ARIKUSU SUNUM Adana’da hava sıcaklığı 35 derecelerde olduğu söylense de sakın inanmayın külliyen yalan valla yalan billa yalan. O 35 derece olduğunu söyleyeni alacaksın bir gün Adana’da bir elektrik diriğine bağlayacaksın görecek 35 dereceyi. Neyse biz konumuza gelelim uzun süredir arazi falan hak getire. Bibiğim evlatlarıyla (Ataman Yaşar ve Levent Yaşar) bir program yaptık geçtiğimi haziran ayı içerisinde ama ben yan yattım gidemedim. Sonra birkaç kez Adana içi düşündük olmadı. Kimse aşırı sıcaktan dışarı çıkmak istemedi. Sonra geçen hafta “empati” Murtaza Kaba ile bir program yaptık. Adana sınırları içerisinde. Önceki gün (Pazartesi) sahanı erken saatlerinde Arıkuşu programı yaptık. Sabah buluştuk ve ver elini Şanlıurfa. Sabah güneş doğmamış hava biraz kapalı ama bunaltıcı bir hava. Düştük Şanlıurfa yollarına.. Töbe töbe güneş beynime işlemiş galiba ne Urfası ne Bireciği. Küllüyen yalan. Sabah buluştuk bu doğru, hava kapılı olmasına rağmen bunaltıcı, nemli ve basık bu da doğru.. Arıkuşu programı da doğru. Ama Adana Ceyhan’da benim memleketimde. Neyse 45 dakika sonra Ceyhan nehri Yılankale karşısındaki taş ocaklarının arkasındaki dağlık bölgede Keklik ve Taş kızılı aradık bulamadık, Bir Gökardıç birkaç Kuyruk kakan ve birkaç Dağ Mukallidi ile karşılaştık. Nehir boyunda ise İzmirler, ötleğenler, sıvacılar, basbas bağırıyordu. Burada biraz zaman geçirdikten sonra bulunduğumuz yerden biraz daha kuzeye giderek Ceyhan nehri kenarında başka bir yere vardık. (bu arada Ceyhan’a uğrayarak el yapımı nefis Adana Kebabını da yemeyi ihmal etmedik tabi. Buda özel olarak duyurulur) Arıkuşları havada tur atıyorlardı, Hemen hazırlıklara başlamak istedik ve kendimize göre bir yer ararken sanki Hollywood da bir film platosu gibi bir alanın içerisine girdik. Üç ayrı bölgede Arıkuşu, kırlangıç ve göz kuzgunu delikleri ve etrafında dallar, ağaçlar ve çalı çırpılardan yapılmış kümeler. Yarlar üzerine inip çıkmak için topraktan kazılmış merdivenler. Öndeki kökler ve tünekler üzerinde onlarca Arıkuşu. Duvarda bir yazı dikkatimizi çekti Architects and civil engineers “porlisb“ Sacit Bulut yazıyordu. Hemen toprak merdivenin basamaklarına göz hizasına gelecek şekilde kamufle olduk. Biraz geç kalmıştık ve güneş tersimize düşmüştü. İyi kötü bir şeyler çektik. Baktık güneş tepemizde bir yanardağ volkanı patlıyor sıcaklık 45-50 derecelerde. Hazireti Yusuf Yusuf misali ertesi gün yeniden gelmek üzere orada ayrıldık. Salı günü (dün) “empati” Murtaza Kaba ile bu kek sabahın köründe buluşarak erkenden malum yere vardık. Ne görelim tüm tüneklerin üzerinde 50–60 kadar Arıkuşu çığlık çığlığa bağırıyor. Bizi görünce uzaklaştılar. Hemen merdivenlerdeki yerimizi aldık ve kümeye girdik. 5 dakika sonra ise her zamanki gibi gerisi malum. Deklanşör sesleri. Önce birli, ikili, dörtlü, beşli, altını, derken 7 sini bir arada aynı dal üzerinde çekme imkânı bulduk. Hatta aynı dal üzerinde 6-7’li aksiyonlarını bile çektim. Fakat sabah üzerimizdeki bulut yine bir türlü gitmek bilmedi ve zaman zaman fırsat verse de öğlenin saat 12’sine kadar toplamda bize ancak 3-5 dakika izin verdi. Bu güzellerde böylesine bembeyaz bulutlar altında çekildi. Tüm diyaframları denememe rağmen daldaki hafif eğrilikten dolayı bir türlü tamamını net çekmeyi başaramadım. Bu arada ayrı yerde Ala doğan ve çizgili ötleğen bonusunu da kaçırdığımı itiraf etmek isterim Bu fotoğrafları yol ve arazi arkadaşım “empati” Murtaza Kaba ve “porlisb“ Sacit Bulut armağan ediyorum. Beğenmeniz umuduyla herkese gönül dolusu selamlar..