Temmuz ayının ortalarıydı, İstanbul\'un bol yağmur aldığı o günlerden birisi. Sabah dışarıdan bir ses işitim, uyutmadı. Kalktım ki bir Kaya Güvercini kanat çırpıyor ama uçamıyor, resmen çırpınıyor. Sol bacağı üzerine de basamıyordu. Gittim yanına, yaklaştığımda kaçmaya çalıştı can korkusuyla. Sonra durdu, aldım. Epey canlıydı, kıpır kıpırdı. Yarası da çok aman bir şeye benzemiyordu. Kanatlar kırılmamış ama bir yara almış. Sardım eve getirdim. Fikret Can abimi aradım ve o sırada hiç rahatsız etmeden hareketsiz, sıcak bir ortamda beklettim.
Veterinerlik fakültesine gittik, ilaç aldık, nasıl ilaç verilir öğrendim. Fikret abim bakıyordu kuşa, iyi canlıydı ama kaybettik malesef.
Onun hatrına, bir kaya güvercinim olsun...