bakma oyle bana..
ben de bir zamanlar senin kadar masumdum..
ilkokul yasantimdan nostaljik bir tat almiyordum, icindeydim..
odevimi yapmama mazereti olarak \"karnim agriyordu\" dedigimde \"yapma be!\" diyerek kafama vurmustun pek sevgili ogretmenim. yalandi evet. ama neden? cocuklarin karni agrimaz mi?
okuma yarisinda seni hic gecemedim Selim. ama Allah biliyor, sen hep satir atliyordun?
daha o zamanlar kume calismasi denilen acik oturumvari etkinliklerde ya kavga cikar, ya da Filiz salya sumuk aglardi.. acik oturum kulturune haiz olamamamiz genetik yapimizdan mi kaynaklaniyor?
her teneffuste iki devre mac yapabiliyorduk. zaman kavramindan bu denli muaftik madem, nasil buyuduk biz?
o yasta ihtiyacimiz olan \"beden egitimi\" deve-cuce oyunundan mi ibaret?
neden hepimiz \"cicek\" olmaliyiz? nedir bu tektiplestirme aski kardesim?!
gordugun gibi, o gunleri bugunki aklimiz ile degerlendirmeye basladigimiz anda dahi tadini kaciriyoruz.
cunku haslanmis yumurta kokusu bugunku kadar rahatsiz edici degildi o zamanlar. safi vucutlara giyilen nispeten kirli onlukler, bugun dusunsel anlamda kirlenmis bu bedenlere giyilen temiz elbiselerden daha pakti bize gore be sevgili ordekcik.
neyse, bu hamur cok su goturur. hem senin yavrularin var, beklemesin yavrucaklar.
opuyorum seni.