Sevgili Serhatın daveti üzerine 14 Eylül akşamı 19:00 civarı İstanbuldan hareketle Saray ilçesi
üzerinden, ormanlık bir araziden geçerek düzgün bir şoseyle ulaşan orman yolundan İğneadaya
ulaştık. Bir saat kadar arkamızdan gelen Ömer abinin uyarısı üzerine dikkatle bakındığımız ormanda
5-6 kadar yaban domuzu ve adını bilemediğimiz, 5-6 cm.lik bir sincap görebildik ancak. Maalesef
Karaca-Geyik türü memelilerle karşılaşamadık. Geceyi iğneadada geçirip sabah erkenden Mert gölüne
indik (Resim). Muhteşem bir yer ! Denize 20m. kadar uzakta, kısmen sazlıklar içeren sığ bir göl.
Ördekler, sakarmekeler, her tür balıkçıllar ve günün 1.ci sürprizi 2 erişkin ve 4 gençten oluşan
kuğular. Gölde dolaşırken balıkçıllarla birlikte küçük bir adacıkta oturan akkuyruklu kartal
gencini Ömer abinin uyarısıyla farkedebildik. Bu arada göçeden balık kartalı ve Küçük orman
kartalları da cabasıydı. Öğleden sonra İğneadanın meşhur subasar ancak mevsim nedeniyle subasmaz
ormanlarına doğru yola koyulduk (Resim). Çok zengin olmasa da Türkiyenin başka hiç bir yerinde
göremediğim doğallıkta alabildiğine uzanan, meşe ağırlıklı yaprakdöken ormanları görmek heyecan
vericiydi. Küçük ağaçkakan, orman tırmaşık kuşu, uzun kuyruklu baştankara ve üstümüzden akın akın
geçen gürültücü arıkuşları bu görüntüleri süsledi. Akşam geç saatlerde yurtdışına gitmesi gereken
Ömer abiyi uğurladık. Sabahın erken saatlerinde Mert gölüne yollandık tekrar. Dünkü akkuyruklular 3
olmuştu, 1 erişkin ve 2 genç dün gözlemlediğimiz adacıkta dinleniyorlardı. Bizi farkeden erişkin
hemen havalanıp gölün etrafındaki ağaçların birine kondu. Uzun uzun gençleri seyrettik ve sürüne
sürüne Serhatın 400'üne bir de 2X TC ekleyip resimlemeye çalıştık. Bu arada üstümüzden geçen 7
adet balık kartalından birinin, acıktığından olsa gerek göle dalıp orta boy bir balıkla
uzaklaşmasını izledik. 3-4 adet KOK geçti, kara gagalı sumrular ciyak ciyak geçtiler. Sabah
göremediğimiz kuğu ailesi tam kadro ortaya çıktı. Kıyıda, benim sürmeli kumkuşu diye
heyecanlandığım, sonradan karakarınlı olduğu anlaşılan arkadaşın bir kızıl kumkuşu, 4-5 adet küçük
kumkuşu ve 3-4 adet küçük halkalı cılıbıtla tepişe tepişe aynı mekanda beslenmesi, genç bir
taşçevirenin bizi fazla yaklaştırmaması günün şirin gözlemlerindendi. Öğle üzeri dinlenmiş olarak
alandan ayrılıp dönüş yolunu tuttuk.
Her an sürprize hazır görünen ve İğneada ilçesinin dibinde, denize çok yakın bu küçük gölü; gerçek
bir balta girmemiş sınıfından ve bir sürü derenin böldüğü ormanları görmediyseniz kaybettiğiniz
epey şey var demektir. Benden söylemesi:)