Kelimelerin yetersiz kaldığı an
Yıllar boyunca hayalini kurduğumuz o müthiş görüntü. Üç hafta içinde ikinci kere İbibik Toygarı ile karşılaşmanın verdiği heyecan ve haz paha biçilemez. Üstelik bu sefer bir değil, iki farklı birey bir arada! İnsanın aklı çıkacak gibi oluyor. Üç hafta önce ilk gördüğüm andaki yaşadığım heyecanı size anlatayım. Bu görüntüyü aklınıza kazıyın. Sahillerde, kıyılarda, Birecikte, Göksuda yıllarca dolanıp hayalini kurduğumuz görüntünün gerçek olmuş hali çünkü
O beyazlarını görmek, önünüzden bir anda kalkması
Rüya gibi bir andı.
Yaklaşık 3 aydır düzenli olarak Hatay ve Türkiyenin öteki bölgelerinde gözlemlerde bulunuyorum. Pandemi bana yaradı açıkçası çünkü uzun süredir ilk kez kış mevsiminin tamamını ve ilkbaharı Türkiyede geçirme şansı buldum. Bu bana 10-15 sene evvel bolca ziyaret ettiğim alanların güncel durumunu görme şansı tanıdı. Üstelik 10-15 sene önceki tecrübemin, hem yaş hem de öteki dünya gezilerimden kazandığım tecrübe ile harmanlandığı bir gözle bakabilme fırsatı verdi. Yani Türkiyedeki alanların nereden nereye gittiğini görebilmiş olacak hem de özgür bir şekilde, kimseye bağımlı olmadan, minnet etmeden yıllardır hayalini kurduğum ölçüde kuş bakacaktım. Aslında senenin başında böyle bir planım yoktu ancak her şey 12 Ocakta Orhan Gülün Hatay Milleyha sahilinde Çizgili Gerdanlı Kırlangıç görmesiyle başladı. Bir yolunu bulup güneye indim. Çantamı iki günlük hazırlamıştım. Kuşu görür, geri dönerim. Evdeki hesap çarşıya uymadı. İki gün diye çıktığım yol, Çizgili gerdanlı kırlangıcı görememem üzerine uzadı. Bir gün, bir gün daha
Günler ardı ardına geliyor, kırlangıç hayallerim ise suya düşüyordu. Elbette bu sırada doya doya başka türlere bakıyor, Hatayın sıcak havasının keyfini çıkarıyordum. Denize bile girilecek bir sıcaklık mevcuttu, ki ara verdiğimiz zamanlarda girip keyif yapıyorduk. O sırada Ali Atahan bana yeni yapılan Reyhanlı Barajından bahsetmişti. Abdullah Öğünç beni alana götürdü. RÜYA GİBİYDİ. Yüzlerce kuş
Kışlayan bataklık Sumruları, kaçmayan balıkçıllar, Kap Kumrusu
Sanki Hataya cennet geri gelmiş, efsanevi Amik Gölü tekrar canlanmış gibiydi. Alana aşık oldum. Ancak alan ava açıktı. Burası için ne yapılabilir diye düşünürken neredeyse her gün izlemeye başladım. Efsane türler çıkıyordu. Kış ortasında Sarı başlı kuyruksallayan, Orman Düdükçünü başka nerede kalır ki? Burası yeni türlere de gebeydi. Bu durum benim Hataya olan bağımı artırdı. Bütün karar vericiler ile bir araya gelindi, görüşlerimizi bildirdik. Bir yandan sıkı bir şekilde kuş bakmaya, kafama göre gezmeye devam ediyordum. Şubatın sonuna doğru Hataydan ayrıldım ancak kısa bir süre sonra geri döndüm. Milleyha sahili bana Altınparkı anımsatmaya başlamıştı çünkü. Hava değişimleri ile bir günde ufacık alanlara sıkışmış yüzlerce kuşla karşılaşıp, ertesi gün hiçbir şey göremediğiniz efsanevi bir göç noktası
Çok büyük hedeflerim her zaman vardır. Çöl Çobanaldatanı gibi! Ancak hedeflerimden öte, her kuşa itinayla bakmak, davranışlarını izlemek, düzenli olarak baharın gelişine tanıklık etmek beni asıl mutlu eden şeydi burada. Nihayetinde bir kız arkadaşımla sahilde turlarken bir anda kanatlarında beyaz olan iri bir kuş kalktı Mart ayının sonunda
O sırada telefonda konuşuyordum biriyle. İBİBİİİİİK TOYGARIIIII diye haykırdığımı hatırlıyorum. Telefonu elimden fırlatmışım o sırada. Kızı omuzlarından tutup silkelemeye, bağırarak BU İBİBİK TOYGARI, BU NE DEMEK BİLİYOR MUSUN? gibi şeyler demeye başlamışım. Aylardır birlikte seyahat ediyoruz, beni ilk kez böyle görüyor. Korkmuş biraz tabi. Olayın kalbime, ruhuma bastığı adrenalini bir tarafa bırakalım, içimden haykırdığım şey şuydu. İŞTE O AN GELDİ Yıllardır hayali kurulan, herkesin hayalini kurduğu anı yaşıyordum. Peşinden bir o yana bir o yana gidip, kendimle onun arasında bir bağ kurmaya ve bir yandan güzel fotoğraflarını çekmeye çalışıyordum. Ne de olsa Türkiyede ilk kez fotoğraflanıyordu daha önce ise bir kez yabancılar kaydetmişti seneler evvel
Onun peşinde dolaşırken yüzlerce farklı kuş da tepelerde göç telaşı içindeydi. İbibik Toygarı kumsalı bırakıp kum tepelerinin ardına doğru uçtu. Biz de peşinden
Birden onluk bir Bozkır Toygarı sürüsü kalktı. Yakınlara kondu. Ancak grubun yakınlarında olup, onlarla birlikte olmayan bir kuş daha vardı. Oldukça açık rengiyle, bulutlu havada ona direkt bakmasanız bile gözünüzü alacak kadar parlak bir renk. Ben göz ucuyla görüyorum ama İbibik Toygarının telaşı içindeyim. Bütün kuşlara tek tek bakmaya çalışıyorum bir yandan. Ben daha bunları düşünürken Tuğçe, bu farklı, buna dikkatli bak dedi. Dürbünü kaldırıp neredeyse ayaklarımızın altında dolanan kuşa nihayet özenle baktım. İbibikte verdiğim tepkiyi bunda vermemişim. Tuğçeye dönüp soğukkanlılıkla Türkiyeye yeni bir tür bulduk. demişim. Bu bir Arabistan Toygarıydı. Ali Atahanın bana gönderdiği hedef tür listesinin en başında yer alıyordu. Aliler koşarak geldi. 400.türünü Arabistan Toygarı ile yaptı. Hoş bir tesadüf, tam 10 sene önce, 400.türümü yine Hatayda, Alinin bulduğu bir Çöl Kuyrukkakanı ile yapmıştım. İbibik ve Arabistan Toygarı ile güzel bir ödeme yapmış oldum farkında olmadan
Ne demeli, zaman ve mekan size her zaman güzel bir yol çiziyor ve tarihin o anı bazen en güzel yerlerde kesişiyor. Aynı gün Benekli Bağırtlak ile combo yapmış, dünyanın gözünü bu muazzam sulak alana çevirmiştik. Bu arada neredeyse iki gecede bir gece arazisi yapıyor, aklımdan çıkaramadığım Çöl Çobanaldatanını arıyordum. Çok güzel farklı türlerle karşılaşıyordum. Yaklaşık 3 hafta geçti. 2 gün önce gene fırtınaların arasında arazide yüzlerce kuş arasından hangisine bakacağımızı şaşırıyorduk. Biraz araziye geç başlamıştım. Kumsalda birden İbibik Toygarı kalktı. Haydiiii Aynı yerde ve üstelik ayrı bir birey. Onu takip ederken bir Arabistan Toygarı ile daha karşılaştık. DEJAVU dedim
Bu kadar olamaz yani. Neden başka tür yok ama bu ikisi var. Ve aynı sırayla üstelik
O sırada birkaç gündür burada olan Soner ve Orhan geldi. Ben ise Asinin ağzına kadar gitmiştim. BİR İBİBİK TOYGARI daha! (fotodaki birey) Çıldıracak gibiydim. Her an her şey çıkabilir diye söylenip, nasıl Küçük Çöl Toygarı çıkmaz diye isyan ediyordum. O sırada Orhan aradı. Aynen dediği şey şu: Arabistan Toygarı iki oldu. Koştur koştur yanlarına gittim. Birinci bireyi bulduktan sonra nehre doğru uçmaya başlayan kuş gidip ikinci kuşun yanına konmuş. Böyle bir şey olabilir mi? Milleyha Kuş Cennetinde olabilir
Birçok başka tür daha görüp günü bitirdik. Ancak benim için gün bitmemişti. Bir gece turu daha atmak geldi içimden. VE İŞTE ORADA!! ÇÖL ÇOBANALDATANI! Ancak onun hikayesi bir başka zamana
Sevgiler, selamlar, saygılar