Raziye, yani Estonya uyruklu Rasina uydu vericili bir turna olup şu anda kışı geçirmek üzere Bilecik\'te Sakarye Nehri boyunda takılıyor. Bizim ekip kuşu aramış ve bulmuştu...
Bilecik İstanbul\'a biraz uzak olduğu için buradan gitmek zor. Bilecik, Eskişehir veya Bursa\'dan gidecek var mı?
Neden mi soruyorum?Raziye tek kaldı...Estonya\'da halkalanan diğer iki turnada biri İtalya açıklarında
Akdeniz\'de boğuldu gitti...Diğeri de Sırbistan\'da yok oldu. Raziye hala ayakta... Sakarya\'dan kana kana suyunu içiyor, Üyük tarlalarındaki böcekleri ve bitki yumrularını afiyetle mideye indiriyor,
üzerine de yarı çürümüş karpuz tatlısı yiyor...
Raziye\'yi Ocak ayında bir kontrol edecek gönüllü takıma ihtiyaç var...
Kerem Ali BOYLA
RASİNA\'NIN (O ARTIK RAZİYE)\'NİN İZİNDE
“Estonyalı Turna Rasina\'nın(artık Raziye) Türkiye\'de olduğu haberi gelince Kerem Ali Boyla tarafından bir ekip kurularak aranması gündeme geldi. Ekip kuruldu ve Rasina bulundu. Bulunma ve gözlem sonuçları Nilüfer Araç arkadaşımızın anlatımıyla internette Yelkovan üzerinden paylaşıldı.”
Gecikmiş bir görevimi yerine getirmek adına herkese merhaba. Kerem\'in raporundan alıntılar yaparak sizlere \'Rasina\'nın (o artık Raziye)\'nin izinde\' belgeselimizden bahsetmek istiyorum.
Tarih: 16 Aralık 2010
Ekip: Can Catallar; fotoğrafçı
Nilüfer Araç; WWF
Sercan Bilgin; İKGT (İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu), uzman
Kerem Ali Boyla; İKGT (İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu), ornitolog
Saat 4:00\'da düştük Vezirhan Bilecik yollarına. Kerem\'in aldığı malzemelerle yaptığımız sandviçleri midemize indirirken, sohbet muhabbet bir baktık ki saat yedi civarı bize verilen koordinatlarda kol geziyoruz. Üyük Köyü civarı şantiye arabalarının olduğu iş makineleri ile yerle bir yapılmış bozuk peyzajlı alana park ettik arabamızı. Kerem terminatör kıyafetleri giyip, hazırım der demez başladık yürümeye nehir kolu boyunca. Şahinler, gri balıkçıllar, karabataklar etrafta uçuşurken (doğan görmek bizi heyecanlandırsa da) bizim genç turna\'nın izine rastlayamayınca biraz endişelendik. Bu arada İstanbul\'da sağnak yağış varken arazimiz kupkuru, ayağımızı saran tarla çamurunu saymazsak tabii
Biz bile buraları beğenmedik, Rasina hiç beğenmez deyip karşı tarafa, karpuz, biber, buğday tarlalarının olduğu tarafa geçtik. Can Bey\'in düldülü (4x4 Nissan) bizi hiç üzmezken Kerem, Sercan ve Ben şöyle bir tarlaların oraya bakalım derken Can Bey\'i bir ara zorlamış. Neyse suyun diğer tarafını gören hakim bir tepeye çıkıp alanı tararken Sercan keskin gözleri ile Raziye\'mizi buldu. Umutsuz bir sessizliği ardından Kerem keyifle gülerken, bense
- Amanın bu tavuk gibi ortada, gençler ve tek dolaşan bireyler, dans eden büyükleri kadar zarif durmuyormuş, yorumunu yapmadan edemedim.
Sercan ve ben ona göz kulak olurken Kerem, Can Bey\'i karşıladı ve Raziye\'ye doğru yürümeye başladık. Amaç Can Bey\'in bazukası ile boy boy fotoğraflarını çekmek ve ayaklarındaki bilezikleri, sırtındaki kolyeyi görebilmek.
Neyse tam ona yaklaşmışken hemen arkadaş bizi farkketti ve biz tek bir kare alamadan gözden kayboldu. Tarlalar için yapılmış gölgeliklerden birisine oturup başladık beklemeye, geri gelecek umuduyla. Ama bir on beş dakika sonra geri gelmeyeceği gerçeği ile yüzleşerek hadi suya doğru yürüyüp şansımızı deneyelim dedik. Bu arada sürekli Can Bey\'in bize aldığı çikolataları ve tarlada terk edilmiş acı biberleri mideye indiriyoruz. Biber ve çikolata mutlaka deneyin…
Yeşilliklerin arasından, suyun kenarından Raziye\'yi küçük bir adada yakaladık. 100 m ilerimizdeki Raziye kendisini güvenli bir yere aldığının farkında bize boy boy fotoğraf verdi. Can Bey görüntü alırken, bize de Raziye geyikleri yapmak kaldı. Estonyalı Rasina artık Raziye ve tescillenmiş Türk Vatandaşı!
Görüntü alma işinin yeterince suyunu çıkardıktan sonra tarlada terk edilmiş karpuzları eze eze arabaya döndük. Bu arada Raiye\'nin ayak izini bile bulduk. Sanırım benim ayağımdan daha büyüktü:) Tamam abarttım sadece gözünüzde canlansın diye…
Dönüşte tabii ki köy kahvesinde oturup çay içmeyi de ihmal etmedik. Can Bey sohbeti o kadar koyulaştırdı ki kalkmamıza yakın neredeyse tüm köy sohbetimize katılmak için terastaki masamıza geldi. Yaptığımız işlere, oraya geliş amacımıza Raziye\'yi değil kuşlara bakmaya geldik dedik. Her zamanki gibi anlam veremediler ama bir süre sonra gördükleri kuşları anlatmaya başlayınca bayağı keyifli oldu sohbetimiz.
Herkesin asıl merak ettiği listemizi açıklıyorum. (gezinin bombaları genç ve güzel Raziye, kasap büyük örümcek kuşu ve gökçe delice)
Karabatak,
Gri balıkçıl,
Gökçe delice
Atmaca
Şahin
Kızıl şahin
Kerkenez
Boz doğan
Benekli sutavuğu
Bataklık sutavuğu
Küçük sutavuğu
Turna
Kukumav
Yalıçapkını
Tepeli toygar
Tarlakuşu
Çayır incirkuşu
Dağ kuyruksallayanı
Çitkuşu
Dağbülbülü
Kızılgerdan
Taşkuşu
Ökse ardıcı
Kamış bülbülü
Büyük örümcekkuşu
Alakarga
Saksağan
Kuzgun
Sığırcık
Serçe
Ağaç serçesi
Kaya serçesi
İspinoz
Saka
Tarla çintesi
Nilüfer ARAÇ