Gururlarına düşkün, son derece sade bir hayat tarzını
tercih eden turna kuşları, gökyüzünün engin maviliklerinde uçarken, her bir
kanat vuruşları müziğin notaları gibi ahenkli, şiirin sözleri gibi armoniktir.
Onların simgesel görüntüleri içerisinde, birçok imgesel anlam da ortaya
çıkmaktadır. Bu imgelerin her birinin ayrı ayrı çözümlenmesi ile, turnaların
Türk kültürü içerisindeki somut değerleri anlaşılmış olur.
Turnalar kimi zaman coşkunun, kimi zaman hüznün, bazen
de mutluluğun habercisi olmuşlardır. Birçok halk şiirinde, özellikle halk
türkülerinde duyguların anlatımında turnayı aracı olarak görürüz. Turnanın
türkülerde bu kadar geniş yer almasında, onun Türk halkı tarafından çok
sevilmesi etkili olmuştur.
Türkülerde turna kuşunun çok yaygın olarak kullanılmasının
birçok nedeni bulunmaktadır. Bunların arasında en önemli yeri, -turnanın göçmen
bir kuş olması, diyar diyar gezmesinden ötürü-, onun haber getirip götürme
görevini üstlenmesi tutmaktadır. Bu özelliklerinden ötürü turnalar gurbette
kalanın, hasret çekenin, nazlı yârdan ayrı olanın duygularına tercüman olurlar.
Kimi zaman haber götürür, kimi zaman da haber getirir. Kimi zaman da kendisiyle
dertler paylaşılır.
Turnalar, çiftler halinde yaşarlar ve tek eşli bir
hayat sürerler. Yuvalarını diğerlerinden ayırırlar. Eğer bir avcı turnanın
birini vurur ya da turna çiftlerindeki eşlerden biri ölürse, geride kalan turna
kendini boşluğa bırakır ve intihar eder.
Turna Kuşu, Orta Asya\'dan Japonya\'ya oradan da Kore\'ye
kadar geniş bir kuşakta mukaddes olarak kabul edilmektedir. Geniş bir
coğrafyada ve farklı kültürlerde yer edinmiş olarak karşımıza çıkan turnayı,
Türk insanı giyiminde, kuşamında, halısında, kiliminde, oyasında, eşiğinde,
beşiğinde, velhasıl her eşyasında motif olarak kullanmıştır.
Turna sadece Türk kültüründe değil, Japon kültüründe
de önemli bir simge olarak yer almaktadır. 1950\'nin ortalarına doğru, Lösemi
hastası olan 11 yaşındaki Sasaki Sadako, hastalığının iyileşmesi için turna
kuşu origamilerini yapmaya başlamıştır.
Japon inancına göre, 1000 adet turna kuşu origamisi
yapıp dilek tutulduğunda, dileğin gerçekleşeceğine inanılır. Sadako, 644 turna
kuşu origamisi yaptıktan sonra ölür. Arkadaşları onun yerine sayıyı tamamlamış
ve cenaze töreninde mezarına turna kuşlarını koymuşlardır. Bu olay Hiroshima\'da
Dünya çocuk barış gününün oluşmasına ve bugünün onuruna Sadako\'nun Seattle\'da
bir heykelinin yapılmasına neden olmuştur. Her sene Ağustos ayının altısında
kutlanan barış gününde, dünya çapında birçok çocuk tarafından yapılan turna
kuşu origamileri Hiroshima\'ya gönderilir.
Türkülerimizde turna motifinin kullanımında üç ana
temaya rastlamaktayız. Bunlardan birincisi, haber götüren, ikincisi haber
getiren, üçüncüsü de kendileriyle dertleşilen turna.
1-Haber Götüren Turnalar
Teknolojinin henüz gelişmediği dönemlerde, gurbete
çıkanlar, vatanından ve sevdiklerinden ayrı kalanlar, haberleşmede çeşitli
araçlar kullanmışlar, bunların içerisinde de en önemli yeri turnalar almıştır.
Hasretlerini, üzüntülerini, acılarını, kederlerini ya da sevinçlerini türküler
aracılığı ile dile getirmişlerdir. Türkülerde en önemli haber taşıyıcıları da
turnalar olmuştur. Turnaların bu misyonu üstlenmelerinde, insanın turna ile
oluşturduğu duygusal bağın etkisi vardır.
Muharrem Ertaş\'ın çırağı olarak yetişen ve
türkülerinde genellikle Anadolu insanının yanıklığını, hüznünü ve yer yer de
sevincini işleyen Keskinli mahalli sanatçı Hacı Taşan (1930- 1983 ), Allı
Turnam türküsünde, turnalarla eşe dosta selam gönderir.
Allı turnam bizim ele varırsan
Şeker söyle kaymak söyle bal söyle. dedikten sonra,
turnanın sılaya varınca ne söylemesi gerektiğini de tembih eder. Önce güzel
şeyler söyleyecek, umutla bekleyenlerin umutlarını kırmayacaktır.
Eğer bizi sual eden olursa
Boynu bükük benzi soluk yar söyle. diyecektir.
Böylece kendi durumundan eş, dost ve yaren haberdar olacaktır.
2-Haber Getiren Turnalar
Turnalar sadece haber götürmezler, aynı zamandan
eşten, dosttan, yarandan haber de getirirler. Haber getiren turna türkülerinin
sayısı da bir hayli fazladır. Bunlardan biri de Pir Sultan Abdal\'a aittir.
Türküde yüce dağ başından süzülerek gelen turnaya seslenen şair,
Yüce yüce dağlardan mı gelirsin
Hayır mı gök turnam yardan ne haber? dedikten sonra,
yarinden ayrı kaldığı için çektiği hasreti turnaya anlatır ve yarinin de
kendisi gibi hasret çekip çekmediğini öğrenmek ister.
3-Turnalarla Söyleşme
Turnaların türkülerde yüklendiği bir başka fonksiyon
da, kendileriyle dertleşme ve söyleşmedir. Gurbette kalmış, hasret çekenler
veya herhangi bir derdini paylaşmak isteyenler turnalarla söyleşir. Ozan Gitme
turnam gitme bir sualim var dedikten sonra, Turnam neden düştün sen bu
yollara? diye sorar. Çünkü turnanın durumu hiç de iyi görünmemektedir.
Ağlamışsın gözlerinin yaşına
Uğramışsın zemherinin kışına mısraları bu durumu
ortaya koymaktadır.
Kaynak:
Aytaş, Doç. Dr. Gıyasettin Türkülerde Turna http://w3.gazi.edu.tr/~giyaytas/Turna.htm
FOTOĞRAF: Arslan KEZER
Bu güzel yazıyı bizimle paylaşan Şenol Ünlüere çok
teşekkür ediyoruz.
Şenol ÜNLÜER
Eğitimci/Educationist
Faruk Yalcin
Zoo / Tuzla Yolu Cad. No: 297 - 41700 DARICA / KOCAELİ / TURKEY
www.farukyalcinzoo.com - senol.unluer@farukyalcinzoo.com
GSM : +90 541.852.37.36
Tel :
+90 262.653.66.66
Fax :
+90 262.654.02.69
Haber: https://yesilgazete.org/234-hak-orgutunden-ortak-aciklama-yaban-hayvanlarini-oldurme-izni-geri-alinsin/?fbclid=IwAR0n5zLrXIXXdUWUASK8p0oojfCaIOHvW_fmTze-kmn9j9ydthTSYCoHFEU