X Simge
TR EN
X Simge
TR EN
Belgeli Tür 506
Fotoğraflar 92815
Gözlemler 9870
Videolar 1352

HABERLER


İKGT İğneada Gözlem Notları

Haberlere Geri Dön Okunma Hiti. : 1924
1 Yorum Beğen | 1
ikgt-igneada-gozlem-notlari
İKGT\'nin gezi planlarına göre 22-23 Kasım\'da İğneada\'da olmayı planlıyorduk. Herkes heyecanlı bir şekilde bu gezi için gün sayıyordu, yalnız günler geçtikçe meteoroloji bizim hevesimizi kursağımızda bırakacak bir hava durumunu göstermekteydi. Ömer (Necipoğlu) abi ile yaptığımız organizasyonu bir sonraki haftaya erteleyecek gibiydik. Pek çok kişinin hevesi kırılsa da biz gezimizi çok ertelemeden bir hafta sonraki haftasonuna alarak, göreceğimiz türler genel olarak değişmeden ve çok soğuk ve yağışlı havalar başlamadan İğneada\'da iki gün geçirmeyi kararlaştırdık. Ulaşım imkanı Serhat (Tigrel) abinin önderliğinde sağlanarak, sırtımdaki yükü oldukça hafifletmiş oldular. Hafta sonuna doğru ilgi bir önceki geziye duyulan ilgi kadar belli olmasa da sayımız İğneada\'yı fethedecek kadar vardı :) Sabah saatlerinde Serhat abinin Anadolu ve Avrupa yakasından yolcularını alması ile resmi olarak başlamış oldu. Ben de Ömer abi ve son gün geziye katılan Serkan Özaydın (magari) ile İncirli\'de buluşarak ve yolumuzdan Mukadder\'i (mukadder) alarak gezimiz için ilk adımı atmış olduk. Benim o gün buluşmaya geç gitmemem (çok nadir bir yere zamanında giderim de:) gezinin güzel olacağının habercisiydi. Diğer bir grup Emre (Konuk) abinin rehberliğinde harekete çıkmışlardı. Yolda bizim arabada sohbetin yanısıra kuş gözlemi de başlamıştı çoktan, ağaçlarda ve direklerde tüneyen şahinler kışın geldiğini gösteriyordu. Şahinler dışında yol boyu şehirden uzaklaşamadığımızı gösteren Saksağanlar, Leş Kargaları ve Kaya Güvercinleri hiç bir zaman yalnız bırakmadılar. Gerçi benim gibi arabada bu kadar az kuş gözleyen (genelde uyumayı tercih eden) biri için ancak bunlar çıkmıştır ya neyse:) Saray\'da 3 grup bir araya gelmek üzere anlaştılar, Emre abinin arabasındaki grup bizleri beklemeden bir yerde çay molası verdikleri için, onların gelmesini beklemeden, sıcak süt eşliğinde böreklerimizi yiyerek, hareket için hazır hale geldik. Ömer abinin işyerine uğrayarak, araba değişimi yapıldı ve araziye daha uygun bir araca geçildi tabi bu sırada Serkan\'ı araçtan yollamak zorunda kaldık. Herkese çizme getirin diye uyarıda bulunan ben çizmesi olmayan organizatör mü olur diyerekten Ömer abinin yedek çizmelerinin 2 günlük sahibi oldum. Bu arada ben köpeklerden biraz korktuğum için, köpeklerden pek bahsetmeyeceğim :) Saray\'dan Vize\'ye, oradan da Sivriler Köyü\'nü geçerek İğneada\'ya ulaştık.Yolda ökse ardıçları, kocabaşlar, karatavuklar ve orman alaca ağaçkakanları kendilerini belli ediyorlardı. Bu sırada yağmurun çiselemesi beni gezinin geleceği açısından tedirgin etmeye yetiyodu. İğneada\'ya ilk ulaşan grup olarak, diğer grupları beklemeden gözleme başlamayı tercih ettik. Mert Gölü\'nde sakarmekeler, küçük batağanlar, kara boyunlu batağanlar, su tavukları ve kuğular bizi karşıladılar. Diğer grupların gelmesiyle beraber James ve Simon\'un da gruba eklenmesiyle, gözlemimiz İğneada\'da başlamış oldu. Haftalardır limanda Ömer abi tarafından gözlenen kızıl boyunlu batağanlar, yoğun yağmur altında bize görünmemeyi tercih ettiler sanırım. Limana giderken gördüğümüz kalabalık sakarmekeler, az sayıdaki kara boyunlu batağan ve bahriler bizleri pek etkilememiş olsa gerek, buradaki gözlemimiz çok uzun sürmedi. Liman gözleminden hemen sonra Mert Gölü\'nün ziyareti gerekliydi. Çünkü Akkuyruklu kartallar genelde bu bölgede vakitlerini geçiriyorlardı ve akkuyruklu kartal çiftini bulmak çok da uzun sürmedi. Çiftimiz civardaki en yüksek ağaçların üzerinde dinleniyorlardı, mesafe uzak da olsa hepimiz için heyecan vericiydi, ne de olsa en büyük yırtıcılardan bir çift orada duruyordu. Onları ardımızda bırakarak, göl boyunca arabalarla devam ettik, gölün etrafında ve gölde gördüğümüz su çullukları, kuğular, yeşilbaşlar, çamurcunlar, dağ incirkuşları, saz deliceleri gözlemin güzel geçmesi için yeterliyken; kuğuları izlediğimiz noktada beklerken, karşı ağaçlara konan büyük orman kartalı bizim için büyük keyif oldu.Büyük Orman Kartalı sanırım bu sene İğneada\'da kışlayacak. Sonrasında görüğümüz iki tane karakarınlı kumkuşu fotoğrafçıları şekilden şekile sokuyordu ve gözlemciliğin fotoğrafçılığa göre ne kadar rahat bir hobi olduğunu farkediyorduk. James ve Simon\'ı buradan yolcu ederek ,Mert Gölü\'nden sonra orman içine girerek Kara Ağaçkakan\'ın bölgesini ziyaret ettik. Bu sırada benim uçarken gördüğüm muhtemelen bir kara ağaçkakan bizi heyecanlandırırken, sesini çaldığımızda yanıt vermemesi umudumuzun yitirilmesine sebep oluyordu. Arabaları park ettiğimiz yerden orman içine dalarken, sese hemen tepki veren Küçük Yeşil Ağaçkakan, Orman Alaca Ağaçkakanı ve Ortanca Ağaçkakan, ağaçkakansız bir gezi olmayacağının habercisiydi. Orman içine giren grubumuz Karatavuklar, Ağaçkakanlar ve binlercesi bir arada uçarak kanat seslerinin hayran bıraktığı tahtalılar eşliğinde ilerliyorduk. Yolumuza çıkan Uzun Kuyruklu baştankaraları izlerken, bir atmacanın yaklaşması ve baştankaraların uyarı seslerini dinlemek çok güzeldi. Sanırım atmaca arkadaşımız uzun kuyruklu baştankaralardan birini aldı. Akşam karanlığının çökmesiyle beraber arabaları parkettiğimiz yere döndümüğüzde Kara Ağaçkakan\'ın Ümit abi ve Demetler (Demet Arı ve Demet Peker) tarafından görüldüğünü duymak, benim kertik heyecanımı arttırsa da, kıskançlığımdan olsa gerek daima onları sorguluyordum ama kararlarından vazgeçiremedim :) İlk gün arazimiz, öğleden sonra ve yağmurlu bir şekilde başlasa da benim için ve herkes için oldukça güzeldi. Akşamında ise balık-köfte-rakı üçlemesinden önce gelen mezeler, yorucu geçen günün verdiği açlık ile ve pişirilmiş ekmekler ile herkesi doyurmaya yetti. Benim gibi fazlaca iştahlı olan arkadaşlarla beraber balıklarımızı ve köftelerimizi yerken günün türlerini ve sayılarını gözden geçirmeyi denedik. Ama sayılarda pek de anlaşamadık, herkes benim sayıları abarttığımı düşünürken, balıkçılları gezerken Erdem Vardar\'ın sayılarını duyunca ilk günün kayıtlarını tekrar gözden geçirmek gerektiğini düşünmeye başladım :)) Yorgun düşen arkadaşlar otelde odalarında uykuya dalarken, bizim için gece arazisi başlıyordu, amacımız belki alaca baykuş dinlemek idi ama yola çıktığımızda bundan daha çok heyecan verecek gözlemler yaptık. Bunlarda ilki yolumuzun üzerinde duran yaban kedisini görmemiz ve bir anda kaybolmasına şahit olmamız ve hemen ardından bu heyecanımız geçmeden önümüze atlayan 2 yetişkin 3 yavru domuzu bir süre izlememiz ve yola çıkıp çıkmamakta kararsız olan 4. yavrunun bir süre çalıların içindeki hareketi de hepimizi hareketlendirdi. Uykusu olanlar dahi birden uyanıverdi :) Elinde fotoğraf makinesi olan arkadaşların tepki veremeyip izlemesi fotoğrafsız kalmamıza neden oldu. Ön koltuğu kaptırdığım Demet Peker\'in portre aldığını düşünmüştüm oysa ki. En iyi tepki veren fotoğrafçımız Cem Doğut\'un çektiği fotoğraflarda ise camda patlamış flaşdan başka bişey yoktu :) İlk 15-20 dakikası bu kadar heyecanlı geçen gözlemimizi ilerleyen zamanlarda bişey görmememiz, uykumuzun bastırması ve dolayısıyla oteli özlememiz ile gitgide uzamış gibiydi bizim için. İkinci günümüzde 7\'de buluşalım diye Ömer abi ile anlaşmamızın ardından, sabah kalkarken niye 7\'de buluşuyoruz, saatler torbaya mı girdi diyen benden başkası değildi :) (İlk gün çok uzun anlatıldı, 2. günü kısa kesiyorum:) Sabah yenilen çorbalar ve poğaçalardan sonra çizmelerimizi giyip yürüyüşe başladık. Hava oldukça güzel görünüyordu. Yürüyüşümüze başladıktan 10 dk sonra, şehir içinde inşaat halindeki evde bizi farkeden ve selamlayan kukumav yeni türlerimiz arasında yerini buldu. Mert Gölü\'nün kumsalından başlayarak ilk gün kara ağaçkakan gördüğümüz noktaya kadar süren yürüyüşümüz, amacından biraz daha kısa mesafeli olsa da hepimiz için unutulmaz bir yürüyüş olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar yaşımızla performansımız bir olmasa da hepimiz yürüşüyü sağ salim tamamlamıştık :) İnsan baskısından nispeten uzak olan yaprak döken ormanlarda muşmula yiyerek geçen yolculuğumuz sırasında gördüğümüz Orman tırmaşıkları, kayın baştankaraları, karatavuklar, çıtkuşları eşliğinde tamamlandı. Yolculuğumuzu tamamlamıza yardım eden Erdem ve Özge\'nin yanlarında getirdiği tahin helvası ve ekmek olmasa sanırım daha uzun bir yazı olaiblirdi :) Yürüyüşün sonunda hepimiz oldukça yorgun olsak da İKGT\'nin unutulmaz gezileri arasına katılmış oldu. Hepimizde yine aynı düşünce vardı: Tekrar ne zaman geliyoruz? Yürüyüşe katılan bütün arkadaşlara (Demet Arı, Mukadder Arslan, Cem Doğut, İhsan Eroğlu, Emre Konuk, Ömer Necipoğlu, Serkan Özaydın, Demet Peker, Özge Sönmez, Serhat Tigrel, Erdem Vardar, Ümit Yardım, James ve Simon) teşekkürler. Ayrıyaten İKGT\'nin bu organizasyonunun gerçekleşmesinde herkesten fazla emeği geçen Ömer abiye, vaktini bize ayırarak ulaşımda sıkıntısız bir gezi geçirmemizi Serhat abiye (Ayrıyeten bu yazıyı zorla yazdırdığı için teşekkürler:) ve karşıdan gelen arkadaşlarımızı getirip onların da ulaşımını sağlayan Emre abiye teşekkürler. Yeni bir İKGT gezisinde görüşmek dileğiyle... Selam ve sevgiler... Yazı: Ergün Bacak (ebacak) Fotoğraflar: Serhat Tigrel (serhattigrel) Geziyle ilgili daha fazla fotoğraf görmek için Ozge&Erdem\'in çektiği fotoğraflara bu linkten bakabilirsiniz: http://picasaweb.google.com.tr/yilmaz.erdem.vardar/IgneadaKusGozlemGezisi?authkey=x_EvmF_Irq8#
Yeni Türler, Belgeli Tür Adedi : 506  
Copyright TRAKUS © 2008 - 2025 Türkiye'nin Anonim Kuşları: Sponsor ESİT