Öncelikle Turan Uca\'yı kutlarım. kuş sürekli aynı noktada durmadığı için (ben öyle gözlemledim en azından) dikkat istiyor. Dikkati ve özeni için tebrik ederim.
Kızlarımın okulları yarı tatile girmişlerdi. Eşim onlarla birlikte vakit geçirmek için izin almıştı. Ancak ben işe devam ediyordum. Cuma günü için izin almamı istediler benden. Birlikte gezelim dediler.
Hem kızlarımdan, hem de tam da o gün doğum günü olan eşimden gelen isteğe karşı koyamadım ve Cuma gününü Trabzon\'da geçirmek için izin aldım.
Hatta müdürüm izin kağını imzalarken kuşa mı gidiyorsun diye sormuş, \"Bu sefer evdeki kuşlar için izin alıyorum\" demiştim.
Perşembe akşam yemekten sonra eşimin doğum günü için aldığım pastayı kesip çayımızı içerken konu bir anda Tepeli\'ye geldi. Eşim artık kuşçuluk konularına alışkın olduğu için, \"aklında kalmasın, hadi sen git de çek kuşu\" dedi. \"Boş ver dedim, ben sizin için aldım izni\".
Konu böyle ilerlerken hadi kalkın hep birlikte gidelim, hem size Adana kebap sözüm vardı. onu da halleder, gezer geliriz. Kimse olumsuz bakmayınca bir anda kendimizi çanta hazırlarken, ekipmanı temizlerken, şarj ederken bulduk. ve yarım saat gözlerimi dinlendirip Mersin\'e doğru ani kararla yola çıktık.
Hayatımızda ilk defa böyle rastgele bir yolculuğa çıkmış olduk. Ne kalacak yerimiz belliydi, ne de başka bir şey. amaaan dedik, önce kuşu halledelim, gerisini bir şekilde yoluna koyarız. Öyle de oldu.
Ertesi gün öğle saatlerinde alandaydım. Araçtan iner inmez bir sumru dalış yapıyordu. Makineyi kaptım, çektim ama Karagagalıydı maalesef :) Müthiş bir rüzgar vardı. Sabah çekenlerde böyle bir durum yoktu. Güzel de ışık varmış. Ama kısmet işte.
Çektiğim kuşlar sürekli Karagagalı çıkıyordu. Her ihtimale kayıt alıp öyle bakıyordum çünkü ışık çok kötüydü. sevgili Ali Kahveci de bir süre sonra yanıma geldi. Beraber baktık ama bulamadık. Otele dönüş yolunda Ali abi bir fotoğraf attı. Meğer kuş önümüzden geçmiş. Ben hemen o an ki karelerime baktım ama bende yoktu. Kendime çok kızdım. Çünkü kuşları alanda fark etmekle, görebilmekle övünürdüm. Ehh buraya kadarmış demek.
Canı sıkılmış bir şekilde otele döndükten sonra yarını kurgulamaya başladım kafamda. Başka illerden gelecekler de olacaktı. Çok kişi çok şans da demekti. Turgut Ege hocamla sohbet ederdik ara ara ama tanışmamıştık resmi olarak. En azından ona kertik atmış oldum derken Soner ve eşi geldiler. Tam da kuşun alana geldiği, bizden öncekileri çekebildiği saatlerdi.
Soner dürbünler hem Tepeli\'yi hem belki başka kuşları tararken kuş alana girdi ve hep o bildiğim aynı anda gelen onlarca deklanşör sesi. Neyse ki kuş gelmiş ve kendini göstermişti. O kadar yolculuk heyecan karşılıksız kalmamıştı.
Yalnız hava yine problemli olduğu için sadece geçiş yapıyor, hiç dalışa yeltenmiyordu. Kuş 2. tur geçişi yaparken biz Sonerle deniz seviyesine yakın bir noktada kuşu çekiyordu. Bir anda \"işte orda yukarıda\" sesleri gelmeye başladı. E biz zaten çekiyorduk? Hemen yukarı baktığımızda daha yukarıda bir başka Tepeli\'nin daha uçuyor olduğunu gördük. Yani alanda o an birbirine yakın 2 adet Tepeli Sumru vardı.
Herkes alacağını almıştı. Hava ve ışık kötüydü, rüzgar dinmiyordu. O yüzden kertiğini alanlar diğer programlarına yöneldiler. Alana tekrar gelen Ali kahveci ile 1 saat kadar daha alanda durduk ama gelmedi kuşlar. Biz de dönüşe karar verdik.
O an beni otelde bekleyen ailemin yanına koştum. Güzel kızım Dila\'ya da çektirmek isterdim ama onu beceremedim maalesef. Hemen onlara sözümü tutmak için Adana\'ya Adana kebap yemeye gittik. 342. türü kutladık, taçlandırdık ve Trabzon\'a dönüş yoluna başladık.
Ani gelişen, hiç hesapta olmayan bir gezi oldu. Kuşlarla değişik heyecanlar yaşamaya devam.
Tepeli Sumru\'ya çekilen iyi karelerden çok uzak olsa da, bu sene belirlediğim fotoğraflı 350 tür hedefine 8 kalmış oldu 😊👍