Marc Bekoff
Arada bir konu satırını okuduktan sonra görmezden geldiğim bazı
e-postalar alıyorum. Eminim bunu yapan sadece ben değilimdir, ama bugün
tam tersini yaptım ve konu satırında “ Bilim Adamları İlan Ediyor: Hayvanların Bilinci Var” cümlelerini görünce hemen okudum. Gerçekten bunu şaka sanmıştım, ama değilmiş.
Akademisyen arkadaşım Michael Mountan ; Cambridge, İngiltere’de yakın
zamanlarda yapılan bir toplantının özetini yazmış, bu özette şunlar
söyleniyor: “Bilim adamları ortak bir görüşe vardılar: İnsanlar
bilinç sahibi tek canlı değil; öteki hayvanlar, özellikle memeliler ve
kuşların da bilinci var.” The Francis Crick Anma Konferansı’nda
bir grup bilim adamı bu sonuca yol açacak türden bilgileri sundular.
Evlerinde evcil hayvanlarla yaşayan bilim adamlarının bunun bilmediğine
inanmak zor. Ve elbette bir çok ünlü ve ödül sahibi alan araştırmacısı
da seneler önce aynı sonuca ulaşmıştı.
Michael Mountain aslında zaten bildiğimiz bir konu hakkında en az
benim ve diğer insanlar kadar kuşkulara sahipti. Bu konferansta konuşan
15 bilim adamının aslında yaban hayvanlarıyla sadece bir tek araştırma
yapmış olması ilginç. Yaban hayvanlarıyla uzun süreli çalışmalar yapmış
olan araştırmacıların neler düşündüğünü bilmek ilginç olurdu, mesela
primatlarla, sosyal etoburlarla, su memelileriyle, sürüngenlerle ve
kuşlarla çalışanlarla. Olsun, çok da şaşırtıcı olmayan sonuçları
itibariyle bu bilim adamlarını kutluyorum, umarım bu bilgi insanlık dışı
şekilde istismar edilen hayvanları korumak için kullanılır.
Bazı insanlar “öteki hayvanların bilinç sahibi olduğunu bilmiyorduk”
diyebilir, ama nörobiyoloji ve öteki hayvanların duygusal ve bilişseş
hayatlarıyla ilgili bildiklerimiz düşünülürse bu yorum son derece naif
bir yorum. Gerçekten de nörobiyolojiyle, öteki hayvanların bilişsel ve
duygusal hayatlarıyla elde edilen verilerle bilim adamları bu sonuca
ulaştılar. Bu verinin doğru olduğunu kabul etmek için uluslararası öneme
sahip bilim adamlarının bir araya gelerek bize söylemesi mi
gerekiyordu? Evet veya hayır, gene de teşekkür etmeliyiz onlara.
“Bu bilgi, bilim adamlarının hayvanlarla daha insancıl ilişkiler
geliştirmesi için mücadele eden insanlar tarafından bir kanıt olarak
kullanılacak çok önemli bir bilgidir “ diyen Michael Mountain’a
katılıyorum. “ Bilinçli varlıklar olup biyolojik makineler olmadığını
bildiğiniz hayvanlar üzerinde deney yapmak daha zor artık. Bu bildiride
ortaya konan sonuçlardan bazıları bugüne dek esaret altındaki hayvanlar
üzerinde deneyler yürüten bilim adamlarının ürünü; bu hayvanlar arasında
yunuslar da var, yunuslar dünyada yaşayan en zeki türler arasında yer
alıyor. Bu bilim adamlarının bildirisi esaret altında yaşayan hayvanlar
üzerinde deneyler yapılmasına son verilmesi ve para kazanmak için başka
yollar bulunması için uğraşılması önünde bir kanıt olarak kullanılacak”.
Cambridge Bilinç Deklarasyonu
Bilim adamları bununla yetinmeyip “Cambridge Bilinç Deklarasyonu”
adında bir bildiri yayınladılar, bu deklarasyonda bir grup uluslararası
bilim adamı resmen “ortak kanıtlar hayvanlarda nöroanatomik,
nöorkimyasal ve nörofizyolojik bilinç durumlarının alt yapıları var
olup bunlarda kasıtlı davranışlar gösterme kapasitesi bulunduğunu
göstermektedir. Söz konusu durumun sonucu olarak elimizdeki kanıtlara
göre insanlar bilinç oluşturan nörolojik alt yapıya sahip tek canlılar
değildir. Bütün memeliler, kuşlar ve ahtapot gibi daha bir çok canlının
da bulunduğu bir çok hayvanda bu nörolojik altyapı bulunmaktadır” diyor.
Bilim adamları his , duygu ve bilinç sahibi olduğu yönünde ciddi
kanıtlar bulunan balıkları da bu listeye katabilirdi.
Peki, artık bildiğimiz (zaten bildiğimiz) bu bilgiyle ne yapacağız?
Şimdi bilincin hayvanlar aleminde yaygın olduğu konusunda hemfikir
olan bilim adamları ve diğerleri ne yapacak acaba? Mesela biz
sıçanların, farelerin ve tavukların empati davranışı gösterdiğini
biliyoruz ama bu bilgi ABD’de Federal Hayvan Refahı Yasası’na katılmadı.
Hayvan bilişi ve hayvan duyguları hakkındaki bu verilerin ve daha
nice bulgunun öteki hayvanları kullanmak ve onları istismar etmeye
yönelik yasal düzenlemelere karar veren insanlar tarafından görmezden
gelinmesine gerçekten şaşırıyorum.
Ancak 1 Aralık 2009 tarihinde Avrupa Birliği’ne üye ülkeler
tarafından kabul edilen Lizbon Anlaşmasına göre “ Birliğin tarım,
balıkçılık, ulaşım ve iç Pazar, araştırma ve teknolojik gelişim ve uzay
politikalarını oluştururken, Birlik ülkeleri ve Üye ülkeler, hayvanlar
his ve duygu sahibi canlılar olduğu için hayvan refahının
gerekliliklerini yerine getirmek için azami özeni gösterirken, bir
yandan da üye ülkelerin hem yasamaya ait hem idari koşullarına hem de
belirli dini ritüeller, kültürel gelenekleri ve bölgesel miraslarına
gereken şekilde hürmet gösterir” deniyor.
Cambridge Bilinç Deklarasyonu ve Lizbon Anlaşması’nı alkışlamalı,
hayvanları çoğu kez dehşet verici şekilde insanlık dışı araştırma ve
deneylerden ve diğer istismar biçimlerinden korumak için çok
çabalamalıyız.
Son yazdığım yazılarda “gereksiz” ve “fazla” buldukları hayvanları
öldürmekte sakınca görmeyen insanlar olduğundan söz etmiştim, meselâ bir
hayvan refahçısı olan Oxford Üniversitesi’nden Marian Dawkins bunlardan
biri, bu kadın öteki hayvanların bilinç sahibi olup olmadığı konusunda
emin değiliz şeklindeki iddialarını sürdürdü, Dawkins’e göre “bilinç
konusunda hem şüpheci hem de agnostik olmalıyız…gerekirse militan bir
agnostik olmalıyız; çünkü bir çok türün bir dereceye dek bilinç tecrübe
ettiği olasılığını diri tutuyor. Bildiğimiz kadarıyla bir çok hayvan,
(sadece zekiler ve açık açık duygusal olanlar değil) bilinç tecrübeleri
yaşıyorlar.”
Belki de “Dawkins’in Tehlikeli Fikri” adını verdiğim şey Cambridge
deklarasyonu göz önüne alındığında rafa kaldırılacak. Bir çok hayvanla
yakından çalışan ya da evinde hayvanlarla yaşayan hiç kimsenin
hayvanların bilinci olup olmadığı konusunda kuşku duymasını kesinlikle
anlamıyorum. Aynı şeyi sürekli tekrar etmek muhabbeti bozar derler, ama
şüpheciliği ve kesinlikle agnostizmi bilim karşıtı ve hayvanlar için de
zararlı yapan bir çok bilimsel veri var artık. Şimdi, en sonunda
Cambridge grubu bunun böyle olduğunu gösteriyor bize. Bravo! Bu yüzden
hep beraber milyarlarca bilinçli hayvanın eğitim, gıda, bilim, eğlence
ve giysi adına istismar edilmesine son verilmesi için bu bilgiyi
kullanalım. Bu muhteşem canlılara yönelik davranışlarımıza şefkat ve
empatiyi kazandırmak için onlar adına bildiğimiz bu bilgiyi kullanmak
hepimizin boynunun borcu.
Cem
http://hayvanozgurluguhareketi.com/2012/08/12/kartezyanizmin-sonu-mu-bilim-adamlari-ortak-deklarasyonla-ilan-etti-hayvanlarin-da-bilinci-var/