(2005 yılında derlediğim yazıyı gönderiyorum. Kabul edilmiş olsa da benim içime sinmediğinden Türkiye kertik listemde yer almayan bir tür olduğunu belirtmeliyim.)
Yer Altınpark - ANKARA
Zaman - 6-13 Temmuz 2002
Tür -1700 - Alopochen aegypticus - Nil Kazı - Egyptian Goose - 2
Gözlemci - Emin Yoğurtcuoğlu
Kayıt Değeri - Türkiye de 2. Kaydı
6 Temmuz günü saat 5:30 civarında bir sabah koşusu sırasında kuşlarla karşılaştım. Bir çift olarak gözlenen kuşlarda çığlık çığlığa bağırmalar ilk dikkat çekici özelliklerdi. Dikkatli bakmak için yaklaşırken ikisi birden havalanıp karşı tarafa uçtu. Böyle bir kuşla ilk kez karşılaştığım ve tecrübesiz olduğum için tanımlama yapamadım ancak evden fotoğraf makinemi alıp fotoğraflarını çektim. Kaynak yetersizliğinden dolayı epey bir zorlandım fakat en sonunda bir ansiklopedide fotoğrafını bulup ne olduğunu anladım. Ansiklopedide kuş Mısır Kazı olarak geçiyordu.
Bu arada bende her gün gidip kuşlara bakıyordum. İnsanlardan çok korkmamakla beraber insanları kesinlikle yanlarına yaklaştırmıyorlardı. Ayrıca çok iyide uçuyorlardı. Hatta bir sabah kuşlardan biri gölette duruyor diğeri ise göletten 40 metre uzakta yoldan geçip çimenliğe gidiyordu ancak tam o sırada sabah koşucuları geldi ve kuş çığlık atarak havalanıp başka bir yöne doğru gitti. Bir gün boyunca kuşlardan sadece birini ördekli havuzda gördüm. Diğeri ise ertesi gün ortaya çıktı. Sabahleyin kuşu diğer göletlerin oradan bağıra bağıra gelirken gördüm ve diğerinin ona cevap niteliğinde çığlığıyla buluştular. Bu arada akşamları parka gelen yüzlerce kişinin ördeklere attığı onlarca ekmeği sadece 5.günün sonunda en arkadan yaklaşarak yemeye çalıştıklarını gördüm ama çokta umursamadılar. Özellikle sayıları 13 tane olan evcil Boz Kazlardan uzak duruyorlardı.13 Temmuz günü ise kuşlar gitmişti. Kuş evine sorduğumda (parktaki ördeklerden sorumlular) böyle bir kuşu kendilerinin getirmediğini söylediler. Kesin bir bilgi alabilmek için yeni üye olduğum toygar mail grubuna bu durumu yazdım amacım bu kuşun yaygın bir tür olup olmadığını öğrenmekti. Şimdi anladığım kadarıyla yaz dönemi olması ve herkesin arazi ve tatilde olması bu sorularımı havada bırakmıştı. Ancak o zaman durum böyle olunca bende bu kuşun aşırı yaygın olup kimsenin cevap vermeye gerek duymadığını sanmıştım. Kayıt rafa kaldırıldı.
Aradan iki yıl geçti. Geçtiğimiz yaz NAJUnun daveti üzerine iki haftalığına Almanyaya gittim. Burada son günümde, o sırada Birdlife International Hollandada çalışan Türkiyenin eski kuşçularından ve Doğa Derneğinin Müdürü Güven Ekenle görüşme fırsatım oldu. Daha önceden de tanıştığımız için sohbet ederken bana birden benim Nil Kazlarının ne olduğunu sordu .Ben de ona başımda geçenleri anlattım. O da bana bir makale yazıp Guy Kirwana yollamamı istedi. Daha önce böyle bir deneyimim olmadığı için onun da yardımımı alarak yazdığım makaleyi Kirwana yolladım. Onlarında onayıyla bu kaydın geçerliliği sağlanmış oldu.
Sonuç olarak Nil Kazlarının Afrikadan gelmediği çok açıktı. Bunlar geçtiğimiz yüzyıllarda Avrupaya yerleştirilmiş ve orada yayılmış olan Nil Kazlarından olabilirdi. Nitekim hayvanat bahçelerindeki hayvanların bacaklarında halka olurdu. Ancak fotoğraflarda da görüldüğü üzere halka yok. Ayrıca Hayvanat Bahçelerindeki kuşların uçma teleklerinin de kesildiğide başka bilinen bir gerçek. Ankara çevresinde de koleksiyon yapan bir yer yok. O zaman yaptığımız araştırmada bu kuşlara sadece Darıca Kuş Cenneti sahiplik ediyordu, onlarda kaçan bir kuş olduğunu rapor etmemişlerdi. Kuşların üreme mevsiminin hemen sonrası ve hatta çoğu kuşun ürediği bir mevsimde görülmesi ve bunların bir çift olması ise bizde de üremesinin imkansız olmadığını gösteriyor. Avrupada üreyen Nil Kazları ise üreme sonrasında doğuya akınlar yapabiliyorlarmış.
Benim bildiğim bu kuşun daha önce kaydedildiği tek yer ise Konya daki Kulu gölü ve belki Amik gölü...