Kuşların rüzgar enerjisi tesislerinde ölmeleri basının ilgisini çekmeye devam ediyor. 

Son zamanlardaki bilimsel emsal-değerlendirme çalışmaları bu sorunun boyutuna ilişkin daha güncel ve detaylı bilgi sağlamakta ve özellikle kediler ile bina çarpmaları gibi diğer kuş ölüm sebepleri ile karşılaştırmalar yapıyor.  

Bu çalışmaların sunduğu değerli içerik sayesinde rüzgar panellerine bağlı ölümleri incelendiğinde panellerin kuş ölümlerindeki ana sebep olmadığı anlaşılmıştır.

Özellikle rüzgar enerjisindeki gelişmelerin hızı ve büyüklüğü dikkate alındığında bu sonuç doğa korumacıları ve rüzgar endüstrisi için konunun göz ardı edilmesine yol açmamalıdır. Toplumun daha düşük-karbonlu, yenilenebilir enerji kullanımına ve sera gazı emisyonları ile iklim değişikliğini yavaşlatmaya ihtiyacı vardır.  Bu gelişmelerin yaşanırken de yaban hayattaki ölüm oranları gibi sonuçların da en aza indirgenmesi gerekiyor.

Rüzgar türbinlerinin kuş ile yarasa nüfuslarına ve yaşam alanlarına olumsuz etkileri ciddi boyutlarda olup, aralıksız çalışma ve dikkat gerektirmektedir.

Rüzgar türbinlerindeki kuş ölümleri bazı türlerin çarpmaya karşı çok daha savunmasız olduğu gerçeğini örtebilir.

Bu açıdan bakıldığında en önemli tür, sayıları zaten az olan ve azalmaya devam eden Kaya Kartalıdır.

Bu kuşların rüzgar enerji tesislerinde ölüm oranlarının oldukça fazla olduğu tespit edilmiştir.

Bunun sebepleri araştırılmaktadır ( kartal ölümlerini azaltacak yöntemler de ayrıca araştırılıyor) ancak türbinlerin inşa edildiği alanlar,belirli avcı türlerin rüzgar tesislerine ilgi duyması ve kartalların avlanma yöntemi ile bağlantılı olduğu tahmin edilmektedir.

Kuş türlerine oluşturduğu riskin yanı sıra, yarasalarında rüzgar türbinlerine çarparak öldüğü bilgileri artarak gelmektedir.

Sebepleri tamamen net olmasa da, pek çok güvenilir araştırma, özellikle Appalachian Dağları rüzgar enerji tesislerindekiler, yarasa ölümlerinin kuş ölümlerinden daha fazla olduğunu belgelemektedir.

Bu korumacıları daha çok endişelendiriyor çünkü yarasa nüfusu kuş nüfusuna göre çok daha düşük seyrediyor.  Rüzgar türbinleri ile ilgili nüfus riski yanında Beyaz Burun Sendromu hastalığı bazı bölgelerde hızlı kayıplara yol açarak yarasa nüfusunu azaltmaktadır.

Mevcut ölüm kaynaklarına rüzgar türbinlerinin eklenme eğilimi pek çok kuş türü için sorun olacaktır.

Doğrudan ölümlerin yanı sıra, yüksek korunaklı bölgelerdeki rüzgar türbin inşaatları ( ayrıca güneş paneli veya doğal gaz kuyuları) el değmemiş çevrelerin kaybına ve parçalanmasına yol açarak her yerde biyo-çeşitliliğe tehdit oluşturur. 

Buna ilaveten, pek çok çayır türü (ülkenin en yüksek rüzgar kaynaklarının yakınında yaşayanlar) yüksek yapılardan uzak durma eğilimi göstermektedir. Bu yüzden, kuşlar anında ölmese de, rüzgar türbinleri etkin olarak bu kuşların yaşam alanlarını daraltıyor.

Bu fenomen Nesli Tehlike Altındaki Tür Yasasındaki en az iki tür için büyük endişeye yol açmaktadır: Küçük Çayır Tavuğu (Tympanuchus pallidicinctus) ve Büyük Çayır Tavuğu (Centrocercus urophasianus).

Bu endişelerin ötesinde, yurt içi ve uluslararası kuş mirasına bağlantılı yasal zorunluluklar bulunuyor.

A.B.D.’ de pek çok kuş türü Göçmen Kuş Antlaşması Kanunu ile korunmaktadır; ayrıca Kel Kartal ve Kaya Kartalı Koruma Yasası ile koruma altındadır ve bazı kuşlar Nesli Tehlike Altındaki Tür Yasası’ nda listelenmektedir.

Bu sebepten, ciddi yasal düzenlemeler gerektiren rüzgar gücü çalışmalarının doğrudan ve dolaylı etkileri pek çok durumda dile getirilmiyor.  Rüzgar enerjisi için sadece mevcut federal yasalar, yönetmelikler ve kurallar değil ayrıca çevre koruma dernekleri ve bilimcilerin yöntemlerinin adapte edilmesi gerekiyor.

Çevre Koruma Derneği, rüzgar enerjisinin çok güçlü bir destekçisi olup, biyo-çeşitliliğe zarar vermeyecek, kuş ve yarasa ölümlerini dikkate alacak düzenlemeler ile bu sanayinin geliştirilmesine inanıyor.

http://m.blog.nature.org/science/2014/05/28/wind-turbines-bird-mortality-bats-science-impacts/

Çeviri: Timur Çağlar