - ağustos ayında Adanaya davet ediyorum. Beni ayazda donduranı adeta yakacağım :)
Sonra Büyükbaştankara, Çambaştankarası, İspinoz derken çekip duruyoruz. Ama artık dayanacak gücüm kalmadı pes ettim ve Günhana kardeş beni Otogara yetiştir. Yoksa ben burada telef olacam soğuktan. Ben bunun üzerine Adana da 2 günde anca ısınırım toparlandık yeniden dönüş yoluna koyulduk. Sonra ilk bulduğum otobüse binerek Adananın yolunu tuttum. Siz siz olun Ankara dan bir davet alışanız sakın bu yazdıklarımı unutmayın. :)))))))
Bu güzelde o meşakkatli birkaç saatten geriye kalan. Yani çekmeyi başardığımızdan
Şaka bir yana gerçekten o kadar kuru ayaza rağmen bana yol arkadaşlığı eden yürekli dostum Günhan Hatipoğluna çok çok çok teşekkür ediyor ve bu kareyi o günün anısına kendisine armağan ediyorum
Beğenmeniz umuduyla herkese gönül dolusu teşekkürlerrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr