Yıllar sonra bir hayal tür daha bulundu. Kuzeyli Nazuğum.
Hikayesini Süleyman Ekşioğlu\'ndan dinleyelim;
\"Dağlarda yaşayan türler hep ilgimi çekmiştir, elbette bunun en önemli sebebi canlılar kadar dağları da seviyor olmam.
Çok uzun süredir bu ekspedisyonu planlıyordum. Neden ekspedisyon diyorum çünkü fiziksel ve ruhsal olarak çok zor olacağını tahmin ediyordum. Türün çok yüksekte ulaşması zor bir yerde yaşıyor olması, hakkında çok az şey bilinmesi ve bölgenin güvenlik sorunları baş edilmesi gereken önemli zorluklardı.
Kendime bir yoldaş bulmak da önemli bir konuydu ve aklımda hep birisi vardı. Gerçek bir doğa sevgisine sahip olduğunu düşündüğüm, keşfetmekten benim kadar zevk aldığını bildiğim ve Himalayalar başta olmak üzere yaptığı gezilerle dayanıklılığını ispatlamış birisi. Uzun yıllar dağcılık eğitmenliği yapmış birisi olarak Emin’i gösterdiği dayanıklılık ve kondisyonundan ötürü bir kez daha tebrik ederim.
Uzun yıllardır bu geziyi planlamama rağmen bazı yıllar akla gelmeyen aksilikler sonucu bunu yapamadım. Bu sene artık zamanı geldiğine inandım ve son 2 aydır yoğun bir ön hazırlığa girdim. Elbette araziye çıkınca çoğu şey planlarımızın dışında gelişti. En önemlisi de araçla ulaşmayı hedeflediğimiz noktanın çok altında bir yere ulaşabilmek oldu.
Ön keşif ve araştırma için çok dar vaktimiz vardı çünkü Emin hemen sonrasında Moğolistan’a bir seyahate gidecekti. Ön keşif akşamı çadırımızı kurarak erkenden uykuya geçtik. Sabah 03.30 da uyandık ve saat 04.30 da 2500 m yükseklikteki kampımızdan yürüyüşümüze başladık. Çok hızlı hareket edip yükseliyorduk ve akut dağ hastalığının ilk belirtileri de bu nedenle başlamıştı. Öğlen saatlerinde 3800 m yüksekliği geçmiştik ve artık yorgunluk iyice bastırmıştı. Eğimin iyice artmış olması ve yorgunluk sebebiyle hem hareket edip hem de kelebek bakmak iyice zorlaşmıştı. Elbette büyük belirsizlikle içerisinde hareket ediyor olmak da insanın moralini etkiliyordu. Ben Emin’den 100 m kadar yüksekteydim ve yamacın farklı noktalarını tarıyorduk. Bir taraftan da dönüşü planlıyordum çünkü ayak burkulması gibi bir sorun bile bulunduğumuz noktada gerçekten başımıza büyük işler açabilirdi.
Resmen kafamda bin bir tilki varken Emin’in bana bağırdığını duydum. İlk tepkim elbette bir aksilik olduğu yönündeydi. Ama cümleleri kafamda işleyip iyice dikkatimi verdiğimde “buldum, burada” dediğini anladım. J Hemen aşağıya doğru inmeye başladım ve bu sırada da sakın uçurma diye devamlı sesleniyordum. Yanına inerken uçtuğunu gördüm ama yakın bir yere konmuştu ve o noktaya yönelerek bu güzellikle tanıştım. Sonra da makinamızı çıkartarak birkaç kare fotoğrafını çektik. Çok iyi fotoğraf çekemeden bu bireyi kaybettik ve biraz daha yükselmeye karar verdik. Yaklaşık 100 m daha yükselince tahminen 10 bireyin uçtuğu bir nokta bulduk ve burada yarım saat kadar zaman geçirip bol bol fotoğraf çekip dönüşe geçtik. Uzun bir dönüş bizi beklediği için çok fazla vakit geçirme şansımız yoktu.
Tüm yürüyüş bilgilerimizi GPS cihazı ile kaydettik. Toplamda 30 km ve 15 saat süren zorlu bir faaliyet sonucu çadırımıza ulaşmış olduk. Bu bedeni yorgunluğun yanı sıra tüm faaliyet süresince devamlı olarak İHA ların gölgesinde olmak ve bölgenin özel durumu da faaliyetin en önemli zorluğuydu.\"
www.trakel.org/kelebekler/?fsx=2fsdl15@d&idx=72941&title=kuzeyli_nazugum#.XUx7TegzaUk
...
www.trakel.org/kelebekler/?fsx=2fsdl15@d&idx=72942#.XUyBRegzaUk
Haber: https://yesilgazete.org/234-hak-orgutunden-ortak-aciklama-yaban-hayvanlarini-oldurme-izni-geri-alinsin/?fbclid=IwAR0n5zLrXIXXdUWUASK8p0oojfCaIOHvW_fmTze-kmn9j9ydthTSYCoHFEU