Alaca Yalıçapkını, dünya dağılımının en kuzey ucunda, Adana da! Bir zamanlar, Balıkesir de bile rastlanıyormuş bu türe. Şimdilerde batıdaki dağılımı Mersine kadar çekildi...Ülkemizdeki türler daha da azalmadan onları iyi tanıyalım. Tanıyalım ki ona göre yardım eli uzatma şansımız olsun.
Kaliteli gözlemci demek, sadece kuşu tanımak değil, bana göre o kuşun her şeyini bilmektir. Sadece Türkiye de olan türleri sınırlı bir şekilde öğrenmek, kuşlara olan bakışımızı çok dar tutar. Fotoğraf ve photoshop ta olduğu gibi, kuşlarda da öğrenecek şeyler sonsuza yakın. O yüzden dünyada sektör haline gelmiş ve bu kadar insan peşlerinde koşuyor. Trakus ta 58 türün fotoğraflanmamış olmasına odaklanırsak ya da sadece türün en iyi fotoğraflarını çekmeye çalışırsak ya da sadece kertik atmaya çalışırsak bu işten alacağımız keyif gün gelir söner gider. Zaten benim anlayamadığım tek şey, bu kadar doğanın içinde olan insanlarız, nasıl oluyor da bu kadar uyumsuz olabiliyoruz. Bence bunun tek nedeni var, o da böylesine engin bir konuda belli noktalara takılıp kalmamız. Bu da bizi tamamen huzura erdirecek olan doğanın bize tam anlamıyla temas etmesini engelliyor.
Kuşları tanımanın çok büyük bir meziyet olduğu düşünülse de aslında düşünüldüğü kadarda zor değil. Bana göre türleri tanımak bir yapbozu tamamlamaya benziyor. Başlangıçta çok zor geliyor, neyi nereye koyacağınızı şaşırıyorsunuz ama zamanla bir parçayı denemeden de oraya ait olduğunu anlıyorsunuz çünkü geriye çok az parça kalıyor. 11 martı türünden 8 tanesi kafanızda resmettiğinde kalan 3 ünü ayırt etmek çok daha kolay oluyor.
Aynı şey sesler içinde geçerli. Ses öğrenmek için tek yapmanız gereken, arazide duyduğunuz seslerin sahibini görmeye çalışmak. 450 türün belki 1500 farklı sesi var. Ancak yavaş yavaş belki bir bir öğrenerek, öğrenme hızınız artan bir ivme kazanıyor. Bir gölde 10 tür varsa ve hepsi ötüyorsa ve siz bunun 9 unu sesinden tanıyorsanız aralarında farklı bir tür olduğunu hemen anlarsınız. Çoğu zaman görme imkanınız yokken, ses duyabilirsiniz. Sazlıklarda yanından geçip gittiğiniz bir Bataklık Kamışçını, çekirge gibi ötüyordur ama hafızanızda kayıtlı olmayan bu türü algılamadan geçip gidebilirsiniz.
Bir şey daha! Araziye ilk çıktığınız andaki algınız ile 3 saat sonraki algılamanız arasında çok ciddi fark oluyor. Kışın bir sulakalana vardığınızda önünüzdeki yüzlerce patka arasından anında Karabaş Patka dişisini ayırt edebilirsiniz, ancak aynı gün öğleden sonra erkek Karabaş Patkayı bile atlayabilirsiniz. Bu durumu fark etmek olanaksız, ancak iki dakikadır aynı yere bakmanıza rağmen bir anda Karabaş ın orada olduğunu görünce şaşırırsınız. Gözünüz görüyordur, ancak beyniniz algılamıyordur. Aynı şey ormanda öten kuşları ayıklamak içinde geçerli...
Yazdıkça yazasım geliyor, en azından arazi tecrübelerim ve hissettiklerim bunlar. Sonuna kadar dayanabildiyseniz teşekkür ediyorum şimdiden:)
Hayat kısa, hadi kuşa! :)