02.06.2008 gecesi Bozkır Ötlegini bulmak üzere Urfadan Karacadağa yola çıkıyoruz. Karacadağ Urfaya bağlı olmasına rağmen Diyarbakıra daha yakın ve bu ötleğen bir tek Karacadağda var. Siverekte akşam yemeğimizi yedikten sonra ıssız ve karanlık yollarda zaman zaman karşımıza çıkan uzun kulaklı kirpi, tilki, akrep gibi canlıların fotoğrafını çekerek ilerliyoruz. Karacadağa vardığımızda saat oldukça geç ve kamp yapacak bir yere ihtiyacımız var. Yolumuzun üstünde rastladığımız bir Jandarma karakoluna giderek durumumuzu anlatıp bölgede olduğumuzu haber veriyoruz ve bize bir kamp yeri önermelerini rica ediyoruz. Nobetci subay cok ilgileniyor ve jandarma lojmanlarının karşısındaki koruluğa çadır kurabileceğimizi, nöbetçileri haberdar ettiğini söylüyor.
Sabah 04:00da günün ilk ışıklarıyla uyanıp sarelleli ekmeğimizi yiyerek yola çıkıyoruz. Aradığımız kuş serçe parmak kadar, kuşu aradığımız bölge adı üstünde, bir dağ. Dağın eteklerinde dolaşırken (05:20 civarı) bu tilki karşımıza çıkıyor. Önümüzden koşarak geçiyor ama tam anlamıyla kaçmıyor bizden. 2-3 adım atıyor, dönüp arkasına bakıyor. Nihayet tamamen durup bize bakıyor. "Poz veriyor kerata" diye düşünürken vizörde tilkinin önünde gördüğümüz karaltı dikkatimizi çekiyor ve o da ne; Bozkır Ötleğeni tam da tilkinin önündeki çalıda.
Tilki rehberlik görevini tamamlamanın verdiği rahatlıkla ağır ama emin adımlarla uzaklaşarak bizi kuşla başbaşa bırakıyor...
Sevgiler...