Büyükçekmece.
Çiseli,puslu bir hava.Nazenin çam ormanı tepeden bakıp,işmar ediyor.Altın rengi toprak yol dağların namus bekçisi sanki.Heyula gibi diklenip duruyor,vuslata izin vermiyor.Hırlı mı hırsız mi bilmiyorum.Ama o da beni tanımıyor.Birle girdim,ikinci vitesle yüklendim.Ha gayret.Tekerler yırtınıyor,motor adeta kükrüyor.Böğrüne kadar yardık amansız yolu,etrafa sarı sulu çamurlar saçarak.Ha gayret,düzlemeye ramak
demeye kalmadı ki,görünmez bir el dokundu ve beni,başladığım yere kadar gerisin geriye sürdü.Aşağılara uçmak işten bile değildi.Çıkarken yardığım çukurlar sağ olsun.Kimsecikler yok,canıma da susamadım ki,ikinci kez deneyeyim.Yüklendim ekipmanı,tabana kuvvet.
Toygarmera ile tanışmamız böyle oldu.Yıl İki bin altı,mevsim nevbahar.Elbasan Köyünün kuzeybatısında,köy yerleşim yeri kadar bir otlaktır Toygarmera.Batısı tarlalar,kuzeyi ve doğusu çam ormanlarıyla çevrilidir.Mini göletinde,balıklar,su yılanları,su kaplumbağaları yaşar.İki dereyle çevrili alan yırtıcıların göç yolu üstündedir.Tilki,çakal,sincap,tavşan gibi memeliler,puhu bile görebilirsiniz.Otlak ot gibi kokmaz.Sizi çiğdem ve kekik karşılar.Baharda cıvıl cıvıldır çünkü,adıyla müsemma.O toygarlar diyarı Toygarmera.
18.3.2009 günü gözleme gittik Emine Nurhan Hanımefendiyle.İbibik arıyoruz.Dalda üç saksağan.Yaklaştık,ikisi uçtu.Biri oralı değil.Azıcık daha,azıcık daha derken epey yaklaştık ki,ne saksağanı,tepeli guguk.22 martta bir kez daha gittim.Yağmurlu bir gündü.Göz göze geldik,uçtu.Minik bir dikenliğe kondu,içinde kayboldu.Ya herro,ya merro deyip istediğim pozisyonu aldım,makinenin ayarlarını yaptım,dikenlikten çıkmasını bekliyorum.Fazla bekletmedi,önce bir dala,sonra ikinciye sıçradı.Aldığım beş pozdan biri bu.
Bu naçiz fotoğrafımı,kuşlar için büyük emeği geçen,
Kazım Çapacı (capaci) Hocama ithaf ediyorum.