Gediz Kuşları\'ndan Süreyya Özbek\'ten gelen mesaj;
Ağustosun ilk haftası eşimle ziyaret etme şansı bulduğum Fırtına Vadisi’nin yaylalarında beş gece geçirdik. Ev sahibimiz, bu vadide yetişmiş, ancak hayatını İzmir\'de sürdürmekte olan, yazları ise Sal Saylası’na koşup, orada köy pansiyonculuğu ve rehberlik yapan Metin beydi. Yaklaşık 2000-3000 metre arasındaki irtifada yaptığımız gezi ve yürüyüşlerle, her biri cennetten birer parça olan patikalar, şelaleler, buzul gölleri ve ladin ormanlarını ziyaret ettik; böğürtlen ve yaban mersini ziyafetleri çektik.
Ancak bir yandan bu muhteşem güzelliğin keyfini sürerken, öte yandan bu cenneti tehdit edip, bozmakta olan bir dizi sorun da bizleri kederlendirdi. Konu hakkında son derece bilinçli ve birikimli olan ev sahibimizinde katkısı ile aşağıya kısa bir tehdit listesi yaptım. Ayrıntıları merak eden ve/veya bu konuda bir şeyler yapmak isteyenler, Pisoli Bungalow Evleri: http://www.pisoli.com ya da bana ulaşabilirler:
1. HES\'ler: Herşeyden önce hidroelektrik santrallar (tünelli), tüm Türkiye doğası üzerinde olduğu gibi burada da, Demokles\'in kılıcı gibi sallanıp duruyor.
2. Yayla yolları: Herbiri yüzlerce yıldır kullanılmakta olan, doğa ile uyumlu nefis yürüyüş patikaları, güvenlik, turizm, vb. gibi nedenlerle, ne yayalar, ne de araçların kullanabileceği hilkat garibelerine dönüştürülüyor. Hem ilk yağmurda kullanılmaz hale geliyor, hem de doğanın peyzajında kilometrelerce öteden görülebilen \"jilet\" izleri açıyor. Bazılarının son derece gereksiz olduğu hemen görülebilen bu yolların bırakın turizmi desteklemeyi, özellikle yürüyüş için gelen, bilinçli ve doğaya saygılı turistleri bu coğrafyadan uzaklaştırdığı belirtiliyor. Bunlardan gerçekten çok gerekli olanları dışındakilerden vazgeçilmesi büyük önem taşıyor.
3. Dere-deniz bileşkesindeki kum-çakıl şantiyeleri: Herbiri küçük birer fabrika boyutlu bu şantiyeler, derenin yatağında sürekli müdahaleler ve yer değişiklikleri yaparak, iç güdüsel olarak doğduğu derelere tırmanıp, yumurtlamayı hedefleyen nadide Karadeniz somonlarını \"Deniz alası\" engelleyip, bu üreme sürecini baltalıyor.
4. Dere boyu alabalık çiftlikleri: Derenin azgın zamanlarında kabararak, söz konusu çiftliklerdeki alabalıkların dereye karışmasına yol açması, endemik ve tehdit altındaki bir tür olan \"kırmızı pullu alabalık\" için rekabet ve olumsuz koşullar yaratıyor.
5. Fırtına vadisinin bilinçli ve doğasever sakinleri, son yıllarda kışları ortaya çıkan \"Heliski\" uygulamalarından çok şikayetçiler.
Bazı turizm firmaları üç beş kuruş para kazanmak pahasına, helikopterlerle, dev vadilere kayakçı indiriyorlar. Tabii, korkunç gürültü ile oluşan dev çığlara, kış uykusundaki hayvanlara verilen büyük rahatsızlığa ve bizzat yöre sakinlerince de gözlenen, gürültüden çılgına dönmüş yaban keçisi ve geyikleri gibi çok sayıda soruna aldırış etmeden:
http://www.turkeyheliski.com/en/
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/02/01/kackarda.heliski.sezonu.acildi/561819.1/index.html
http://www.gezikolik.com/tr/Kayak_Turizmi/Genel_Bilgiler/Kackarlar_da_%E2%80%98heliski_/e_10456.aspx
Aklıma gelenleri buraya aktardığım sorunların, bu güzelliği bozması öncesinde yöreyi ziyaretiniz, eminim, sizlere unutulmaz anılar kazandıracak. Ama daha da önemlisi, el birliği ile bu sorunların üstesinden gelmek ve olacakları önlemek.
S.Süreyya Özbek
EGE ÜNİVERSİTESİ