Kuşlar bizi en çok etkileyen canlıların başında gelmektedir. Doğada onlarla beraber vakit geçirdikçe her bir kuş türünün ne kadar farklı özellikte olduklarını keşfederiz.
“Alan koruma” bu özelliklerden biridir. Her canlıda olduğu gibi kuşlarda da yaşadıkları alanları belirleme ve koruma çabası vardır. Kuşlar yaşadıkları alana başka kuşların girmesini istemezler. Bu alan çok geniş olabildiği gibi, çok küçük de olabilir.
Bir martı, ortasında yuvası bulunan küçük çaplı bir dairenin içinde yaşar. Bu dairenin çapı, martının yuvasından ayrılmadan bir başka martıyı gagalamasına yetecek kadardır. Ketenkuşu benzeri bazı küçük kuşlar 10-250 metrekarelik alanları korurlar. Bülbülün alanı daha da geniştir : 1200-2000 metrekare. Kızılgerdanlı incirkuşları, davetsiz konukları komşularının yardımıyla kovar. Akkuyruksallayanlar da büyük bir dayanışma içindedir. Her alanda bir erkek yaşar, herhangi bir alana \"saldırı\" olursa, komşu alandaki erkekler uçarak gelir ve birleşerek düşmana saldırır. Bir erkek ağaçkakan yüksek bir tak tak tak sesi çıkararak bölgesini belli eder. Bu sesi, gagasını içi boş bir dala ya da ağaca vurarak çıkarır. Ağaçkakan bu mesajı vermek için gagasını saniyede 25 kez ağaca vurur. Beslenme sırasındaysa sadece birkaç kısa tak tak sesi çıkarır.
Cılıbıt türlerinin yuvasına yaklaşan bir tehlike gördüğünde kanadı kırık taklidi yaparak o tehlikeyi yuvasının bulunduğu yerden uzaklaştırmaya çalışması yine bu alan koruma davranışlarından biridir.
Alptekin Kutlu’nun (frigate) fotoğrafında gördüğümüz halkalı cılıbıt yakındaki yuvasını poyrazkuşlarına karşı savunuyor. Poyrazkuşu erkeği dişinin ilgisini çekmeye çalışırken, kum tepesinde yuvası olan halkalı cılıbıt yaralı taklidi yaparak poyrazkuşlarının dikkatini çekmeye ve onları yuvasından uzaklaştırmaya çalışıyor.
Murat Çuhadaroğlu (MuratC) akça cılıbıt fotoğrafında gördüğümüz 4 bacaklı ilginç manzaranın açıklamasını ise şöyle yapıyor:
“Akraba evliliği :) Değil tabi... Sabahın ilk ışıklarında Bodrum’da uzunbacak ve poyrazkuşu ararken bir ufaklık önümde belirdi. Ne olduğunu anlamaya çalışırken bir anda sanırım annesi olan yetişkinde geldi, ufaklık hemen annesinin karnına saklandı. Annesi etrafta yokken gayet sakin dolaşan ve benden korkmayan yavru annesi gelince böyle bir davranış sergiledi, neredeyse 5 dk falan bu pozisyonda kaldılar. Tam sebebini çözemedim ama bana olay bayağı ilginç geldiği için paylaşmak istedim. Belki anne yavruyu içgüdüsel olarak korumaya aldı, belki üşüdüğünü düşünerek ısıtıyor, belki de başka bir sebebi vardı.”
Zafer Kurnuç’un (ZaferK) akça cılıbıt fotoğraflarında da benzer davranışları görebiliyoruz ve Murat Bey’e ilettiği cevaptan bu durumun sık sık gözlendiğini anlıyoruz:
“Bu sık rastladığımız bir davranış. Altı ve sekiz bacaklı akça cılıbıt pozları var. Bunlar korkudan annelerinin kanat altına saklanıyorlar. İki veya üç yavrusunu saklamaya çalışan bir hayli akça cılıbıt fotoğrafı çektim ama inanır mısın bu aspirin kadar kuş, koca koca kuşları bile yaklaştırmıyor yavrularına. Bir de yaralı kuş taklidi yaparak dikkati dağıtma numaraları var.”
Bu davranışlarının yanı sıra cılıbıtlar “uzaktan görülemeyenler” kategorisine de giriyorlar. Deniz kıyılarında yaşayan yarım perde ayaklı halkalı cılıbıt, gerçekte göz alıcı deseni olmasına karşın, uzaktan bakıldığında kumsaldaki çakıl taşlarından ayırt edilemez. Zafer Kurnuç’un yaralı taklidi yapan akça cılıbıt fotoğraflarında bu ayrıntı da dikkatimizi çekmektedir.
Kuşları tanıdıkça korumak istiyoruz, onları izleyerek kuşların yaşam alanlarını ve giderek tüm doğayı tanımayı ve korumayı amaçlıyoruz. Başlangıçta kendilerini tanıtarak bize sevdiren kuşlar, bir süre sonra \"doğayı koruyun\" mesajı vermeye başlıyorlar. Kendilerine geliştirdikleri bu alan koruma yöntemlerinin doğa koruma yolunda bizlere verilmiş önemli bir mesaj olduğunu farkederek yaşamak ve doğaya sahip çıkmak dileğiyle...
Bilgi kaynak: http://www.kazimcapaci.com/kuslar.htm
Fotoğraflar:
Alptekin Kutlu (frigate)
Murat Çuhadaroğlu (MuratC)
Zafer Kurnuç (ZaferK)