Posof’a bir turlu zamaninda varip su kusu gormek nasip olmamisti. Ya mevsimi degildi, ya kar firtinasina yakalandim, ya Ilgar Dagi gecidi buz tutmustu ve zincirim yoktu. Bu sefer de Gurcistan donusu cok geciktik, sinir kapisi kapanmasina 10 dakika kala girebildik memlekete. Sagolsun Emrah ta Kars’tan gelmisti bizi almaya. Saat 7:10 da ayrildik, hava bulutlu, ciseliyor, kararmak uzere. Yoldan giderken bir yandan bildircin kilavuzu dinliyorum. 7:30’da aniden yuksek “kraak kraak” sesini duyar duymaz arabayi durdurdum. Bir derenin kenarindaki yemyesil bir islak cayirdan geliyordu. Otlatilmamisti ve diz boyu bitkilerle kapliydi. 400 metreyi hizla gectim. Ses cok yakindi ve acik birkac alan vardi. Aniden bir kafa cikti, makineyi kaldirdim ve deklansore bastim. Hizla bitki ortusune girdi. Bekledim. Birkac dakika sonra baska bir noktadan otmeye basladi, net bir tane resim alabildim ama bu iki resim yeter de artar. Bu kadar yildir bekledigime degdi.