Öncelikle türü bulan ve bizi davet eden Emrah Kayhan a teşekkürlerimle.
Hiç kolay bir tür değildi, ama ekip sağlamdı. Haber geldikten 1-2 saat sonra aldığımız kararla biletlerimizi aldık. Sabahın köründe ilk istikamet Esenboğa hava limanıydı. 11 de vardık Yüksekova semalarına, uçağımız Yüksekova üzerinde 3 tur attı, nedense inemedi, muhteşem Cilo dağları manzarasını defalarca izledik, neyse indi. Emrah bizi hava limanında karşıladı. İlk istikamet kuşun görüldüğü alandı. Arabanın gittiği noktaya kadar gittik.
Sonrası yürüyüş, Mor dağlarında doğru birkaç saat dik bir vadi yamacında her türe bakarak yürüdük. Sonra bir ardıç gurubu bulduk, 2 Tarla ardıcı vardı, hedefimize yaklaştığımızın kokusunu alıyordum:D
5 dakika geçmeden Emin bağırdı, uçuyooo diye... Uzaktan birkaç pozunu alıp tırmanmaya devam ettik. Neyse uzaktan arayıp bulduk, çok ürkeklerdi.
Askerlik eğitimi almamış arkadaşlarla kuşa doğru süründük süründük süründük :D
Uzun süre bekledikten sonra yerde beslenme pozlarını çektik. Sonra geri dönüşe geçtik, yakınlarımızda sürekli skorskiler uçuyordu ya da ben öyle duyuyordum :D
Yüksekova ya indik, yemeğimizi yedik, kutlamamızı yaptık.
Bence Yüksekova gayet sakindi, ana caddeler zırhlı araçlarla dolu olsa da halk normal hayatını yaşamaya devam ediyordu. Sadece restorantın içerisinde bir memur beni aramak istedi, akşam üzeri bir kebapçıda aranmam bana garip geldi.
Gece 11den sonra sokağa çıkma yasağı vardı, bir de sokakta her geçen yüzüme 2, 3, 5 defa bakıyordu, yabancı olduğum çok aşikardı herhalde...
Kuşu bulmamızı sağlayan sevgili Emrah a ve oğlu Yusuf a (Yusuf 1 gün arazide bizimleydi, çok iyi yetiştirilmiş, ve kuşları Emrah tan iyi tanımaya başlamış :D)ve ekibimize çok teşekkürlerimle,
sevgiler,
soner