Dünya üzerinde en
yüksek sayıda yelkovan geçişine sahip olan şehrin İstanbul olduğunu keşfeden
araştırmacılar, bu türün nerede ürediğini de ortaya çıkarıp şehrin ve bu
ülkenin en eski gizemlerinden birini aydınlatma peşinde.
İstanbulda bir yakadan diğerine vapurla geçerken Boğazın bir-iki
karış üzerinden sürüler halinde ve ahenk içinde uçan koyu renkli kuşlar
görürüz. Albatrosların yakın akrabası olan, ancak çoğu kez dikkatimizden kaçan
bu kuşlar, İstanbul Boğazının en sık rastlanan deniz kuşları olan
yelkovanlardır (Puffinus yelkouan). Bilimsel isimlendirmesini de Türkçeden
almış olmasına rağmen Türkiyede henüz yelkovanların üredikleri yeri, yani
kolonilerini keşfedebilmiş değiliz. Bu nedenle İstanbul Boğazının, hatta belki
İstanbulun simgesi sayılacak bu gizemli kuşların Türkiye kıyılarında nerede
üredikleri, kesin popülasyonu ve türün kritikliği hakkında elimizde ne yazık ki
kesin bilgiler yok. Ancak yakın zamandaki çalışmalarımızla bu kuşların dünya
üzerinde en büyük popülasyon geçişine sahip olan şehrin İstanbul olduğunu
anlamış bulunuyoruz.
YELKOVAN İZLEME PROJESİ 2010DA BAŞLADI
Aslında BirdLife
Internationalın 2004 tarihli verilerine göre, türün dünya popülasyonunun 53
bin çift civarında olduğu düşünülüyordu. Bugüne dek kaydedilen en yüksek geçiş
rakamları ise 47 bin ile Egede irili ufaklı binlerce adaya sahip olan
Yunanistan ve 15 bin ile Bulgaristana aitti. Türkiyedeki rakamları
öğrenebilmek için 2010dan başlayarak Yelkovan İzleme Projesi kapsamında bu gizemli
türleri takibe aldık.
Yelkovan İzleme Projesinin hedefi, türün İstanbul Boğazındaki geçişleri ve
sayıları hakkında yıllık ve mevsimsel detaylı bilgi toplamak ve bu alanda Deniz
Önemli Kuş Alanlarının(ÖKA) belirlenmesi için gerekli veri tabanını oluşturmak
olarak belirlendi.
Egeyi Karadenize bağlaması nedeniyle İstanbul Boğazındaki sayımlar bu türün
Doğu Akdenizdeki popülasyonunu belirleme ve izleme açısından kilit öneme
sahipti. İstanbul Boğazında her mevsim ve günün değişik saatlerinde yoğun olarak
yürütülen sayımlar sayesinde yelkovan kuşlarının popülasyonundaki senelik
değişimler dahi izlenebilecekti.
DÜNYADAKİ EN BÜYÜK POPÜLASYON GEÇİŞİ TÜRKİYEDE
Nitekim projede elde
edilen sonuçlar hem bizleri hem de Avrupalı araştırmacıları şaşırttı. 4 Şubat
2012 tarihinde araştırmacı Dilek Şahin liderliğinde yapılan sayımlarda sabahtan
öğlene kadar sadece dört saat içinde İstanbul Boğazından güneye doğru inen
yelkovan kuşlarının sayısının 73 binin üzerinde olduğu tespit edildi.
Türkiyede tür üzerine yapılmış olan bu ilk sistematik izleme çalışması ile
Avrupa kuş gözlem camiasında gözler bir anda Türkiyeye çevrildi. Dünya
üzerinde en büyük popülasyon geçişine sahip olan ülke bizdik.
Çalışmalar sürdürülürken 2013 yılında küçük ölçekli doğa koruma projelerine fon
sağlayan İngiliz kuruluş Rufford Small Grants desteği alındı. Bu destek
sayesinde ekip, çalışma alanını genişleterek Çanakkale Boğazında da sistemli
sayımlar ile izleme çalışmasını başlattı.
Kuruluşun desteği sona ermiş de olsa, projenin öneminin farkında olan ekip, bu
projeyi gönüllü kuş gözlemcileri ile yaşatmaya devam ediyor.
İSTANBULUN EN ESKİ GİZEMLERİNDEN BİRİ
Kara sayımları bu
iki boğazda devam ederken, bir yandan da Marmara Denizi içerisinde tekneden
sayım yaparak tür hakkında daha detaylı veri toplanıyor. Türün İstanbul ve
Türkiye kıyılarında nerelerde ürediği önünde sonunda aydınlatılacak. Ve
İstanbulun en eski gizemlerinden biri böylece aydınlatılmış olacak.
TEK YAVRU, BOL GİZEM
Yalnızca Akdeniz
Havzasında yaşayan (ve bu bölgeye endemik olan) bu hassas türler ıssız
adalarda veya yerleşimden uzak kıyılarda, kayalık alanlarda ürüyorlar.
Yuvalarını yüzeyden 1-1,5 metre derinlikteki oyuklara yapıyor ve bu yuvaları
saklamak için yalnızca geceleri ziyaret ediyorlar. Bu kadar gizliliğin bir
nedeni var tabii: Senede yalnızca bir defa ve bir yumurta bırakan yelkovanların
kuluçka ve bakım evreleri yaklaşık 6 ay sürüyor. Bu nedenle bu tek yavrunun
korunması için her türlü önlemi almaları gerekiyor.
Ancak bu denli gizlilik de her zaman yeterli gelmiyor. Bu tip alanlara insan
aktiviteleri ile taşınmış fare ve kediler yelkovan kolonilerine çok büyük zarar
veriyorlar. Doğal düşmanları ise martı gibi daha büyük kuşlar. Türün
çalışıldığı ülkelerde üreme alanlarından farelerin uzaklaştırılması sonucu türün
üreme başarısının ciddi ölçüde arttığı gözleniyor.
GERÇEK DENİZ KUŞU SİMİT YEMEZ
Yelkovanlar bir
deniz kuşudur. Yani yaşamının büyük kısmını tatlı suya ihtiyaç duymadan açık
denizlerde geçirir. Karaya yalnızca üremek için gelir ve yüksek oranda deniz
yaşamındaki diğer organizmalara bağımlıdır. Yani vapurdan simit attığımız
martılar gibi değildir. Gerçek deniz kuşlarına simit yediremezsiniz, onlar
balık ya da deniz omurgasızları ile beslenmeyi tercih ederler. Yine onları
deniz kenarında kaldırımlarda veya karabataklar gibi denizin ortasındaki
şamandıralarda dinlenirken de göremezsiniz. Onlar o sırada açıklarda
yorulmaksızın uçuyordur.
ŞUBATTA KUŞ SAYIMI VAR
Araştırmalar
gösteriyor ki, Boğazdaki geçişler özellikle çiftleşme ve yumurta bırakma
evresinin hemen öncesinde, şubat ayı başında zirve yapıyor. Dolayısıyla
önümüzdeki senelerde şubatın ilk haftası her gün ve gün boyu yapılacak sayımlar
ile çok değerli veriler ortaya konulabilir.
Yelkovanların gizemini aydınlatmaya yönelik İzleme Projesi bugün gönüllülerin
desteği ile devam ediyor. Yelkovanlar hakkında daha detaylı bilgi edinmek ve bu
türün gizemini çözmeye yardım etmek isterseniz sayımlara katılarak proje
ekibimize destek olabilirsiniz.
***
Yelkovanların özellikleri
Üst kısımları koyu, alt kısımları açık renkli, orta boy bir kuş
olan Yelkovanlar Tüpburunlular ailesine üyedir ve Albatros kuşları ile de
yakından akrabadır. Bu ailenin en tipik özelliği türlerin gagalarının üzerinde
deniz suyundaki fazla tuzu dışarı atmaya yardımcı olan tüp benzeri yapılar
taşımasıdır. Yelkovanları İstanbul Boğazında sürüler halinde, denizin hemen
yüzeyinden hızlıca ve ahenk içerisinde uçarken gözlemleyebilirsiniz. Özellikle
kışın sayısı on binlere ulaşan bu gizemli tür, bütün güzelliğine karşın ne
yazık ki yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır.
***
Dilek Şahin Akdoğan Özkan
Dilek Şahin / İKGT
2005 yılında
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesinde
Biyoloji eğitimine başladı. Eğitimi boyunca Zooloji ve Ekolojiye ilgi
duydu. 2008 yılında kuş gözlemine başladıktan sonra
2009 yılında İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde Kuş Ekolojisi
üzerine Yüksek Lisans eğitimine başladı. 2010 yılında hayal türü olan
yelkovan üzerine İstanbul Boğazı Yelkovan İzleme Projesinde araştırmacı
olarak çalışmaya başladı. 2012 yılında proje için Rufford Small
Grants Foundationdan fon kazandı. Türkiye ve Avrupada deniz kuşları
hakkında çeşitli sempozyum ve çalıştaylara katıldı, projelerde gönüllü
çalıştı. Hâlâ yelkovanları izlemekte ve deniz kuşu koruma
çalışmaları ile ilgilenmektedir.
***
Detaylı bilgi için:
http://yelkouanshearwater.org/tr
www.facebook.com/yelkouanshearwater
https://twitter.com/medyelkouan
http://www.rufford.org/projects/dilek_sahin
yelkovanizlemeprojesi@gmail.com
Fotoğraf: sakaladam