Öncelikle Kurban Bayramınız kutlu olsun. Sevdiklerinizle birlikte nice güzel bayramlara ulaşmanızı dilerim.
Aslında Ömer Furtun beyin ricasını geri çevirmeyip, Dörtdivan karelerinden birini yükleyecektim; amma bayramlıklarımdan birini yükledikten sonra bilahare onlardan da olur dedim. Gerçi Onun karelerinden sonra bizimki biraz fazla yavan kalır:)
Kulaklı Batağan, nam-ı diğer Slovenya Batağanı, ülkemizde efsane haline gelen türlerden biri, hele ki üreme donunda pek imkan yok görmeye.
Yazın başlarında iki yol arkadaşım, Soner (Bekir) ve Timur (Çağlar) ile düştük yollara. Ülkenin kuzeyinde ve en büyük gölü olan Myvatn nın kenarında küçücük bir su girintisinde üreme yerlerinde doya doya izledik onları. Sadece bunlar değil, her tarafta yumurtaları bulunan Fiyudan Telkuyruğa, Kara Ördeğe; Denizdüdükçünlerine kadar çok sayıda türü.
Bu arada iki kelime İzlandaca öğrendim: Birisi Takk: Teşekkürler, diğeri ise vatn: su, göl. İşte Myvatn Gölü nün adı my: tatarcık sineği + vatn: göl. Ülke genelinde hemen hiç böcek görmedik; sivrisinek de. Ancak bu tatarcık sinekleri sadece bu göl ile Buz Dalgıcı çektiğimiz bir gölde öyle yoğundu ki abartısız, gözlerimizi dahi açamadık. İnsanı ısırmıyorlar; ancak her taraftan giriyorlar. Hele konuşmaya falan kalkmayın, ağzınızın içine onlarcası giriyor:) Kafamıza geçirmediğimiz tül, ağ, örtü kalmadı:)
Son olarak çekim saati 21:32 [Türkiye de gece 00:32 iken], orada hala güneş vardı. Yazın gece 3-3.5 saat kadar; bizdeki ikindi ışığında yatar gibi yatıyorsunuz. Hava güneşli ise gecenin ortasında 400 ISO ile rahatlıkla çekim yaparsınız. Daha fazlası için müracaatlar Soner e:)
NOT: Fotoğraf, yere uzanıp kamuflaja bile gerek kalmadan açıkta çekilmiş ve renkler tamamen doğal (etraftaki ağaçların yansıması)dır. Düzenleme için sevgili dostum Mehmet Hanay a çok teşekkür ederim.