Günün röportajını Soner Bekir ile gerçekleştirdik. Keyifli okumalar dileriz...
1- Kuş gözlemin hayatınızdaki yeri nedir?
Hobim, aynı zamanda işim.
2- Kertik yarışı ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Çok keyifli bir yarışma... Fakat benim için öncelikli olan doğada yaban hayatı gözlemi. Fotoğrafçılık da hobim olduğu için keyifle kertik fotosu alıp kuşları izlemeye devam ediyorum. \"The Secret Life of Walter Mity\" filmindeki kar leoparını izleyen fotoğrafçının deklanşöre basmayıp o anın keyfini çıkarması gibi...
3-Kuş gözlem sırasında yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu? Paylaşır mısınız?
16 yılı profesyonel olmak üzere,20 yılı aşkın süredir kuş gözlemciliği yapıyorum. Doğada olmak çok büyük keyif aynı zamanda sürprizlerle dolu...
Bir gün hiç hareket etmeden oturup bir ağacın altında kuş gözlemliyordum. Bir büyük baştankara aniden gelip ayaklarımın arasına kondu. Bu sırada baştankarayı takip eden atmaca hızla başımın üstünden teğet geçti. Atmacanın kanatlarının alnımdaki rüzgârını hiç unutamam.
Bir gün Doğu Anadolu’nun kırsalında toyların üreme dansını izlemek ve fotoğraflamak için bir kamuflaj çukuru kazmıştım. Tek başıma gün doğmadan çukura girip beklemeye başladım. İlerleyen saatlerde kafamın üzerindeki çamurlu beze boğmaklı toygar kondu. Kulağımı sağır edecek kadar yüksek sesle ötmeye başladı. Bir de ona tarlakuşu katılmaz mı? Susturmak için gözlem deliğinden parmağımı çıkarttım. O anda pusuda bekleyen bir çayır delicesi hızla parmağıma dalış yapıverdi. Az daha parmağımı kaptırıyordum neyse ki ufak çiziklerle atlattım. Kamuflaj işe yaramıştı. :)
Bunlar keyifli ve eğlenceli birçok anıdan sadece ikisi... Türkiye’de arazide olmak birçok macerayı beraberinde getiriyor.
Defalarca bazı bölgelerdeki özel durumlardan haberim olmadan riskli bölgelerde kuş aradım, baskınlar oldu, hedef olduğum durumlar oldu, neyse ki hala hayattayım :)
4-Kuş gözlem ve fotoğrafçılığına yeni başlayanlar için tavsiyeleriniz olur mu?
İyi fotoğraf çekmek istiyorsanız önce kuş gözlemini öğrenin, her türün kendine özgü çok özel bir hayatı var, bunu anladığınız an fotoğraf zaten çok kolay, maalesef bizde fotoğraf ve kanıt ön plana çıkıyor, Halbuki doğada kendi belgeselinizi izliyorsunuz. İşin zevkine varın, gerisi hikâye...
Ülkemizdeki çoğu kuş fotoğrafçısının daha iyi fotoğraf çekmek için bilmeyerek kuşlara zarar verdiklerini izliyorum. (Örneğin üreme döneminde yerli kuşlarımız için çok fazla ses kullanılması, tahrik edilmesi, uçar kaçar foto isteği, hassas türlerin yuvalarına yaklaşılması) Maalesef kuşlara zarar veren bu davranışların sebebinin başkalarına kendini kanıtlamak isteği olduğunu üzülerek görüyorum. Diğer ülkelerdeki kuş gözlemcilerinin hiçbiri kuşları rahatsız etmez hatta rahatsız eden varsa onu uyarır.
Kuş gözlemcilerinin yapması gereken en önemli şeylerden biride avcılığı ve kuşlara zarar veren faaliyetleri spor olarak gören kişilere kuş gözlemlemeyi tanıtmasıdır Kuşları izletin, eminim doğada dürbün teleskopla yabanı izleyen ve doğru bilgi alan hiçbir kimse kuşlara zarar veremez, vermeyecektir.
İyi bir kuş gözlemcisi, sadece gözlemcidir. Doğanın akışına müdahale etmez. Bu dünyanın sahibi değil sadece diğer canlılarla bir parçası olduğumuzu unutmamak gerekir.
Eylül 2019, Soner Bekir