Bugün ağustosun 16 sı cumartesi günü Riyat Gül (riyatg) , Barbaros Demirci (barbar), Ekrem Yanık (aqua) ve ben Mehmet Hanay (paradax) sabah 5.30 da buluşup yola koyulduk...Ufaklığımdan beri büyüyünce kuşçu olacağım söylemlerimin bir aşamasını daha gerçekleştirmek için...
Baran tesislerinde içilen mercimek çorbalarının ardından Hirfanlı Barajı nın yolunu tuttuk...İlk kez fotoğraf için değil ağırlığı gözlem olan bir tura katılmanın verdiği heyecan gözlerimizden okunuyordu Ekrem abiyle...)))) 600 ü bırakıp dürbünle kuşlarımızı izlemenin dayanılmaz hafifliği karşısında hele bir de ilk teleskop deneyimi yok mu tadına doyulmaz bir deneyimdi bizim için... Lakin eski alışkanlıklarım depreşti ve de cepheden uçarak gelen kuşları yine focusta tutmak için çabaladım....
Riyat abinin öğretici tavırları ve de Barbaros kardeşimizin serinkanlı yaklaşımı bizi gözleme daha da ısındırdı....Gözleye gözleye hal olduğumuz kuşlarımızın artık fotoğrafını çekme zamanı geldiğinde kınından çekilen kılıç gibiydik vurduk kendimizi Hirfanlı Barajı nın keneden eser olmayan topraklarına ....
Hava sıcaklığının artmaya başladığı saatlerde gölgelik bir yer arayan büyük cılıbıtı bize gösteren Barbaros sayesinde biz de hemen cılıbıtımıza yardımcı olmaya çalışarak lenslerimizn hoodlarının içinde ağırladık..(ekte bu davetimize ilk bakışta şüpheyle bakan büyük cılıbıt görülmektedir....)))
Büyük cılıbıtı serinlettikten sonra tekrar Hirfanlı nın kıvrım kıvrım koylarına döndük... Lakin bu dönüş kısa sürdü zira adet olduğu üzere yine arabamızı batırdık...Yaklaşık 5 saat süren arabayı çıkarma çabalarımız esnasında hem gözlem yaptık hem ders çalıştık hem bronzlaştık (ben hariç) hem de hacı olduk...
Ufku keskin bakışları ve de teleskobuyla devamlı suretle tarayan Barbaros un ufukta beliren kuşlar için yaptığı tanım hepimizi heyecana garketti...Öyle bir heyecan ki çıkmak üzere olan arabamızı tekrar batırdık, bitmek üzere olan enerjimizi tekrar depoladık ve de umutla Barbaros un dudaklarından çıkacak olan o ön sıfatı bekledik...O ön sıfat ki bir türlü çıkmak ve de bizi rahatlatmak bilmiyordu...
İşte o an o müthiş an... Barbaros un dudaklarından dökülen \"telli\" ifadesi herşeye değdi.. O an zaman durmuştu...İzafiyet teorisini çözdüğümüz andı..O andı... Karşımızda efsane kuşlarımız uçuyor ve biz onları seyrediyorduk...Tam 10 adet telli turna arabamız çamurdan kurtulana dek bize eşlik ettiler... Kendilerine teşekkürü borç bilirz... Habire onları teleskopla incelerken geçen zaman nedeniyle aracımızı ancak 5 saat sonra Şanlıkışla Köyü muhtarı ve de ihtiyar heyetinin çabalarıyla çamurdan çıkarabildik....
Günün sonunda görülen 66 tür ve de tellilerimizi gördüğümüz andan itibaren yüzümüzden silinmeyen tuhaf tebessümle günü noktaladık...
Turnaları görmemizi dualarıyla sağlayan herkese teşekkürler...
Bize bu güzel günü yaşatan Riyat abi ve Barbaros kardeşimize ithaf olunur....
Mehmet Hanay (paradax)