Londra\'nın merkezindeki tarihi kalenin bir parçası olan Londra Kulesi\'nde, sosyal medyaya hakim kuzgun bakıcısı sayesinde eski gelenek modernleşiyor.

Yüzyıllık kalenin bekçileri arasında, seremoni giysileri içindeki Christopher Skaife\'ın özel bir görevi var. Kule\'nin resmi kuzgun bakıcısı, geleneksel olarak kendileri de kulenin bekçileri sayılan altı kuzgunun bakımından sorumlu.

Yüzyıldır süren batıl inanışa göre kuzgunların Kule\'yi terketmesi Kule\'nin tuz-buz olması ve krallığa da büyük zarar gelmesi demek. Skaife\'ın işi bu yüzden oldukça stresli. Kuzgun bakıcıları 1700lere kadar gerilere gidiyor. Efsaneye göre, kuzgunlar Britanya\'nın Ortaçağ savaş alanlarını dolaşıp cesetlerle karnını doyurur çığlıkları cehennemden gelmişler gibi insanları ürkütürdü.

Birçok kültürde felaketi sembolize eden kuzgunlara bakmak da her babayiğitin harcı değil. Skaife her sabah beşte kuzgunları uyandırıp salıyor ve aktivitelerini gözlüyor. Modern bir bakıcı olarak görevlerinin arasına sosyal medya uzmanlığını da katmış. Twitter ve Facebook\'taki 20,000 takipçisi arasında bilim insanları, tarihçiler, kuş severler, sanatçılar var ve takipçiler bu kara kuşların kliplerine de bayılıyor.

Kuşların en dostça olanı Merlina az sayıda kişinin yaklaşmasına izin veriyor. Skaife yakından onun tüylerinin makro fotoğraflarını çekip paylaşabiliyor. Diğerleri Erin, Rocky, Monin, Jubilee ve Gripp. Elinde iphone Kule\'de dolaşan Skaife, Merlina\'nın çimde yuvarlanması, yavaş çekilmiş garip göz kırpması, kuşların gagaları okşandığında çıkardığı kapı gıcırtısını andıran \"purr\" sesi gibi ilginç şeyleri yakalayıp paylaşmaya çalışıyor.

Kuzgunların efsanesi Kule\'yi gezen (yılda 3.5 milyon) turist için de oldukça çekici. Skaife her gün soruları cevaplıyor. Kuşlar doğadan değil, üreticilerden dikkatle seçilmiş ve Skaife fazla uzağa gidemesinler diye kanat tüylerini dikkatle traş ediyor. Kuşların özgürlüğüne mümkün olduğu kadar karışmıyor ama Thames nehrine kadar gidip sonra dönen kuş kalbini hoplatmış. Kuşlar çiğ tavuk, fare ve kana batırılmış peksimetle besleniyor.

Özellikle genç takipçiler kuşların beslenmesine ilgi duyuyor. Merlina ile bakıcının ilişkisi de komik çizgi filmlermiş gibi favoriler arasında. Fakat izleyicilerin hepsi hoşnut değil. Kuşların burada kısıtlanmasına öfkelenenlere kuşların doğal davranışlarına karışılmadığını anlatıyor. Amacının sadece eski geleneği sürdürmek değil, kuşları tanıtıp sevdirmek de olduğunu söyleyen bakıcı, felaket habercisi olarak görülen bu kuşların ne kadar güzel olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Fotoğraf için Mehmet Çolakoğlu\'na teşekür ederiz.

http://www.audubon.org/news/at-tower-london-ravenmaster-digital-age