Ülkemizde sivil örgütlenmenin en özgün örneklerinden biri, içinde bulunduğumuz bu topluluk. Henüz emekleme safhasında olduğu bir gerçek. Sorunlarının olduğu da
Topluluğu terk etmekle sorunların çözülmeyeceğini daha ne kadar test edeceğiz? Fikirlerini beğenmediğimiz insanlarla pekala her ortamda karşılaşıyoruz zaten. Karşıt fikirli olanlarla ortak yaşam nasıl olacak? Her tartışma eğer böyle küsmeler ve ayrılmalarla sonuçlanıyorsa biraz da suç bizde değil mi ? Eğer küllerimizden yeniden doğmuyorsak, kendimizi ve topluluğumuzu ateşe atmanın kime, ne yararı var ?
Kaygıları aynı, özlemleri ve düşleri bu kadar ortak insanların kendini dürüstçe sorgulaması gerekmez mi? Karşıt fikri pes ettirmek ya da benim düşüncem mutlak doğrudur demekteki ısrar niye? Gönül birliği olmayan yerde hatır birliği yaşayabilir mi ?
Bunca hengamenin içinde aslında biz hepimiz kendimizi arıyoruz. Bu arayışın içinde hepimiz varız.
Simurg efsanesi sanki bize yazılmış gibi;
Simurg bir masal kuşudur.
Uzun boynunda beyaz bir halka bulunan, safran tüylü, güzel sesli, insana benzer kocaman bir kuş...
Kuşların sultanıdır.
Kaf dağı nın ardında yaşar.
Efsaneye göre, kuşlar, sultanlarını bulmak üzere toplanıp, yola çıkarlar bir gün...
Yol uzun, yolculuk zorludur.
"aşk denizi"nden geçerler önce...
"ayrılık vadisi"nden uçarlar...
"hırs ovası"nı aşıp
"kıskançlık gölü"ne saparlar...
Kuşların kimi aşk denizine dalar, kimi ayrılık vadisi nde kopar sürüden...
Kimi hırslanıp düşer ovaya, kimi kıskanıp batar göle...
Yolculuk bittiğinde, Kaf dağı nın ardına sadece 30 kuş varabilmiştir.
Sultanları simurg u bulamazlar orada...
Sonunda sırrı sözcükler çözer:
Nihayet anlarlar ki aradıkları sultan kendileridir.
ve gerçek yolculuk
kendine yapılan seyahattir.
(farsça "si"=30 , "murg" ise kuş, Simurg=30 kuş)
Madem son portreyi dostlar beğendi, bir de HD portre olsun dedim.
Saygı ve sevgilerimle...
Merak eden olursa;
[Sufi, Ferîdüddîn-i Attâr, bu kuştan kendini aramanın sembolü olarak söz eder.
Batıda Phoenix, İran tradisyonunda Simurg, Orta doğu tradisyonunda Anka kuşu, Türk tradisyonunda Kerkes adını alan bu efsanevi kuşların ortak bir özelliği ölümsüzlüktür. Ayrıca bu kuşlarla ile ilgili anlatımlarda genellikle bir yanma motifi bulunur. Örneğin, Kerkes, Herodot ve Plütarkın değindiği Phoenixte de görüldüğü gibi, öleceği zaman, bir tür ateş olup kendi kendini yakan ve kendisinden yeniden doğan bir kuştur. Anka ya da Zümrüd-ü Anka Orta doğu tradisyonuna göre, Kaf Dağında yaşar. Bu efsanevi kuş sembolizmlerinde simgelenen başlıca anlamlar, spiritüel aydınlanma ve reenkarnasyon olarak açıklanır. Phoenix sembolizminde kuşun yanması cehenneme iniş deneyimini, yeniden doğması ise arınılarak saf şuur halinin elde edilişini simgelemektedir.]