Sınırsız hayaller,
Bizle büyüyor,
Destek kazandıkça,
Zenginleşiyooor
Söz verdiiik,
Mutlaka
Olacak artııık,
Birikti yıllarca,
Geerçeekleeşiiyoor
OLMUYOR
OLMUYOR
BİR GÜN OLUYOR
Umudum var
Kalbim
Pır pır ediyor
GİT DİYOOR
YAP DİYOOR
GÖNÜL İSTİYOR
Gelecekmiş gelsin,
Bizi bilmiyor!
Pekala, son zamanlarda kulağımızda çınlayan bir şarkıyı niye yazdığımı merak ediyorsunuz herhalde.
Yalıçapkını çok uzun zamandır en sevdiğim kuş. Son birkaç ay içinde onun fotoğrafını çekmek için yapmadığım şey kalmadı. Ka kere sulak alanlara gittim, kendi dandik makinemle sopaların, dalların başında bekledim belki konar diye. Sonra son umut üç çapkın türünü görmek için Adana'ya gitmek aklıma geldi. Hazırlıklara başlandı, gerekli kişilerle görüşüldü. 23 Şubat 2012'de saat sabahın 6'sında yola çıkıldı. Ve gezimizin birinci gününde, üç yalıçapkını türünü görüp ikisini fotoğraflamıştım. Yukarıdaki güzeli ise, Adana'daki son günümüzde fotoğrafladım.
Şimdi size Adana'daki çok hoşuma giden bir hikayeyi anlatayım.
Söylediğim gibi Adana'daki ilk gün de görmüştük bu güzeli ama çekememştik çünkü yolda durursak batıyorduk gibi bir şeydi. O yüzden Emin abi "Bir eyr biliyorum yarın çekersin dedi". Sonra ertesi gün onun dediği yere gittik. Arabadan iner inmez kendimi "E nerde bu?" demeye hazırlarken gördüm.... Bir salın üzerindeki sopada, beni bekliyordu. Bir daha göremem kaygısıyla kötü ışıkta uzaktan karelerini çektim. Fakat, bu kuş gözümüzün önünden bir saniye bile ayrılmadı. Sürekli avlanıyordu, sopadan sopaya uçuyordu fakat hep onu görüyorduk, hiç Ankara'da olduğu gibi bir an görüp sonra sazlıklara kaybolmuyordu.
Avlanma videosunu da çekti, yakında paylaşırım.
Bu fotoğrafı bana destek olan herkese armağan etmenin yanı sıra, bu harikulade kuşu makinesiyle çekmeme izin veren, bana başından beri destek veren ve bana inanan Cansu Özcan'a adıyorum ve ona bol kuşlu gözlemler diliyorum.
Eğer siz hayallerin peşinden koşarsanız, onlar da sizin peşinizden koşar, fakat asla bir noktada buluşamazsınız. İşleri akışına bırakmak gerek.