bir belgeselde yenice izledim, diyordu ki \"okyanusların sonsuz olduğunu, hiç kirlenmeyeceğini, kaynaklarının hiç tükenmeyeceğini sanıyorduk... yanılmışsız... okyanusun suyu asitlendi, kaynakları yarıdan fazla azaldı... ve artık okyanuslar ölüyor...\" biz fotoğrafçılar da benzer şekilde kuşların sonsuz sayıda olduğunu düşünüyor olabiliriz \"göç mevsiminde milyonlarcası geliyor, ben sadece fotoğrafını çekiyorum, birazcık kadrajımıza yaklaştırmak için ses kullanmanın ne zararı olabilir ki...\" belki 100 yıl önce milyonlarcaydı, ama artık değiller; 100 yıl önce konaklayacakları sulak alanlar şimdikinin bin katıydı, artık değil... en büyük tehdit onların sularına ortak olmamız, en büyük tehdit onların konaklayacakları alanları şehirleştirmemiz, en büyük tehdit onların göç yolları üzerine ulaşım yolları, elektrik direkleri, rüzgar trübünleri dikmemiz... kuşların bu kadar çilesi varken bir de biz doğa fotoğrafçıları onlara gölge olmamalıyız kanaatindeyim... şuna eminim hiçbir kuş sevdalısı, sevdalı olduğu şeye zarar vermek istemez... ama zararların en büyüğü de istemeden sebep olunanlardır... biraz empati, yani kuşların yerine biran olsun kendimizi, ailemizi, çocuklarımızı koymak yeterli... gerisi kendiliğinden gelecektir, biz onları kendi yerimize koyduğumuzda ses yerine sekiz saat onlara rahatsızlık vermeden çekim yapmaya katlanacağız, bazen 3 km öteden gördüğümüz nadir bir kuşla sevinç içinde uçacağız... onlar (kuşlar) can çekişiyor, onların bize ihtiyacı var. ve bu güzel sitede kuşları korumaya hevesli yüzlerce fotoğrafçı var.. sevgiler...